Assange'ın babası John Shipton: Oğlumun davası zombiye döndü

Julian Assange'ın babası John Shipton, 12 yıldır devam eden sürecin skandallarla dolu olduğunu ve CIA'in oğlunu öldürmek için yaptığı planların ayyuka çıktığını söyledi.

29 Ekim 2021 10:24
Paylaş

Özden Dinç 
Londra

Assange'ın ABD'ye iadesine dair Londra'da görülen temyiz duruşması dün sona erdi. Geçtiğimiz Ocak ayında İngiltere'de bir mahkeme Julian Assange'ın "intihar riski" nedeniyle ABD'ye iade edilmemesine hükmetmişti. ABD hükümeti bu kararı temyize taşımıştı. Yüksek Mahkemede iki gün süren duruşmalara bizzat katılma talebi reddedilen Assange'ın ABD'ye iade edilip edilmeyeceği önümüzdeki aylarda belli olacak.  
Julian Assange'ın babası John Shipton duruşmaların sona ermesinin ardından Evrensel gazetesine konuyla ilgili özel bir değerlendirme yaptı. Assange'a yönelik davanın baştan sona skandallarla dolu olduğunu söyleyen Shipton dava için ölü olduğu halde sürekli ayağa dikilen bir zombi benzetmesi yaptı. ABD'nin iddianamelerinde Assange'a karşı suçlamaların dayandırıldığı bir numaralı tanık olan Sigurdur Thordarson isimli İzlandalı bilgisayar korsanının (hacker) bir dolandırıcı olduğunun anlaşıldığını belirten John Shipton ayrıca CIA'in oğlunu öldürmek için yaptığı planların da ortaya çıktığını anlattı.
      
 Julian Assange'ın babası şunları söyledi:
“Bugün ABD'nin Julian'ın ABD'ye iade edilmemesi kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunun iki günlük duruşmasının son günüydü. Julian'ın ABD'ye gitmesini istiyorlar ve son 12 yıldır suç üstüne suç işlediler, skandal üstüne skandal yaşandı.Bunun en son örneği Julian'a karşı bir numaralı tanık olan - İzlandalı- Thordarson'ın (Sigurdur Thordarson) hapse atılması ve hüküm giymiş bir dolandırıcı ve hüküm giymiş bir sübyancı olduğunun ortaya çıkması.Bir diğer örnek, Julian'ı gözetleyen CIA'in onu öldürmek için plan yapması ve işte bu da başka bir skandal.Üçüncü skandalda ise avukatların, arama kayıtlarını takip etmek ve telefon numaralarını kaydetmek için (Assange'ın) ziyaretçilerinin telefonlarını çalmasıyla CIA tarafından rüşvet verilen güvenlik şirketi UC Global (Undercover Global) karşımıza çıkıyor .Gördüğünüz gibi skandalların sonu yok ve oldukça gülünç bir şekilde bu hafta Cadılar Bayramı... Zombilerin ölümden dirilip yeniden ayağa kalkması.Benzer şekilde bu dava tam anlamıyla bir 'zombi' davadır. Ölü olmasına rağmen bir türlü ölmeyen bir dava. "

MAHKEME ÖNÜNDEKİ PROTESTOLARDA NELER OLDU?

Londra'nın merkezinde bulunan mahkeme binasının (The Royal Courts of Justice) önünde yapılan protesto gösterilerinde, Wikileaks belgelerinin ve Assange davasının arz ettiği öneme dair konuşmalar yapıldı. Protestocular ABD ve İngiltere'nin "demokrasi götürmek vaadiyle" Afganistan ve Irak'ta işlediği savaş suçlarını ifşa eden Wikileaks belgelerinin insanlığın karşısındaki "savaş aygıtının gerçek yüzü"nü gösterdiğini söylediler.
Afganistan'da bugün gelinen noktada kadınların, ailelerinin geri kalanının karnını doyurabilmek için kız çocuklarını satışa çıkardığını ve Irak'ta köle pazarlarının kurulduğunu anlatan bir konuşmacı bunlara sebep olan "örneğin Tony Blair gibi savaş suçluları"nın değil de Assange'ın yargılanmasının vahâmetine dikkat çekti.
Assange için özgürlük çağrısının tek bir kişinin kurtuluşundan öte demokrasinin geleceği ve gazetecilik faaliyetleriyle ilgili olduğunun sıklıkla vurgulandığı farklı konuşmalarda ayrıca bitmek bilmeyen dava sürecinin de başlı başına bir cezalandırma aracı haline geldiği ifade edildi. 
Yüksek Mahkeme hakimlerinin Assange'ın ABD'ye iade edilmesine karar vermesi halinde bunun fiilen (de facto) bir idam cezası olacağını söyleyen aktivistler ayrıca İngiltere hükümetini iade sürecinin önünü kasten açmakla suçladılar.

ANA AKIM MEDYANIN ASSANGE DAVASINA YÖNELİK TUTUMU ELEŞTİRİLDİ

Ana akım medya kuruluşlarının davaya yönelik tutumu da protestocuların eleştirdiği konular arasında yer aldı. Kamuoyunun davayı bağlamından kopuk bir şekilde sadece Assange'ın "akli sorunları" ile ilgili sıradan bir olay gibi görmesi yönünde haber yapıldığını belirten konuşmacılar bunun da "emperyal savaş aygıtının bir veçhesi" olduğunu ifade ettiler. İngiltere'nin kamu yayıncısı BBC'nin Assange ile ilgili dava sürecini görmezden geldiğini ve protesto gösterilerinin haber takibini yapmadığını belirten protestocular bir süre "Utan BBC" şeklinde slogan attılar.

RSF: ASSANGE DAVASI BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GELECEĞİ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ

Duruşmaları takip eden Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Kampanyalar Direktörü Rebecca Vincent da yaptığı basın açıklamasında davanın gazetecilik ve basın özgürlüğü  bağlamındaki önemine dikkat çekti. Assange hakkında verilecek olan hükmün gazetecilik mesleğinin geleceği üzerinde çok büyük sonuçlar doğuracağını belirten Vincent bu davanın basın özgürlüğüyle ilgili politik bir dava olduğunu vurguladı.
ABD'nin yanısıra Birleşik Krallık'ın da bu süreçte gözardı edilemez büyük bir mesuliyeti olduğunu söyleyen Gazeteci Vincent, İngiltere hükümetinin 2019 yılında -ABD'nin iade talebini en baştan geri çevirerek- basın özgürlüğü lehine karar verme fırsatının olduğunu ancak bunu yapmadığını hatırlattı.
Yüksek Mahkeme önünde sabah bir açıklama yapan İşçi Partisi'nin eski lideri Jeremy Corbyn de, Julian Assange'ın dünya liderlerinden hesap soran bir gazeteci olduğunu ve bunun gazetecilik mesleği ile ilgili bir dava olduğunu belirtti. Corbyn Assange'ın doğruları söylediği için saygıyla selamlanması gerektiğini ve gazeteciliğin bir suç olmadığını vurguladığı konuşmasında "Assange için özgürlük" çağrısında bulundu.

ÖNCEKİ HABER

AB: İran ile nükleer müzakerelerin yeniden başlaması için henüz tarih belirlenmedi

SONRAKİ HABER

Ghebreyesus DSÖ Genel Direktörü seçimi için 28 ülke tarafından tek aday gösterildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa