02 Kasım 2021 00:18

Öğretmenler odasından fısıltılar

Yine fısıltılarla konuşalım mı? Bilmem. Korkuyor muyuz acaba? Ya Müdür duyarsa… Konuşmadan da konuşabilir miyiz? O da… kim mi o “şiişşt!” kimse duymasın. Soru şu: Ne olacak bu öğretmenlerin hali...

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Okullarımızın mutfağı, istişare yeri genellikle öğretmenler odalarıdır. Bizim okulumuzda da eğitim öğretime dair belli belirsiz fısıltılar yükseldiği oluyor. En samimi değerlendirmeler bazen ikili bazen de çoklu olarak orada yapılmaktadır. Yıl 2021 dünya değişti; değişmeye devam ediyor. Öğretmenler odasındaki sandalyeler, koltuklar, kanepeler de değişti. Masalar genişledi. Bilgisayar ve fotokopi makinesine yer açıldı. Öğle yemeklerimiz abur cubura döndü.

Peki biz öğretmenler, bu değişimin neresinde kaldık. İlerisinde mi, gerisinde mi? Kime göre neye göre. Yine fısıltılarla konuşalım mı?  Bilmem. Korkuyor muyuz acaba? Ya sesimiz gür çıkarsa… Ya Müdür duyarsa… Konuşmadan da konuşabilir miyiz? Ben yazarak konuşalım diyorum. O da… kim mi o “şiişşt!” kimse duymasın meslektaşım X öğretmen.

Arkadaşım,

Nereden başlamak gerekiyor dersen “Deveye boynun eğri demişler o da nerem doğru ki?​” demiş. Bilimsel verilerden mi, eğitim temel ilkelerinden mi, çağdaş dünya düzeninden mi başlayalım. Yoksa ilkel toplumlardan mı?

Neyse biz bir teneffüste neyi ne kadar konuşabilirsek o kadar şeyden bahsedelim. Bu teneffüs soru şu: Ne olacak bu öğretmenlerin hali…

ZAMLAR BİRKAÇ YILIMIZI SÜPÜRDÜ

X öğretmen dışındakiler kulak kabartmaya başladı bile. Ne olmuş ki diyen yok bu defa. Buna sevinmeli miyiz, üzülmeli mi? Herhalde herkesin ortaklaştığı konu 2021’de mutabakat sağlanan iki yıllık toplu sözleşme metni. Kimileri bunu satış sözleşmesi olarak görürken; kimilerinin buna da şükür mantığıyla yaklaştığı aşikar. Şükredenlerden ses seda çıkmıyor ama. Padişahım çok yaşa ayarında hareket etmeye devam etmeleri üzücüdür. Sosyal ve demokratik haklar doğrultusunda zaten prensip oluşturmayan bazılarının hiç yoksa ekonomik haklarına sahip çıkmasını beklerdik. Son dönemde yapılan zamlar önümüzdeki birkaç yılı zaten silip süpürdü. Aslında çok ciddi oyunculuk kabiliyeti olan yetkili sendika aynı sahneyi daha önce de oynamıştı. Kişiler aynı, oyun aynı, yer aynı, seyirci yine aynı. Böyle olunca arpa ektiğin yerden buğday çıkmasını beklemek saflık olur.

Evet arkadaşım, bazı öğretmenlerin hükümetin bu tutumuna katkı sunduğunu düşündüğü sendikasından istifa ettiği doğrudur. Bu bence de yeterli olmamıştır. Bundan dolayı hem yetkili sendika hem de hükümet bu sözleşmeden herkesin memnun olduğunu düşünmektedir.

Aynı durum 3600 ek gösterge için de geçerlidir.  Gerçek manada sosyal ve ekonomik hakları çözmek isteyenlerin samimiyetini sorgulamak gerekiyor. Söz verildiği andan itibaren ne kadar zaman geçti. Bu bile hesaplamaktan ve değerlendirmekten aciz bir duruma düştüğümüzü gösteriyor.

Kendilerince haklı olabilirler. Bu durumda öğretmenlik kavramının içinin ne kadar dolu olup olmadığını sorgulama yoluna gitmek zorunda kalıyoruz.

Biz öğretmenler bu durumu hak ediyor muyuz?

“Aaaa! Zil çaldı. Diğer teneffüs devam ederiz.”

Bursa’dan Eğitim Sen üyesi bir öğretmen

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

CHP'li Ağbaba: Şeker fabrikalarını satanlar gurur duysun, şeker karaborsaya düştü

SONRAKİ HABER

Erdoğan, dün "gündeme gelmedi" dediği Doğu Akdeniz için bugün "Biden'la işbirliğini devam ettirme kararı aldık" dedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa