23 Ekim 2021 23:45

Brecht’in ısrarlı güncelliği

Oya Yağcı, Brecht’in tiyatro anlayışının önemi üzerine yazdı.

Bertolt Brecth | Fotoğraf: Bundesarchiv,-Bild-183-W0409-300-Kolbe,Jörg-CC-BY-SA

Paylaş

Oya YAĞCI

[şunu öğretti] zamanla, boyun eğen suyun devinimleri
En dayanıklı taşı bile aşındırır.
Katı olan -anlayabiliyor musun bunu? - her zaman yenilir.

                                                                              B.Brecht

Yaşanmakta olanın tarihselliğini anımsamak zamanın sınırlarını zorlamak için güçlü bir neden sunabilir. Zamanı geriye doğru katettiğimizde geçmişten kulağımıza çalınan güçlü bir yankı, geleceğe hevesimizi yeniden uyandırabilir. Fethedilmiş zamanın ortasında durağanlığın ötesine geçmenin, vasıfsızlaştıran-mülksüzleştiren rejimin süreklilikliği yanılsamasından kurtulmanın araçlarını inşa etme inadı hazırda tutulmalı. Hareketi şimdinin içinde tahayyül etmek ve sürekli bir biçimde yeniden icat etmek zorundayız. Brecht, yeniyi şimdinin içinden söküp çıkarmamızı ve işe yararlılıkla işlememizi önerirdi.

BRECHT VE YÖNTEMİN PEDAGOJİSİ[i]

Brecht dramaturjisi, Marksizmin yöntem tartışmaları içinde “işe yararlılık” koşulu ile özel bir konuma sahiptir. İşlevsellik temelinde tanımlanan Brecht estetiği, sanat ve bilimin uzmanlaşmış, meslekleşmiş formlarının durağan hiyerarşisine karşı yöntemin “yapabilirlik” temelinde tecrübe edilmesine dayanmaktadır. Sanatın-tiyatronun teori-pratik bütünlüğünü, “Nasıl yapılır?​” ve “neden?​” sorularını işlevselleştirerek ve sonucu değil süreci temel alan bir yaklaşımla kurma çabasıdır Brecht estetiği.

Tiyatro, birlikte öğrenmenin, açığa çıkarmanın, açıklamanın, kolektif üretimin alanıdır. Tamamlanmışlığa karşı her yeni durum ve yöntem için yeniden düşünmek, değişmek ve dönüşmek, öğretirken öğrenmek ve öğrenirken öğretmek; bir Tabula Rasa, boş bir sayfa olarak tarihsel şimdinin çelişkili niteliğinin sorgulanmasına yarayan birlikte düşünme ve yapma alanıdır. Kuşkusuz bu yöntemsel yaklaşım kapitalizmin genel vasıfsızlaştırma sürecine karşı zanaatın tarihten yeniden kazanılmasına da imkan tanır. Brecht dramaturjisi pedagojik bir yöntem önerisidir ve didaktiklikten kaçınmaz. Avangardın kitleleşmemeye verdiği cevabı, anlamın savunusunu “yüce”nin uzmanlaşmış yabancılığına gerilettiği iddiasıyla ve salt biçimsellikle eleştirirken, “yeni”nin, popüler kültür - estetik yüce ikiliği ve hiyerarşisinin ötesinde yeniden düşünülmesini öneren ve pratikte de arayan bir pedagojik yöntem önerisidir Brecht’in müdahalesi.

Yaparak öğrenmenin pedagojik zemini, klasik temsilin tamamlanmışlığı içinde, üretilmişliğin tüm izlerini perdenin gerisinde bırakan, asla görülmeyecek ve tecrübe edilmeyecek olanın, kolektif gömülü emeğin sahneye taşınmasıdır aynı zamanda. Birlikte üstlenilen üretimci sürecin devrimci niteliği rastlantısallığa ve kendiliğinden gelişen tepkilere değil, deneyci çalışma-öğrenme yöntemine dayanır. Öğreti oyunlarının “eğiticinin eğitimi”[ii] ni de içeren üretim zemini, pratiğin çerçevesini çizen pedagojiyi, örgütleyici ilke konumuna yerleştirir. Bu çerçeve nesnellik koşulu ile sağlanacaktır. Yani eğitimcinin tek ve üstün aklı ya da teorinin verili kuralı tarafından değil, farklılaşan deneyimlerin ortak bir pratikte tecrübe edilmesi ile gerçekleşecek nesnel zemin… Çoğulluğu yadsımayan bir tartışma zemini.

