26 Ekim 2021 00:15

Metal işçisi birliği sağladığında faturayı reddetmeyi de başaracak

“Eğer metal işçileri, bürokrasiye rağmen birliğini sağlayabilirse krizin faturasının kendilerinin sırtına yıkılması girişimlerine karşı bu sözleşmeyi bir dayanak haline getirebilir.”

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Arzu ERKAN

Otomotiv sektöründe bu yılın ilk çeyreğinde başlayan çip-yarı iletken tedarikinde yaşanan sorunlardan kaynaklı üretim duruşları ekim ayında da devam ediyor. Renault yönetimi ekim ayı sonuna kadar fabrikada bir hafta üretim yapılıp, bir hafta yapılmayacağını açıklarken, Ford Otosan’da ise cumartesi günleri üretim duruşu yaşanıyor. Ana sanayilerdeki üretim duruşları yan sanayiler ve tedarikçileri de doğrudan etkilerken, bu duruşların faturası; Renault’da çalışılmayan günler için ücretlerde yüzde 24’lük bir kesinti yapılması şeklinde ya da Ford’da olduğu gibi yıllık izinler kullandırılarak işçilere kesiliyor. Pandemi ile gündeme gelen tedarik zincirinde yaşanan sorunların sorumlusunun kendileri olmadığını, bu sorun bahane edilerek haklarına göz dikildiğini ve sektörde başlayan MESS grup sözleşmesinin baskılanmaya çalışıldığını dile getiren işçilerse öfkeli.

Mikro çip-yarı iletken tedarikinde yaşanan sorunlar ya da en bilinen haliyle çip krizi yeni değil. Hatırlanacaktır, kovid-19 salgının tüm dünyada etkisinin en ağır hissedildiği 2020 yılında gündeme gelmişti. Mikro çipler-yarı iletkenler; beyaz eşya üretiminden otomobillere, akıllı telefonlardan bilgisayar ve tabletlere, savunma sanayiden giyilebilir sağlık ürünlerine kadar her alanda kullanıyor. Pandemi; imalat sanayi açısından tedarik zincirinde aksamalara neden olmuş, mikro çip-yarı iletkenleri kullanan sektörlerin bu ürünleri üretilenden daha fazla talep etmesi ise çip arzında küresel bir kıtlığı beraberinde getirmişti.

ÜRETİM ARTTI

Bizde etkileri 2021 yılı mart-nisan aylarında Renault, Ford, TOFAŞ gibi fabrikalarda yaşanan üretim duruşları ile tartışılmaya başlanan çip krizi; görünen odur ki metal sektöründe 130 bin işçiyi ilgilendiren MESS grup sözleşmelerinde patronlar tarafından ücretleri baskılamak için de gündeme getirilecek. Daha ilk görüşmede mikro çip tedarikinde yaşanan sorunlara vurgu yapan metal patronları, üretimde yaşanan duruşlara gönderme yaparak sektörün “Darboğaza girilebileceği” iddiasını ortaya atmaktan da geri durmadılar. Patronlar bu iddiaları ortaya atsa da Otomotiv Sanayi Derneği verileri böyle demiyor.

Otomotiv Sanayii Derneğinin eylül 2021 raporlarına göre; 2021 yılı ocak-eylül döneminde toplam üretim yüzde 8 artarken, otomobil üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam üretim 921 bin 619 adet, otomobil üretimi ise 571 bin 108 adet olarak gerçekleşti. Toplam pazar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artarak 582 bin 83 adet olurken, bu dönemde otomobil pazarı ise yüzde 12 oranında artarak 434 bin 800 adet olarak gerçekleşti. Ticari araç grubunda ise bu dönemde üretim yüzde 26 artarken, ağır ticari araçta yüzde 38, hafif ticari araçta ise yüzde 25 oranında artış sağlandı. Ticari araç pazarı ise yüzde 23 artarken, hafif ticari araçta artış yüzde 18, ağır ticari araçta yüzde 63 oldu.

DURUŞLAR YAN SANAYİYİ DE ETKİLİYOR

Bir örnekle devam edersek; Ford Otosan 2020 yılında bir önceki yıla göre kârını yüzde 114 artırdı. 2019 yılında 1 milyar 959 milyon 484 bin lira net kâr açıklayan şirket, pandemi yılı olan 2020’de net kârını yüzde 114 (2 kattan fazla) arttırarak 4 milyar 194 milyon 913 bin liraya çıkardı. 2021 yılının ilk üç ayında, artan üretim ve ihracat, yurt içi satış adetlerinde artış ve TL’de yaşanan değer kaybı Ford’un kârını arttırırken, ilk üç aydaki brüt kârı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 93 artarak 2 milyar 68 milyon lirayı buldu.

Pandemi yılını bile rekor bir kâr oranı ile kapatan Ford Otosan, bu yılın 19 Nisan ile 13 Haziran tarihleri arasında çip tedarikinde yaşanan sorun nedeniyle Gölcük fabrikasında üretime 8 hafta ara vermişti. O dönem kısa çalışma ödeneğinden yararlanılan fabrikada çalışılmayan günler için işçilere ücretleri İşsizlik Sigortası Fonundan ödenmişti. 6 haftayı aşkın süredir de cumartesi günleri üretimin yapılmadığı fabrikada, işçilerin çalışmadığı günler yıllık izinlerinden düşüyor. Ford Otosan’da çip krizi nedeniyle yaşanan üretim duruşları yan sanayileri de doğrudan etkilerken, Magna, B Plas, SAS gibi işyerlerinde de cumartesi günleri çalışılmazken, bu işyerlerinde de işçilerin yıllık izinleri kesiliyor.

BU KRİZ İŞÇİLERİN KAZANIMINA SALDIRIYA DÖNÜŞÜYOR

MESS grup sözleşmesi kapsamında taraflar 12 Ekim tarihinde ilk kez bir araya geldi. Bu görüşmenin gerçekleştirildiği saatlerde, Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün çevrim içi bir toplantıda şirket çalışanlarına seslenerek fabrikanın genel durumu hakkında bilgi verdi.

O toplantıda; Türk lirasının değer kaybetmesine karşın şirketin ihracatçı olması nedeniyle gayet iyi bir finansal tablo çizdiği bilgisini veren Yenigün, Türkiye’nin ilk ve tek yerli şanzımanının lansmanının müjdesini de verdi! Çip krizinin devam edeceğini de sözlerine ekleyen Yenigün “Maalesef bir gün dur, bir gün kalk, mesai iptal et, mesai koy gibi hiç istemediğimiz süreçler yaşıyoruz” diyerek işçilere “esneklik”leri için teşekkür etti!  Sanki esnek çalıştırma biçimlerini kabul edip etmedikleri işçilere soruluyormuş gibi!

Ekonomik kriz, pandemi, çip krizi… Sayılar da ortaya koyuyor ki sektörün devleri kâr etmeye, büyümeye devam ediyor. Lakin tüm bu “krizleri” sendikal bürokrasinin de marifetiyle kendileri açısından bir fırsata çevirmeyi de başarıyorlar. Kriz sopası; işçilerin kazanımlarına saldırının, ekmeğini büyütme mücadelesini baskılamanın bir aracı haline dönüştürülüyor.

SÖZLEŞMEYE BİR MADDE EKLENEMEZ Mİ?

Eğer metal işçileri, bürokrasiye rağmen birliğini sağlayabilirse krizin faturasının kendilerinin sırtına yıkılması girişimlerine karşı bu sözleşmeyi bir dayanak haline getirebilir. Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün’ün teşekkürü borç bildiği esneklik hükümlerinin sözleşmeden çıkarılması ile başlanabilir örneğin. Sözleşmede 4857 sayılı İş Yasası’na atıf yapan çokça hüküm var. MESS’in her dönem denkleştirme usulü çalışmayı 2 aydan 4 aya çıkarma girişimini de hiç akıldan çıkarmamak gerek. Gerek otomotiv sektörü gerekse de tek tek şirketler açısından büyüme ve kârlılık oranları ortada. Üstelik buna karşın iş kolunda örgütlü sendikalar Türk Metal yüzde 29.75, Birleşik Metal-İş ise yüzde 30.89 zam talebiyle masaya oturuyor. Taslaklar açıklandığı günden bugüne metal işçilerinin altını çizdiği “Bu rakamlarla masaya oturmak işçiyi enflasyona ezdirmektir” itirazını da hatırlatmakta fayda var. Faturayı reddetme mücadelesinin başat unsurlarından biri de gerçek enflasyon ve refah payı oranında bir artış talep etmek olsa gerek.

Bitirirken, henüz işçi sendikalarının MESS’e sunacakları taslaklar açıklanmadan önce bir metal işçisinin “Bu dönem olmazsa olmaz” diyerek vurguladığı bir talebi hatırlatmakta yarar görüyorum. Pandemi, sel, deprem, yangın, çip krizi, ekonomik daralma… İşçiden kaynaklı olmayan tüm bu üretim duruşlarında işçi ücretlerini güvenceye alacak bir madde eklenemez mi sözleşmeye? Yani bir sözleşme maddesi olarak “…Bu durumlarda işçilere ücretli izin verilir” düzenlemesi yapılamaz mı?

Kuşkusuz bu taleplerin sendikal bürokrasi engelini aşmadan hayata geçmesi zor. Metal işçileri bürokrasiyi aşacak bir birlik sağlamayı başardığında, esas o zaman, faturayı reddetmeyi de başaracak.

ÖNCEKİ HABER

Eda Nur Kaplan'a cinsel saldırı iddianamesi kabul edildi

SONRAKİ HABER

MESS sözleşmesindeki zam talebi güncellenip yükseltilmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa