3 Kasım 2021 00:58
/
Güncelleme: 13:17

Uğur Tekstil işçileri işbaşı yaptı: "Direndik, kazandık, bir algıyı da yıktık"

DİSK/Tekstil’e üye oldukları için işten atılan, mücadeleleri sonucu sendikalı şekilde işbaşı yapan Uğur Tekstil işçileri, "Patronun parası çok, baş edemeyiz" algısını da yıktıklarını söyledi.

Uğur Tekstil işçileri işbaşı yaptı: "Direndik, kazandık, bir algıyı da yıktık"

Fotoğraf: Evrensel

Mesut BAYLAV
Urfa

Sendikaya üye oldukları için tüm işçileri işten çıkaran ve fabrikayı kapatan Uğur Tekstil patronu işçilerin direnişleri karşında geri adım attı, fabrikayı açtı, işçileri geri aldı, DİSK/Tekstil’le masaya oturdu. Uğur Tekstil işçileri sendika haklarını kazanmalarının yanında ‘Patronun parası çok, baş edemeyiz’ algısını da yıktıklarını söyledi.

MÜCADELE EDEN İŞÇİLER FABRİKAYI AÇTIRDI

Urfa’da faaliyet gösteren ve ZARA’ya üretim yapan Uğur Tekstil fabrikasındaki işçiler, DİSK Tekstil Sendikasına üye olmuş ve sendika fabrikada yetkili hale gelmişti. Sendikayı muhatap almayan fabrika yönetimi, yetkiye itiraz etmiş ve ardından fabrikayı kapattığını söyleyerek bütün işçileri işten atmıştı. İşçiler işe geri dönmek ve sendikanın muhatap alınması için fabrika önünde direniş başlatmış ve şehir merkezinde eylemler yapmıştı. İşçilerin mücadelesi Meclise de girmiş, ülke gündeminde yer almıştı. Sendika, küresel sendika-IndustriALL üzerinden, fabrikanın tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi için ZARA’nın devreye girmesi için çeşitli girişimlerde bulunmuştu. İşçilerin verdiği mücadele sonuç vermiş ve işveren fabrikanın açılacağını, işçilerin işe alınacağını, sendikanın yetkisinin tanınacağını söylemişti. 1 Kasım Pazartesi fabrikaya giden işçilerin sigorta girişleri yeniden yapıldı. Fabrika önümüzdeki birkaç gün içinde yeniden üretime başlayacak.

ŞİMDİ SIRA İŞÇİLERİN İRADESİNİN TOPLU SÖZLEŞMEYE YANSIMASINDA

Uğur Tekstil işçileriyle, neden DİSK’te örgütlendiklerini, fabrikanın kapalı olduğu süreci, işçilerin başarıyla sonuçlanan mücadelesini ve toplu sözleşmeye giden süreçten beklentilerini konuştuk. İşçiler en başta kötü çalışma koşullarının değişmesi ve iş güvencesi için, işten atılma tehlikesine karşı sendikalı olduklarını, DİSK’i de bu tür sorunlarımıza karşı işçilerin yanında duran mücadeleci bir sendika olduğu için tercih ettiklerini belirterek, şimdiye kadar işçilerin iradesiyle hareket edildiğini, toplu sözleşme sürecinin de işçilerin iradesiyle yürütülmesi gerektiğini aktardı.

ARTAN BASKILAR SONUCU SENDİKALAŞMA SÜRECİ BAŞLADI

İşçilerle ilk olarak neden sendikalaşma yolunu seçtiklerini ve tercihlerinin neden DİSK olduğunu konuştuk. Bir işçi, işyeri yönetiminin değişmesinin ardından fabrikadaki baskıların arttığını, verilen primlerin geri çekildiğini, işçilere keyfi tutanaklar tutulmaya başlandığını ve işten atmaların yaşandığını, bunun sonucunda işçilerin arayışa girdiğini belirtti. Sendikaları araştırdıklarını ve DİSK ile görüşmeye karar verdiklerini söyleyen işçi, “Fabrikadaki haksızlıklara bir dur demek gerekiyordu, bunu da sendikayla yapabileceğimizi düşündük ama bizim dışımızda birkaç fabrikada sendika var. Üyelik yaparken söz veriyorlar, güzel konuşuyorlar, yemek yediriyorlar, hediye veriyorlar. Kimi işçiye para verdiklerini duyduk. Sözleşme yapılacağı zaman işçilere verilen sözlerin hiçbirinin yerine getirilmediğini duyduk. Yetki aldıktan sonra oturup patronla anlaşma yapıyorlar. Örneğin bir fabrikada bir arkadaşla konuştum, 250 lira fark alıyor ama iş güvencesi yok, sendika arkasında durmuyor. Bu fabrikalarda sarı sendikalar var yani. Biraz araştırdık, DİSK ile görüşelim dedik. Bu süreçte Sendikanın Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’le tanıştık ve sendika adına söylediği bütün lafların arkasında durduğunu gördük” dedi.

BÖLGEDE İŞÇİLERİNİN KADERİNİ DEĞİŞTİRECEK

Bir başka işçi ise DİSK’te örgütlendikleri takdirde işçilerin maddi durumunun, çalışma koşulunun, hayat şartlarının düzeleceğini bildiklerini ancak en başta fabrikadaki haksızlığa, hukuksuzluğa, işten çıkarılma tehdidine karşı DİSK Tekstil’de örgütlendiklerini hatırlattı. İşçi, yalnız Uğur Tekstil’in değil Urfa OSB’de bulunan başka fabrikalardaki işçilerin de DİSK Tekstil’de örgütlenmek istediğini söyledi. Bunun pek çok sebebinin olduğunu ancak sarı sendikalara benzememesinin en büyük neden olduğunu dile getiren işçi, sendikanın işçilerin kararı doğrultusunda hareket ettiğini vurguladı. Bu durumun farklı fabrikalardaki işçileri de etkilediğini aktaran işçi, “İşçilerin kararı dışında değil toplu sözleşme yapmak, işçilerin bilgisi ve iradesi dışında patronla oturup konuşulmayacağına dair söz verildiği için bütün işçiler DİSK ‘te örgütlenmek istiyor. Bunun da en büyük örneği Uğur Tekstil işçileridir. Çünkü Uğur Tekstil işçileri biliyor ki bu sadece Urfa’daki işçiler için değil bütün bölge işçilerinin kaderini değiştirecek. Bu yüzden DİSK Tekstil Sendikasını tercih ettik. Bizim her kavgamızda, Bölge Temsilcimiz Mehmet Türkmen’in kavgamızda olduğunu, her sıkıntımızda bizim yanımızda olduğunu gördük. Hepsinden önemlisi de işçilerle konuşmadan, fabrikadaki işçi komitesiyle konuşup karar almadan hareket etmemesi, her konuda işçilerin sözünü ve taleplerini dikkate alması bütün işçilere güven veriyor” ifadelerini kullandı.

ÖNÜMÜZE KIRMIZI HALI SERİLMEYECEĞİNİ BİLİYORDUK

Ardından işçilerle, sendikanın fabrikada yetkili hale geldikten sonra bütün işçilerin işten atıldığı ve fabrikanın kapandığı süreci konuştuk. Konuştuğumuz işçiler, patronla başa çıkılamayacağı düşüncesinin yaygın olduğunu ancak birlikte mücadeleyle patronlara geri adım attırılabileceğini gösterdiklerini vurguladı. Bir işçi, işçilere ‘Patronun parası çok, biz patronla baş edemeyiz. Buraya sendika gelirse patron fabrikayı kapatır’ düşüncesinin ezberletildiğini ifade etti. Uğur Tekstil işçilerinde de sendikanın işyerine girmesi halinde işyerinin kapanacağı düşüncesinin yaygın olduğunu aktaran işçi, bunun gerçekleştiğini ancak kurdukları birlik sayesinde bunun üstesinden geldiklerini söyledi. Karşılarında yalnız Uğur Tekstil patronunun olmadığının bilincinde olduklarını ifade eden işçi,  “Bizim karşımızda sadece Hayri Uğur yok, diğer fabrikaların patronları da var. Devletin kolluk kuvvetleri var, bizler bunları bilerek bu işe girdik, biz önümüze kırmızı halı serilmeyeceğini biliyorduk. İşçiler birlik oldu, basın açıklaması yaptık, fabrika önünde direniş yaptık ve bir ay içinde bu fabrika geri açıldı, işçiler eksiksiz şekilde işe alındı. Bütün işçilerin sigorta girişleri yapıldı. Öyle zannediyorum ki patronumuz Hayri Uğur da artık işçilerin neler yapabileceğini biliyordur. Bu azimle, birliğimizi güçlendirerek yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

YAPILAN EYLEMLER ETKİSİNİ GÖSTERDİ

Bir diğer işçi ise yaptıkları eylemler sayesinde fabrikanın açıldığını belirterek, “Urfa merkezde yaptığımız basın açıklaması büyük bir ses getirdi. Ayrıca valiliğin ve jandarmanın baskı ve engellerine rağmen fabrika önünde yaptığımız direniş ve nöbet eyleminden geri adım atmamamız çok etkili oldu. Fabrika, başta Bölge Temsilcimiz Mehmet Türkmen olmak üzere, bizim bu kararlı duruşumuz sayesinde açıldı. Eğer ses çıkarmasaydık fabrika açılmazdı, açılsa da bizsiz açılırdı, sendikasız açılırdı. Fabrikayı açmaya mecbur kaldılar. Küresel sendikanın çok büyük etkisi oldu, küresel sendikanın çabası sonucu Zara bu işe dahil oldu. Daha önce de Zara’ya çağrı yapmıştık ama geri dönüş sağlanmamıştı, basın açıklamasında Zara’nın da ismi geçiyordu ve basında, kamuoyunda büyük bir ses gelince devreye girdiler. Yaptığımız eylemlerin sayesinde fabrika açıldı yani” dedi.

İŞÇİNİN ADINA BAŞKASININ KARAR VERMESİNİ İSTEMİYORUZ

İşçilerle son olarak toplu sözleşmeye giden süreci ve beklentilerini konuştuk. İşçiler, sendikanın şimdiye kadar aldığı tutumda ısrar etmesi gerektiğini, işçilerin iradesi dışında adım atılmamasını beklediklerini vurguladı. İşçilerin çalışma koşulları hakkında söz hakkına sahip olması gerektiğini söyleyen bir işçi, “Biz işçinin adına başkasının karar vermesini istemiyoruz. Eğer işçi 50 lira fazla alacaksa buna işçinin karar vermesini istiyoruz. Hiç zam istenmeyecekse bile bunun işçinin iradesiyle söylenmesini istiyoruz. Patron yine bizim patronumuz, biz yine onun işçisiyiz. Yine biz çalışacağız, yine biz kazandıracağız ama fabrikada bir karar verilecekse artık 300 kişiyle oturup karar verilecek. Biz sendikamıza, Mehmet Türkmen’e sonuna kadar güveniyoruz. Sendika bizim arkamızda olduğu sürece, bu birliktelik diğer fabrikalarla çığ gibi büyüyecektir. Uğur Tekstil’de işçilere rağmen herhangi bir adımın atılmasını istemiyoruz. En büyük talebimiz budur” ifadelerini kullandı.

Uğur Tekstil işçileri

Mehmet Türkmen (ön ortada) ve Uğur Tekstil işçileri | Fotoğraf: Uğur Tekstil işçileri

TOPLU SÖZLEŞME TASLAĞI İŞÇİLERİN TALEPLERİ DOĞRULTUSUNDA HAZIRLANMALI

Bir başka işçi ise sendikanın şu ana kadar işçilerin talepleri doğrultusunda hareket ettiğine dikkat çekerek bundan sonra da aynı şekilde hareket edilmesi gerektiğini belirtti. DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’in işçilerden habersiz hareket etmeyeceğini söylediğini ve sözünde durduğunu ifade eden işçi şöyle konuştu: “Mehmet Türkmen bize ‘Sizden habersiz tek bir harfe bile imza atmayacağım, sizin onayınız olmadan hiçbir şeyi kabul etmeyeceğim’ dedi. O günden bu güne de gerçekten sözünün arkasında durdu. Bizden habersiz hiçbir şey yapmadı. Bütün kararları bizimle birlikte alıyordu. Bundan sonraki süreç, sözleşme süreci. Bunun devam etmesini istiyoruz. Çünkü çok araştırdık, sarı sendikalar gibi olacaksa o zaman DİSK’in de bir anlamı olmuyor” diye konuştu. İşçilerin karar aldığı bir mekanizmanın olması gerektiğini ve toplu sözleşme sürecinde işçilerin tamamının sürece katılmasını istediklerini aktaran işçi, “Arkadaşlarla oturup konuşacağız, gerekirse anket yapacağız, ortak karar alacağız. İlk talebimiz, bundan sonra işverenle yapılacak görüşmelerde Mehmet Türkmen ve işçi temsilcilerinin de olması. Bundan sonraki ilk talebimiz herhangi bir işten çıkarmanın olmaması. İş güvencemizin olmasını istiyoruz yani. İşçilerin alacağı ücretler de bunlardan sonra geliyor. Patrona sunulacak toplu sözleşme taslağının biz işçilerle birlikte ve taleplerimiz doğrultusunda hazırlanmasını istiyoruz. İşçilerin taleplerini dikkate almadan ve işçilere sorulmadan imzalanacak bir sözleşmeyi kesinlikle kabul etmeyeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

KÜRESEL SENDİKA BAŞTAN SONA ÖNEMLİ BİR ROL OYNADI

İşçilerin de önemle vurguladığı noktalardan biri olan IndustriALL’ın (Küresel Sanayi İşçileri Sendikası) etkisi sürecin kazanımla sonuçlanmasında önemli bir rol oynadı. IndustriALL’ın Türkiye Temsilcisi Kuvvet Lordoğlu emeğin çıkarlarını koruma çabası içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Küresel sendika olarak markalara bu konuda baskı yapıyoruz. Sendikalı yerlerle çalışın, işçilerin sendikal haklarına saygı duyulan fabrikalardan ürün alın diyoruz. Yani biz küresel sendika olarak emeğin çıkarlarını korumaya çalışıyoruz. Küçük de olsa bir katkımız oluyorsa ne mutlu bize” dedi. IndustriALL’ın markalarla yaptığı çerçeve sözleşme olduğunu ve bu sözleşmenin birçok şeyi kapsadığını belirten Lordoğlu, “Markalarla yaptığı sözleşmelerde bunları uygulamaları için süre verirler ve uygulamasını isterler. Küresel sendikanın bu alanda sendikalı hale gelmesinde katkısının olabildiği, haklarını koruduğu işletme sayısı maalesef henüz çok az. Çünkü markalar ucuz olanı tercih ediyorlar. O işletmelerde sendikasız, merdiven altı iş yerleri oluyor. Markaların çalıştığı işyerlerinin sadece yüzde 10 civarı sendikalı yerler” diyerek Uğur Tekstil işçilerinin mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının çok önemli olduğunu ifade etti.

Evrensel'i Takip Et