29 Ekim 2021 10:14

OHAL Komisyonunun ret kararını değerlendiren Barış Akademisyenleri: Karar hukuki değil siyasi

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun ret kararlarını değerlendiren Barış Akademisyenleri, kararın Saray'dan bağımsız alınmış olabileceğini düşünmediklerini söyledi.

Fotoğraf: Tamer Arda Erşin/Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu, ‘Barış Bildirisi’ imzacısı Ankara Üniversitesinden ihraç edilen Dr. Nail Dertli ve İstanbul Üniversitesinden ihraç edilen Doç. Dr. Ahsen Deniz Morva, Dr. Öğretim Görevlisi Erhan Keleşoğlu, Dr. Öğretim Üyesi Ertan Ersoy ve Prof. Dr. Hakan Ongan’ın dosyalarını da karara bağladı. Komisyon ‘Barış Bildirisi’ imzacıları Dertli, Morva, Keleşoğlu, Ersoy ve Ongan’a da “ret” kararı verdi.

Kararı Evrensel’e değerlendiren barış akademisyenleri, hukuki bir süreç işletilmediğine dikkat çekerek ülkede bütün kurumların, yargısından yürütmesine kadar tek adamın ağzının içine baktığı bir koşulda dönemde OHAL Komisyonunun da Saray’dan bağımsız bir karar verileceğini düşünmediklerini ve siyasi bir karar verildiğini düşündüklerini dile getirdi.

"SİYASETEN BÖYLE BİR KARAR BEKLİYORDUM"

Bu kararı beklediğini söyleyen İstanbul Üniversitesinden ihraç edilen Dr. Erhan Keleşoğlu, “Bu sonucu beklemem hukukun gereği değil siyaseten böyle bir karar bekliyordum. Çünkü Anayasa Mahkemesi bizim beraatimize kanaat getirdi. İfade hürriyetini kullandığımıza kanaat getirdi. Mahkemelerden zaten beraat kararları aldık. Sonrasında beklenen bizim göreve iade edilmemizdi” dedi.

"HUKUKİ BİR SÜREÇ İŞLEMİYOR"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Mecliste yaptığı konuşmada, ‘AYM nerede bir hain varsa onlarla yan yanadır’ sözlerini hatırlatan Keleşoğlu, “Bu kararı dünkü Bahçeli’nin konuşmasıyla değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Bu konuşmanın ardından bu kararın verilmesi tesadüf değildir. Arkasından da bu karar geldi. Hukuki bir süreç işlemiyor siyasi bir süreç işliyor. Sonrasında da siyaseten sona erecek bizim sürecimiz” ifadelerini kullandı.

"BU HUKUKSUZLUK ELBET BİTECEK"

AİHM’nin, OHAL komisyonunun kurulması fikrini veren kurum olduğunu aktaran Keleşoğlu, “Onların da bir danışıklı dövüş içerisinde olduğunu düşünüyorum. Çok sayıda ihlal gerçekleşti. Türkiye’den çok sayıda başvuru var. Çok pragmatik bakıyorlar. AİHM’nin çeşitli kararları üzerinden yaşanan tartışma belli, büyükelçilerle yaşanan kriz belli, dolayısıyla bir hukuk işlemiyor. Siyaseten bir süreç işliyor biz de onun bir parçası ve mağduru durumundayız” diye konuştu.

Keleşoğlu son olarak şunları söyledi: "Bundan sonra idare mahkemesine başvuracağız. Zaten OHAL Komisyonunun, AİHM’den ek süre istedikten sonra bu kararı vermesi de çok anlamlı. AİHM’ye ‘Biz kararımızı verdik ve idare mahkemesi yolu açık dolayısıyla iç hukuk yolu tüketilmiş değil. Bu insanlar gitsinler iç hukuk yolunu tüketsinler. Sonra AİHM bununla ilgilenebilir’ diyecekler. Süreç uzayacak da uzayacak. Zaman kazanılıyor. Sonunda adalet tecelli edecek ve biz görevimize döneceğiz. Bu hukuksuzluk elbet bir gün bitecek."

"5 YIL OLDU, HÂLÂ HANGİ GEREKÇEYLE ATILDIĞIMI BİLMİYORUM"

Dr. Nail Dertli, 1 Eylül 2016’da 672 sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden ihraç edildi. Kendisine ihraç edilmesiyle ilgili hiçbir gerekçe sunulmadığını aktaran Dertli, “Somut suç isnadında bulunulmadı. Yani neden atıldığımızı, hangi gerekçelerle atıldığımızı, hangi terör örgütüyle ilişkilendirildiğimizi bize açıklamadılar. Resmi bir gerekçe sunmadılar. OHAL Komisyonunun internet sayfasından ret kararını öğrendim. Hâlâ hangi gerekçeyle atıldığımı bilmiyorum, 5 yıl oldu. Biz hâlâ hangi gerekçeyle atılmış olabiliriz diye düşünüyoruz” dedi.

"SARAY’DAN BAĞIMSIZ BİR KARAR DEĞİL"

‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan barış akademisyenlerinin teker teker beraat ettiğini söyleyen Dertli, “Anayasa mahkemesinde, “Bu suça ortak olmayacağız bildirisinden yargılanan barış akademisyenlerini, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamına aldılar ve beraatlerine karar verildi. OHAL Komisyonunun, bu kararı vermesi anayasa mahkemesi kararını tanımıyor, uygulamıyor anlamına gelir. Şaşırtıcı bulmuyoruz. Ülkede bütün kurumlar, yargısından yürütmesine kadar tek adamın ağzının içine baktığı bir koşulda OHAL komisyonunda Saray’dan bağımsız bir karar verileceğini düşünmüyordum öyle de oldu. Siyasal bir karar verildiğini düşünüyorum” diye konuştu.

"5 YIL SONRA NEDEN ÜNİVERSİTEDEN ATILDIĞIMI ÖĞRENECEĞİM"

İhraç edildikten sonra yargılanmadığını da belirten Dertli, “Ben yargılanmadım. Barış bildirisine de dava açılmadı. Böyle bir gariplik var. Hakkımda bir dava yok, yürütülen bir soruşturma yok bildiğimiz kadarıyla. Kararı aldıktan sonra umuyorum 5 yıl sonra bir gerekçe de görebileceğiz. Neden üniversiteden atıldığımı öğrenebilecek olmam daha iyi geldi. Uzun zorlu bir mücadeleye yeniden başlıyoruz” ifadelerini kullandı.

"BARIŞ TALEBİNDE ISRARCIYIZ"

“İhraç edilmemizin arkasındaki esas meselelerden biri barış talebiydi” diyen Dertli sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu barış talebimizin hâlâ Türkiye için yakıcı talep olduğunu düşünüyorum. Ve bu barış talebinden binlerce akademisyenin vazgeçmediğini ve biat etmediğini görüyorum. Bunu da Türkiye akademisi adına önemsiyorum.”

"5 YIL SONRA BİR KARAR ÇIKTI NE DENİLEBİLİR"

İstanbul Üniversitesinden ihraç edilen Dr. Hakan Ongan, “Olumsuz bile olsa bir karar verilmiş olması diğer süreçlerin önünü açması açısından önemli. Bir belirsizlik vardı. 5 yıl sonra bir karar çıktı ne denilebilir ki. Bundan sonra hukuki prosedürler, yollar var. Sendikayla birlikte bundan sonra ne yapılması gerektiğini planlayacağız” dedi.

"BU KARAR DA YOK HÜKMÜNDEDİR"

Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Beyzade Sayın, “Bu karar siyasal iktidarın güç yitirdiğinin göstergesidir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “AİHM’yi tanıdığı süre bitmeden iktidar iç kamuoyuna karşı güç gösterisi yapmak için OHAL (oyalama) Komisyonu aracılığıyla arkadaşlarımıza ret kararları verdiler. İlk gün söylediğimiz gibi bu ihraçları tanımıyoruz, tanımadık da! Bu karar da yok hükmündedir. Tanımıyoruz!

Arkadaşlarımız 5 yıldır yargı organı olmayan oyalama komisyonu tarafından haksız ve keyfi bir şekilde bekletiliyorlardı. Bu karar hukuki değil siyasi bir karardır. Bizler, dün olduğu gibi bugün de bu hukuksuzlukla mücadele etmeye, emek, barış ve demokrasi mücadelesi vermeye devam edeceğiz.”

ÖNCEKİ HABER

İngiltere otel karantinasını zorunlu tuttuğu kırmızı listeden tüm ülkeleri çıkardı

SONRAKİ HABER

Osman Kavala için çağrı yapan 10 büyükelçi 29 Ekim törenine davet edilmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa