26 Ekim 2021 00:21

MESS sözleşmesindeki zam talebi güncellenip yükseltilmeli

"Artan pahalılık, yükselen enflasyon ve döviz karşısında eriyen ücretlerin telafisi için MESS sözleşmesindeki zam talebi güncellenip yükseltilmeli."

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Kemal KESKİN
İzmir

Türkiye’de dolar ve enflasyon her geçen gün giderek yükseliyor. Bu yükseliş karşısında işçilerin ücreti ise günden güne eriyor. Artan hayat pahalılığı ve eriyen maaşlar karşısında ise işçinin geçim derdi her geçen gün daha da büyüyen bir sorun haline geliyor.

Çiğli’de CMS, Nemak ve Totomak fabrikaları, patron sendikası olan MESS ile grup sözleşmesi görüşmelerini sürdürüyor. CMS ve Nemak’ta Türk Metal Sendikası örgütlüyken, Totomak’ta Birleşik Metal-İş Sendikası var. İlk görüşme 12 Ekim 2021 tarihinde yapılmasına rağmen, işçiler sürecin ilerleyişinden memnun değil.

"ARTAN ENFLASYONLA ÜCRETLERİMİZ ERİYOR"

Artan enflasyon ve giderek eriyen ücretlere dair konuşan Çiğli CMS işçisi, “Kalabalık bir aileyiz, hepimiz çalışıyoruz ve ben bekar olduğum halde aldığım ücret yetmiyor” diyor ama sözlerine şunu da ekliyor: “Birçok işyerine göre ücretlerimiz daha iyi.”

Bu yalnızca tek bir işçinin fikri değil. Bir başka işçi de durumu, “Kimi işyerleri ile karşılaştırdığımızda daha iyi ücret alıyor görünsek de yetmiyor” şeklinde özetliyor.

Fazla mesai talebi ilk olarak işverenin talebi olsa da artık işçiler de fazla mesaiye kalmayı tercih ediyor. Bu da büyüyen kredi kartı borçlarının, çocukların artan ihtiyaçlarının bir sonucu. Yani ihtiyaçlara yetişmek için insanlığından çıkan işçiler gözümüzün önünde bütün gerçekliğiyle duruyor.

CMS’DE ARTAN İŞ YÜKÜ VE SORUNLAR

İşlerin ağırlığının altından kalkamayan ve bu duruma dayanamayan işçilerin durumunu ise bir başka CMS işçisi, “Dün işe başlamış olan arkadaşı bugün işi bırakmış olarak görüyoruz” şeklinde açıklıyor. Yani CMS’de sık sık işe başlamanın ve akabinde iş bırakmanın normalleştiği bir durumla karşı karşıyayız.

Fabrikada arıza bildirimi sonrası ara uzadığında, işçiler kendilerini bedenen başka işler yaparken buluyor. Bunun bir sonucu olarak da iş kazası ve sakatlanma riskinin artması normal hale gelmiş durumda. Makinenin durmasını istemeyen yöneticiler, işçileri sürekli “hadi” diyerek çalışmaya zorluyor. Hatta yaşanan müdür değişimi sonrası çay molası dahi sorun olmaya başlamış.

DOLAR 9,5 OLDU, METAL TASLAĞI REVİZE EDİLMELİ

Yapılan toplu sözleşme görüşmesi sonrası sendikanın çalışmalarından bahseden işçi, “Sendika ilk önce bir anket yaptı, sonra ‘Vardiya’ dergisi dağıtıldı hepsi bu” sözleriyle sürece dair eleştirilerini sunuyor. Bu noktada işçilere yönelik herhangi bir bilgilendirme ya da onları sürece dahil etme söz konusu değil. Sendika kısaca “Sizin yerinize işleri biz yoluna koyarız” tavrı takınıyor.

Şu soruları sormakta fayda var:

- Sözleşme işçiler adına yapılmıyor mu?
- Sendika işçilerin kendi örgütü değil mi?
- İşçilerin iradeleri ve kendileri yoksa işler nasıl yoluna konacak?
- İşçilerin katılımı ve onayı alınmadan imzalanacak sözleşme hangi derde derman olacak?

Sözleşme taslağı açıklanırken zam talebi zaten işçilerin anketlerde belirttiği zam talebinin altındaydı. Üstelik o gün dolar 7 lira civarındayken, şimdilerde ücret zamları görüşülmeden dolar 9.5 TL oldu. Bu kaybın zam talebine eklenmesi gerekirken, sendika böyle bir yaklaşım sergilemiyor. İşçiye bu konuda fikrini soran da yok. Peki TİS işyeri komiteleri neden kurulmaz ve işçiler sürece dahil edilmeyip niye dışında tutulur? İşçi, sendikasına nasıl güvenir?

"ÜRETİMİ DURDURMUŞ OLSAK NE OLUR BİR DÜŞÜNÜN"

Sürecin ilerleme şekline olan eleştirisini bir işçi, “Dün olduğu gibi bugün de ilerleyen günlerde de elimize birer bayrak vererek, bir iki slogan atarak patronlara sesimizi duyurmuş ve eylem yapmış oluruz. Oysa 1-2 saat üretimi durdurmuş olsak ne olur bir düşünün” diyor.

Totomak, Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu fabrika. Çiğli Organize’de ikinci bir işyeri kiralamış durumda. Sözleşmeye ilişkin yorum yapan Totomak işçisi, “Her dönem ne oluyorsa aynısı olacak, yüzde 20-25 bandında” diyor. Aynı işçi sözleşmeye dair arkadaşlarının umutlu olmadığını da ekliyor.

SENDİKACI İŞÇİ GİBİ YAŞARSA ONLARDAN BİRİ OLUR

Sendikacılar; ne yapar, nasıl yaşar, ne kadar ücret alır? Bu sorulara Çiğli CMS işçisinin cevabı, “Bilmiyoruz, söylemiyorlar” oluyor. Oysa yüz binlerle ifade edilen üye sayılarını dikkate aldığımızda ve alınan aidatlar üzerinden hesap yapıldığında, bunun yüklüce bir para tutacağı ortada.

İşçiler, zaten patronlarla uğraşırken, ikinci bir patrona dur demeli. Unutulmasın! Sendika, işçilerin bedeller ödeyerek oluşturdukları örgütlerdir. Sendikacı belki onca harcamadan, masraftan söz edecektir. Çözüm ise basit. Sendikacı en yüksek ücret alan işçinin biraz üzerinde ücret alırsa, işçi gibi yaşarsa, onlardan biri olabilir.

PANDEMİDE ÖLEN İŞÇİLERE SERMAYENİN BORCU VAR

İşçiler ölümüne çalıştı denmişti. Sıra artık sermayede. O zaman artan pahalılık, yükselen enflasyon ve döviz karşısında eriyen ücretlerin telafisi için MESS sözleşmesindeki zam talebi güncellenip yükseltilmeli. Göstermelik açıklamalarda dile getirilen “grevse grev” için ciddi örgütlenme adımları atılıp işçi hazırlanmalı. İşte o zaman “Ölümüne çalıştık, şimdi sıra sermayede” denmesinin anlamı olur.

OTİS İşçisi Cihan’a, Nemak İşçisi Ali’ye, Türk Traktör’den Fatih’e, B/S/H’den Sedef’e, Arçelik’ten Serdar’a, Musa’ya... Pandemide ölen işçilere sermayenin borcu var.

ÖNCEKİ HABER

Metal işçisi birliği sağladığında faturayı reddetmeyi de başaracak

SONRAKİ HABER

Milli Eğitim Bakanı, 850 bin sınıfın 1817'sinde yüz yüze eğitime ara verildiğini açıkladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa