Emek Partisi İzmir: Rant odaklı değil insan odaklı kent için mücadeleye
Emek Partisi İzmir İl Örgütü, depremin 1. yılında açıklama yaparak, “Rant odaklı değil insan odaklı kentler için mücadeleye” dedi.
Fotoğraf: DHA
Emek Partisi İzmir İl Örgütü, İzmir Depreminin 1.yılında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Uzmanların ‘bir uyarı depremi’ olarak nitelediği, gündüz vakti yaşanan bu depremde, o gün yıkılan bina sayısı az olmasına rağmen saatlerce müdahale edilememesinden, arama, kurtarma çalışmalarındaki ve çadır alanlarındaki koordinasyonsuzluğa, merkezi iktidarın yerel yönetimleri ve bu alanda uzman meslek örgütlerini dışlamasından, halkın ve onların örgütlerinin dayanışmasının polis zoru ile engellenmesine, pandemide yaşanan bu depremde salgına dair hiçbir önlem alınmamasına kadar pek çok şey hafızalardan silinmeyecek” denildi.
Bugün çok sayıda depremzedenin hâlâ konteyner kentte yaşamını sürdürmeye devam ettiğini belirtilen açıklamada, depremin yıkıcı etkisini gösterdiği Bayraklı başta olmak üzere yüzlerce ağır hasarlı bina ile daha fazla sayıda orta ve hafif hasarlı binalarla ilgili belirsizliğin de büyük oranda devam ettiği ifade edildi.
“BORÇ ÖDEYEN İNSANLAR YENİDEN BORÇLANDIRILIYOR”
Devam eden davaların da bu binaların eski yönetmeliklere göre bile eksik ve yanlış yapıldığını gösterdiği hatırlatılan açıklamada, “Depremzedelerin önüne borçlanma miktarı, kredi oranı yazmayan banka kredi sözleşmeleri konuluyor. Emekli olmuş, hayatı boyunca biriktirdikleri ile bir ev almış, bazıları hâlâ borç ödeyen insanlar yeniden borçlandırılıyor” denildi.
“HALKIN SAĞLIKLI KONUTLARDA BARINMASI HER GEÇEN GÜN ZORLAŞTI”
“Doğrudan ve dolaylı olarak çok sayıda ve çeşitte vergi ödeyen halk, herhangi bir afet durumunda kendi kaderi ile baş başa bırakılırken, 1999 yılından bugüne 22 yıldır toplanan ve her yıl zamlanan deprem vergileri ise (özel iletişim vergisi) depremden zarar görenler ve depreme hazırlık için kullanılmamaktadır” ifadeleri ile sürdürülen açıklamada, çelik ve yoksulluk sınırında yaşayan halkın sağlıklı konutlarda barınmasının her geçen gün zorlaştığı belirtildi.
2003 yılında İzmir’in “Yeni Kent Merkezi” olarak ilan edildiğini ve bu alanda çok sayıda, çok katlı rezidans ve iş merkezleri inşa edilmeye devam edildiğini söyleyen İl Örgütü, “Bu yoğunluğun yarattığı ve yaratacağı olumsuzluklar ise yeterince gündeme gelmiyor ve tartışılmıyor” dedi.
“DEPREM VERGİLERİNİN NEREYE HARCANDIĞI AÇIKLAMALI"
Ranta dayalı hale gelen inşaat uygulamalarını eleştiren EMEP İzmir İl Örgütü, “Depreme hazırlıklı bir kent için; dönüşüm uygulamalarında sosyal, ekonomik, çevresel ve mekânsal etkiler bir bütün olarak ele alınmalı ve bu temelde planlamalar yapılmalı. Deprem odaklı kentsel dönüşüm ve iyileştirme planları öncelik olmalı. 30 Ekim depremi sonrasında oluşan ağır ve orta hasarlı binalar ile yapılacak yapı stoku envanter çalışması ile belirlenecek riskli yapıların dönüşümü için mali/hukuki/teknik çerçeveyi de içeren planlar hazırlanmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. 30 Ekim depremindeki can kayıpları ve zararlarda sorumluluğu olanlar açığa çıkarılmalı, deprem vergilerinin nereye harcandığı açıklanmalıdır” dedi.
Depreme hazırlıklı olmanın halkın güvenli ve sağlıklı konutlarda barınma mücadelesine bağlı olduğunu söyleyen İl Örgütü, “Bu mücadelenin başarıya ulaşması ise ancak; depremin enkazı altında kalan yoksullar, işçiler, emekçiler bu tartışmalara kendi tarzlarında müdahale ederek, siyaset sahnesinde kendi güçleri ve talepleriyle yer aldığında mümkün olacaktır. Merkezinde sağlıklı ve güvenli bir konutta barınma talebinin yer aldığı ve depreme hazırlıklı bir kent için taleplerimiz etrafında birleşerek, depremi halkın hayatını tehdit eden bir felaket olmaktan çıkarmak üzere müdahale eden bir çizgiye geçmek İzmir demokratik kamuoyunun sorumluluğudur” ifadelerine yer verdi. (İzmir/EVRENSEL)