Deneysellik ve açıklık ; sabitlenmeye karşı her tekil durum ve koşulda yeniden düşünmeye açıklık, metalaşma ve yabancılaşmaya verilecek devrimci bir yanıttır. Bir başkasının formüle ettiği tarihsel-toplumsal yanıtı neden sınama hakkım olmasın?

Sanatın biçimde yarattığı manifestocu-devrimci hamleye karşı Brecht dramaturjisi, salt estetiğin değil, devrimin de nasılı, işlevi ve işlerliği konusundaki sorularında ısrarcı ve inatçıdır. Ve kuşkusuz Brecht dramaturjisinin temellendiği epik teori de, yanıtın, bir kerede verilen ve sonsuza dek geçerli bir yanıt olamayacağı bilincinin yansıdığı, tamamlanmışlığa karşı bir teoridir.

DİYALEKTİĞİN ÖĞRETTİĞİ

Fredric Jameson, “Brecht ve Yöntem” başlıklı kitabında Brecht’te, Çin etkisi, Avrupa’da Nazi yıkımı, sürgün ve geri dönüş tecrübelerinin oluşturduğu tarihsel katmanlaşmaya dikkat çeker. Bu katmanlaşma Jameson’a göre aynı zamanda devrimci bir değişimin kutsanmasındaki yönelimi de açığa vurmaktadır: Tarihin en karanlık görünen anlarında dahi, bir devrimcinin geleceğe dair iyimserliği korumasını sağlayan, içerik ve biçim diyalektiğinin devrimci niteliğidir bu yönelime güç veren. Parçalanmaya karşı ortaklaşmayı, anlam yitimine karşı anlamın gömülü olduğu yerden açığa çıkarılmasını, değişmezliğe karşı tarihselliği savunan bir diyalektik ve asla kendi üzerine kapanamayacağını bilen bir bilinç.

Brecht’in epik kuramı kapitalizm öncesi ve Avrupa dışı bir kaynaktan beslenir: Çin Tiyatrosu. Ve teorinin karakteristiği diyalektik eleştiridir; şimdide gelecekçi bir arzu uyandıran, değişmezlik yanılgısını kesintiye uğratan ve süreci hatırlatan bir eleştiri. Sanatın yenisi ve yücesi, işe yararlılık ve didaktizmden kaçınmayan bir müdahale ile yapı bozuma uğratılır. Seyirci, metalaşan, kitleleşen eğlencenin ötesine geçen, oynayan ve düşünen olarak orkestra çukuruna ilerleyendir. Brecht’in üslup seçiminin ayırt edici yönünü nesnelliğinde bulan Jameson, düşünce ve eylem stratejilerinin temalaşarak donmasının stratejinin nesnelliği ile aşılabilirliğine işaret eder. Nesnellik, karakterin oynayanla ayrıştırılmasında işe koşulan yabancılaştırma etkisine içkindir. Brecht’in anlatı pratiğinin tamamlanmışlığa direndiği noktayı Casus[iii] teriminin içeriğinde gören Jameson, bu kavramın Brecht’in yöntemciliğinden ziyade öykücülüğünü açığa çıkardığını savunur.

Estetik temsilin iddialarına karşı geliştirilen bu eleştirel pratiğin, siyasetin postmodern teorileşme sürecinde (Yurttaşlık, anayasa, devlet, temsil rejimleri sınırında tutulan) üretim tarzından ve içerdiği çelişkilerden özerk bir görünüm sunduğu günümüzde, bilginin parçalı ve uzmanlaşmış niteliğine karşı bütünlüklü bakışı yaratmada didaktik olmaktan çekinmeyen pedagojik kaygısı değer kazanmaktadır.

Politik bir stratejinin politik bir kültür yaratmaktan ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini, kapitalizmin politikadan arındırma süreçlerinin işlevselliğinden öğrendik. Karşı kültür için harekete geçmeli.

 

[i] Oya Yağcı, “Fredric Jameson’ın Bütünleyici Eleştirel Stratejisi: Meta Teoriye Dönüş.” Yayınlanmamış doktora tezi, 2015.
[ii] Feuerbach Üzerine 3. Tez.
[iii] Casus: Yargı vermeyi gerektiren örnek dava. Her yeni durum ve koşulda farklı içeriklerce içi yeniden doldurulacak, soyut bir çerçeve olmayıp, sahici içeriği olan bir biçim. Fredric Jameson, Brecht ve Yöntem, Çev. M. H. Doğan. YKY, İstanbul,1998, s. 87.

ÖNCEKİ HABER

Benim gibi, bizim gibi insanların hayatları görünür olsun istedik

SONRAKİ HABER

İllere göre haftalık Covid-19 vaka sayıları açıklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa