DERİTEKS Genel Başkanı Alagöz: Örgütlenmeyi engelleyen yüzde 1’lik baraj kaldırılmalı
İş kolu barajının örgütlenmeyi engellediğini ifade eden DERİTEKS Genel Başkanı Makum Alagöz barajın kaldırılması gerektiğini söyledi.
Fotoğraf: MA
Murat UYSAL
İstanbul
Patronların örgütlenmeyi engelleme çabalarının yanı sıra, mevzuattaki zorluklar da işçilerin sendikalaşmasını olumsuz etkiliyor. Bunların başında da yüzde 1’lik iş kolu barajı geliyor. İş kolu barajının örgütlenmeyi engellediğini ifade eden DERİTEKS Genel Başkanı Makum Alagöz barajın kaldırılması gerektiğini söyledi.
2013’te yapılan mevzuat değişikliği ile sendika üyelikleri için SGK kayıtları dikkate alınmaya başlandı ve iş kolu barajı yüzde 1 olarak belirlendi. Bu nedenle daha önce iş kolu barajının üstünde olan ve toplu sözleşme imzalayabilen bazı sendikalar, yeni üyelik verileriyle barajın altına düştü. Baraj altında kalan sendikalar, işyerinde çoğunluğu almış olsa da toplu sözleşme imzalayamıyor. Bu durumda Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’e bağlı birçok sendika bulunuyor. Baraj altındaki o sendikalardan biri de Türk-İş’e bağlı DERİTEKS.
BİR GECEDE YETKİYİ ALDLAR
DERİTEKS Genel Başkanı Makum Alagöz mevzuat değişikliğinin Türk-İş Eski Başkanı Mustafa Kumlu’nun imzasıyla geçtiğini hatırlatarak deri işçilerinin Kumlu’yu iyi anmadığını söyledi. Deri iş kolunun zorluklarından bahseden Alagöz, “Tabakhane işçisi havanın buz gibi soğuk olduğu sabahın 5’inde evden çıkar işine gider, bir gün önceden terli, ıslak bir şekilde dolabına koyduğu buz gibi kesen elbisesini giyer ve o soğukta buz gibi soğuk suların içine girerek işine başlar. Tabakhanenin fareleri başka işyerlerinin farelerine benzemez. Paletin altına sığmaz bizim farelerimiz. Bizim sivrisineklerimiz de özeldir. Tabakhane sineği soktuğunda 4-5 gün boyunca kaşındırır insanı. 1 gecede deri işçilerini tekstil sektörü ile birleştirerek yetkimizin yok olmasını sağladılar. Tabakhane işçisine yapılan bu 1 gece operasyonu aslında Türkiye işçi sınıfına yapılmış bir operasyondur” dedi.
BARAJI SAVUNANLAR DA VAR
Alagöz, yasa çıkarken deri iş kolunda 60-70 bin işçi olduğunu, daha sonra iş kolunun tekstil, dokuma ve giyimle birleştirildiğini, bu nedenle işçi sayısının da 1 milyona çıktığını hatırlatarak, “Biz tüm baraj engellemelerine rağmen örgütlenme çalışmaları yaptık, birçok tekstil fabrikasında örgütlendik. Yetki aldığımız tekstil fabrikaları var ama bakanlıkta yetkimiz olmadığı için hem biz hem de işçiler her türlü baskıya maruz kalıyoruz. Bu baraj kanununu çıkardıklarında barajın her sene yüzde 1, yüzde 2, yüzde 3 diye artacağı planlanıyordu. Böyle bir planda neredeyse tüm sendikaların baraj altında kalacağı için bunu yüzde 1’de sabit tuttular. Baraj altında kalan birkaç sendikadan biriyiz, Türk-İş’teki baraj altında kalmış tek sendikayız” diye konuştu. Barajın kaldırılması için yoğun çaba sarf ettiklerini dile getiren Alagöz, “Türk-İş içindeki bazı sendikalar barajın kalmasını destekliyorlar. Türk-İş içindeki baraj savunucusu sendikaların derdi barajın kalkması durumunda kendilerine rakip sendikaların örgütlenmelerini engelleyeceği korkusu. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay barajın kaldırılmasına yönelik talebimizi umursuyor, toplantılarda dile getiriyor ancak senelerdir kardeş sendika dediğimiz sendikalar bu talebimize karşı çıkıyor” dedi.
"ÖRGÜTLENME ÇALIŞMASI YÜRÜTTÜĞÜMÜZ YERE UZANIYORLAR"
Aynı iş kolundaki sendikalarla çatışmanın işçileri olumsuz etkilediğini söyleyen Alagöz, “Tabii ki tek sıkıntımız baraj değil, örgütlenme yaptığımız fabrikalarda aynı iş kolunda olduğumuz sendikalar yetkimizin olmadığını ortaya atarak hem DERİTEKS’in hem de hakları için mücadele veren işçilerin önüne set çekiyor. Milyonlarca sendikasız işçi olmasına rağmen binlerce fabrika örgütsüzken bu bahsettiğim sendikalar özellikle bizim çalışma yürüttüğümüz yerlere uzanıyor. Sendikalar arasındaki bu çatışma tabii ki de işçinin hakkını almasını engelliyor. Sendikalar arasındaki çatışmayı fırsat bilen patronlar da bu çatışmayı kızıştırıyor” dedi.