29 Ekim 2021 00:26

Squid Game kartlarına ihtiyacımız yok, ihtiyacımız olan örgütlü mücadele

"Dizinin ana karakteri aslında hepimizle benzer bir hayal kuruyor. At yarışı oynarken, izlerken, hali hareketleri hepimize kendimizi anımsatmıştır.”

Netflix Türkiye YouTube kanalında yayımlanan 'Squid Game | Resmi Fragman | Netflix' adlı videodan alınmıştır

Paylaş

Bir Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Squid Game dizisini çok fazla insan izledi; genç, yaşlı, kadın, erkek. Ben de izleme fırsatı buldum. İlk andan itibaren kafamda bazı soru işaretleri oldu. Dizinin ana karakteri aslında hepimizle benzer bir hayal kuruyor. At yarışı oynarken, izlerken, hali hareketleri hepimize kendimizi anımsatmıştır. Çünkü pek çoğumuz zaman zaman bahis, kripto para, şans oyunları gibi yerlere bir umut olur mu diye para vermişizdir. Hayalimiz ne diye düşünürsek aslında genelde borç harcı kapatmak, bir ev, bir araba sahibi olmak, çocuklarımıza insanca bir hayat sunmak, toplamda güvenilir bir hayat yaşamak, belki istediğimiz işi yapmak. Bunun sebebi ne peki? Yaşadığımız hayat koşulları değil mi? Güvencesizlik, borcu borçla döndürme, yarını görememe, kendimiz ve ailemizin hayatından endişe etmek.

Aslında hiçbirimiz çok zengin olalım, birileri üzerinden para kazanalım derdinde değiliz. Sadece hepimiz insanca yaşamak istiyoruz öyle değil mi? Yaşadığımız hayat ana karakterin hayatından çok da farklı mı diye düşünüyorum, aslında değil. Birileri zevk sefa içinde keyif için binbir türlü sapkınlıklara düşerken, artık ne yapacağını şaşırdığı için, bizler her geçen gün yoksullaşıyoruz. Kadın cinayetlerinde, iş cinayetlerinde, ölüyoruz. Bazen bir virüs bahane, bazen başka bir şey. Bazen iş kazalarında sağlığımızı, bedenimizin bir parçasını, psikolojimizi kaybediyoruz, zarar görüyoruz. Tıpkı dizideki oyundaki oyuncular gibi. Birileri bunları görüyor, ölüm kalım çok umurlarında olmuyor. Biz zaten onların insafa gelmesini bekleyerek bir yere varamayız.

Örneğin SMA’lı çocuklar tedavisi olan bir hastalık yüzünden ölmüyorlar mı, göz göre göre. Ya da bu dünya düzeni Türkiye’den Kore’ye her yerde böyle değil mi? Dizinin dünyada bu kadar izlenme sebebi biraz da herkesin bu düzenden bıkmış olması bence. Ana karakterimiz bir işçi, bir sahnede duygulanıp uzaklara dalıyor,  greve çıktıklarında öldürülen işçi arkadaşını düşünerek. Bununla birlikte hatırlayalım, işçi arkadaşını kurtarmak için kendi canını tehlikeye atan, kendisi de ölen bir sürü işçinin haberini. Ya da bu karakterin bir sürü meselede aldığı tavra bakalım, yardımlaşma, yaşlı olan oyuncuyla olan ilişkisi, göçmen olanı dışlamayışı. Hepimizin dünyanın pek çok yerinde benzer hikayeleri var.

Bugün tütün yasaklanıyor yine tütün içiyoruz, bahis siteleri yasa dışı hâlâ bazılarımız buralara ümit bağlıyor. Yani tehlikeli yasak olan şeyleri yapmaya zorlanıyoruz. Yıllardır olmayacağını bilerek yine de tekrar tekrar kumardan, şans oyunlarından bir umut bekliyoruz ama ihtiyacımız bu değil. Şunu düşündüm diziyi izlerken, Türkiye’de böyle bir oyun oynansa kaç kişi kabul eder? Belki de sayı çok yüksek olacak, hele son yıllarda iyice artan intihar oranlarını, kredi kartı borcuyla boğuşan vatandaş sayısını düşünürsek. Bu oyun aslında her gün oynanıyor, bir sürü insan yoksulluk nedeniyle ölüyor, tedavi olamıyor, intihara sürükleniyor. Yasaların, devletin almadığı önlemler yüzünden iş kazalarında, kadın cinayetlerinde can veriyor, çocuklar istismara uğruyor. Hepimiz çalışıyoruz ama elde var sıfır. Biraz şanslı olanlarımız ana babadan bir şey kalanlarımız belki bir tık ekonomik olarak iyi durumda ama aslında hepimiz aynı dünyanın özlemi içindeyiz. İnsan gibi yaşamak, insan gibi çalışmak, hesap kitap yapmadan kafamızı yastığa koyabilmek. Çünkü ölüyoruz, her geçen gün halimiz kötüye gidiyor.

Bunun için böyle bir oyun oynamaya gerek yok. Yapılacaklar çok açık, her birimiz ne istiyorsak bunun için bir araya gelmeli, hakkımız olanı talep etmeliyiz. Bizler at yarışındaki at değiliz, patronlar da bizim jokeylerimiz değil. Birileri gittikçe zenginleşecek, yedi sülalesine yetecek parayı toplayacak, bir patron diğerini yutacak, en zengin o olacak diye bu hayatı yaşamıyoruz. Bu diziden bana kalan his gerçekten ne kadar korkunç görünse de içinde yaşadıklarımızın dizide anlatılanlardan çok farklı olmadığı ve çözümün birilerinin ölüp, birilerinin zenginlik peşinde koşmasında değil, hep beraber bütün bu düzeneği yıkmakla olacağıdır. Squid Game kartlarına ihtiyacımız yok, böyle bir davete de. İhtiyacımız olan örgütlü, birleşik bir mücadele!

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan: İngiltere’de, Amerika’da raflar boş; bizde bolluk yoluna devam ediyor

SONRAKİ HABER

Rutubetli, bodrum kat evi bile çok görüyorlar, biz ne yapalım?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa