Barış ve demokrasi mücadelesini büyütelim
Bu ülkenin halklarına, öğrencilerine düşen ise barış ve demokrasi talebini büyütmek ve bunun için elinden geleni yapmak olmalı.
Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 2. sınıf öğrencisi
Asker gönderme üzerine uzatılan tezkere oylamasının bir iki gün konuşulup unutulacak bir oylama olmadığını düşünüyorum. Derslerimizde gördüğümüz şekliyle savaş ve tezkere durumu Anayasa’ya bağlı olarak TBMM ile yürütülmeli. Ancak tek adam iktidarına bağlanması güncel savaş durumunun yine tek adam çıkarları üzerinden yürütüleceği sonucuna çıkıyor. Hatırlayacağımız üzere geçtiğimiz dönem Türkiye’nin Suriye’de gelişen olayların bir parçası haline gelmeye çalışmasıyla ve “Suriye’de sermayemizi işleteceğiz” minvalinde açıklamalarla karşılaşmıştık. Bu durumun ülke ekonomisi ve dışarıda izlenen politikaların içerideki seyrine müdahale edilmesi olduğunu düşünüyorum.
EKONOMİK KOŞULLAR, TEZKERE, EVET, HAYIR…
Tezkereyi ekonomimizin girdiği zor durumu ve iktidarın uluslararası arenadaki sıkışmışlığını bu yolla çözmesinin, bir grup sermayedarın servetini artırdığı ve yeni sermaye yolları bulduğu, hammadde kaynaklarından faydalandığı ve masada söz sahibi olma yolları arayışı olarak okuyabiliriz. Ülke içerisinde de milliyetçi-şoven söylemler ile halkın artan tepkilerini manipüle etmeye yönelik içerik ve açıklamalarda bulunmak istiyorlar. İlk defa böyle bir yol izlemiyorlar sonuçta. “Sınır ihlali, ülkemize ateş açtılar, vatan tehdit altında” açıklamalarıyla tek adam rejiminin hem Ortadoğu’da rol oynama hem de ekonomik kazançlar sağlamak isteği giderek artıyor.
Burada şaşırtıcı gelen CHP’nin tezkereye hayır demesi oldu. Yıllarca “muhalif” olarak kendini betimlese de kritik noktalarda iktidarın politikalarını bir şekilde destekleyen CHP’nin bu sefer hayır demesi hem TÜSİAD’ın açıklaması hem de seçime yönelik bir hamle olabilir. CHP dışında Millet İttifakı’ndan İYİ Parti, tezkereye evet demesinin iç politikadan bağımsız olduğunu söylese de iç-dış politikalarının birbirini etkilediğini bilmiyor mu? Seçime doğru giderken bu durumun nasıl bir etkiye sahip olacağına dair bir şey tam olarak diyemesem de bunun ittifakta etkileri olacak gibi geliyor.
Tezkere tartışması her ne kadar mecliste ayrılıklara neden olsa da bu tartışmanın altında yatan iktidarın ekonomik ve politik sıkışmışlığını da göz ardı etmemek gerek. Tek adam rejiminin Ortadoğu’da söz sahibi olmak istemesinin Türkiye’de karşılığı milliyetçi duyguların halklar üzerinde kabartılarak iktidarını güçlendirmeye çalışmasıyken dillendirilmeyen yabancı ülkelerin kolluk kuvvetlerinin de gerektiğinde Türkiye'de bulunabileceğidir. Dolayısıyla burada karşımıza çıkan yine tek adam iktidarının yayılmacı hamlelerle kendini bir süre daha var etme çabasıdır.
ÖĞRENCİLER DE BUNUN BİR PARÇASI
Tezkere tartışmaları etrafından şekillenecek taktikler ne olursa olsun savaş durumu hiçbir şekilde ülke halklarına bir fayda sağlamayacaktır. Suriye’de inşaat ihalesi alanlar veya bunu lütuf olarak görenler sadece bir grup sermayedardır. Bu ülkenin halklarına, öğrencilerine düşen ise barış ve demokrasi talebini büyütmek ve bunun için elinden geleni yapmak olmalı.