HDP mitinginde konuşan Sancar, "Her kesim ile müzakere ve diyaloğa hazırız" dedi
HDP'nin Antalya'da "Demokrasiye çağrı" başlığıyla düzenlediği mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Elimizi uzatıyoruz, elimizi kimse boşta bırakmasın" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın katılımıyla Antalya’da “Demokrasiye Çağrı” mitingi düzenledi. Kepez Kent Meydanı’nda yapılan mitinge, HDP milletvekilleri ve yöneticileri ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye İş Partisi (TİP), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yöneticileri ve yurttaşlar katıldı.
"ADALETE EKMEK, SU KADAR İHTİYACIMIZ VAR"
Mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, halkı Kürtçe, Türkçe ve Arapça selamladı. "Bu ülkenin halklarının layık olduğu onurlu yaşamı getirmeye kararlıyız, bunu hep birlikte yapacağız" diyen Sancar'ın konuşmasında şunları söyledi:
"Ekonomik kriz büyüdükçe bir avuç yandaş, bir avuç sermayedar zenginleşiyor; milyonlarca insan, emekçi, köylü, çiftçi, kadın, genç yoksullaşıyor. Bu kriz değil soygun ve talan düzeninin sonucudur. Bu yanlış yönetimin, soygun ve sömürü politikalarının sonucudur. Demokrasi ve hukukun olmadığı yerde adil ekonomi de adaletli yaşam da onurlu hayat da mümkün olmaz. Biz diyoruz ki halkımızın ekmeğini büyüteceğiz, adil dağıtımı gerçekleştireceğiz. Herkesin onurlu bir hayat sürmesini sağlayacağız. Bunu da hem ekonomi politikalarımızla hem de demokrasi, barış, adalet hedefimizi gözeterek yapacağız. Eğer sömürünün bitmesini istiyorsak barışa, demokrasiye, adalete ekmek su nefes kadar ihtiyacımız var. Bu nedenle yolumuz demokrasi, barış, adalet yoludur bunu gerçekleştireceğiz.
Merkez Bankası kararıyla faizleri düşürüldü döviz fırladı. Dövizin bir kuruş artışı soframızın ekmeğin çalınması demektir, çiftçinin mazotuna gübresine zam demektir. Her alanda fiyatların yükselmesi ve bir avuç kesimin zenginleşmesi demektir. Kim bilir dövizin böyle fırlayacağı bilindiği halde, o kararı almadan önce kimler milyonlarca dolar satın aldı? Buradan çağrı yapıyoruz; Merkez Bankası açıklasın, o gece kimler döviz aldı? Ne kadar döviz aldı? 100 bin doların üstünde kimler döviz almışsa, Merkez Bankası açıklasın. Görelim dövizin artmasının kimlere yaradığını. Biz kimlere zarar verdiğini biliyoruz. Biz biliyoruz bu politikalar halkın ekmeğine, aşına geleceğine ipotek koymaktır."
"BÜYÜKELÇİLERLE KRİZİ UNUTTURAMAZ"
"10 ülkenin büyükelçisi bir ortak bildiri yayınlar. Söyledikleri şu: 'AİHM kararlarını uygulayın, Osman Kavala’yı serbest bırakın'. Tabii ki AİHM kararını bu ülkenin mahkemeleri ve iktidar uygulamak zorundadır. Siz kendi iradenizle gidip Avrupa Konseyine üye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine imza atmışsınız. 'Ben bu sözleşmeye bağlı kalacağıma söz veriyorum' demişsiniz. Sonra AİHM’nin yargı yetkisini tanımışsınız. Şu berbat anayasa bile bunu gerektiriyor ama şimdi bu talebi dile getirdiler diye yeni bir kriz çıkarıyor.
Selahattin Demirtaş’ın da Kavala’nın da derhal serbest bırakılması gerekiyor. Çünkü onlar mahkeme kararlarıyla değil Sarayın emriyle içerideler. Onlar hukuken tutuklu değil, siyasi rehinedir. Hakaretler yağdırıyor, ‘terörist’ diyor, ailesini hedef gösteriyor. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Siyaseten yenemediğin güce hakaret etmek zayıflıktır, suçtur. Demirtaş da ailesi de onurumuzdur. Bütün siyasi rehine dostlarımızı özgürlüğe kavuşturacak yol uzak değildir. Bu kararlılık ve irade ile yürüdüğümüz sürece bu yolu en kısa şekilde bitireceğiz. Siyasi rehine olan bütün aydınları gazetecilerin hepsinin serbest kalacağı adil bir hukuk düzenini bu ülkeye birlikte getireceğiz. Dostlarımızla bu meydanlarla özgürlük içinde buluşacağız, o günler yakındır buna inanın. Demirtaş’a ‘terörist’ diyor. Peki, dava devam ediyor. Kumpas davası gibi diğer bütün davalar da keyfice açılan davalardır. Hiçbir arkadaşımıza terörist demek kimsenin hakkı ve haddi değildir."
"MÜZAKERE VE DİYALOĞA HAZIRIZ"
"Biz toplumun her kesimi ile müzakereye diyaloğa hazırız. Toplumun her kesimi ile konuşmak için oturup dinlemek için elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz. Sadece bize yakın olanlarla değil bize uzak olanlarla da konuşmak istiyoruz. Bizi sevmeyenlere de el uzatmak istiyoruz. Belki onlarca yıllık propagandadan dolayı bizden nefret edenler var bu toplumda. Biz onlarla da konuşmak müzakere etmek istiyoruz. Elimizi uzatıyoruz, elimizi boşta kimse bırakmasın. Toplum kesimlerine sesleniyorum, bir kuruluşa ya da bir partiye seslenmiyorum, bunu çarpıtıyorlar. Seçimlerde ne yapacağımızı açıkladık. Bu konuda en şeffaf en açık politikayı biz izliyoruz. Kapı arkasında gizli senaryolar içinde yokuz biz. Biz halkın önünde müzakere ederek yol alıyoruz ve bu toplumda herkesle müzakereyi yürütmek için çalışmaya ve bu yolda yürümeye kararlıyız." (Antalya/MA)