3 Kasım 2021 06:51
/
Güncelleme: 10:59

İngiltere Parlamentosunda “Kürtlerin Politik Temsili Ve Türkiye’de Eşitlik” konulu münazara yapıldı

Avam Kamarasında yapılan “Kürtlerin Politik Temsili ve Türkiye’de Eşitlik” oturumunda Türkiye'de çok sayıda seçilmişin cezaevinde oluşuna, diğer baskı ve eşitsizliklere dikkat çekildi.

İngiltere Parlamentosunda “Kürtlerin Politik Temsili Ve Türkiye’de Eşitlik” konulu münazara yapıldı

Fotoğraf: Avam Kamarası oturumu yayınından ekran görüntüsü

İngiltere Parlamentosu Avam Kamarasında “Kürtlerin Politik Temsili ve Türkiye’de Eşitlik” başlıklı bir münazara yapıldı. Brighton Kemptown bölgesini temsil eden Parlamenter Lloyd Cameron Russell-Moyle’un çağrısıyla düzenlenen oturumda APPG’nin (All-Party Parliamentary Group) Kürtler konusundaki raporu değerlendirildi.

"SEÇİLMİŞLER ARTAN BİR BASKIYLA KARŞI KARŞIYA"

Russel-Moyle Halkların Demokratik Partisinin (HDP) seçilmiş vekilleri ve belediye başkanlarının Türkiye’de artan bir baskı ile karşı karşıya olduğunu söyledi ve “Kürt ve Kürdistan” kelimelerini kullandığı için dokunulmazlığı kalkan milletvekilleri olduğunu söyledi. Russel-Moyle ayrıca - ülkedeki Kürt karşıtı tutumda payı olduğuna dair bir kanının olmasına karşın- Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) bazı üyelerinin de Kürtlere destek verdikleri için bu baskılara benzer şekilde maruz kaldığını ifade etti.

"DÜNYADAKİ TUTUKLU GAZETECİLERİN ÜÇTE BİRİ TÜRKİYE'DE"

Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü bağlamında gazetecilere yönelik baskılar konusunda dünyadaki en kötü örneklerden birisi olduğunu belirten milletvekili kapatılan basın-yayın kuruluşları ve tutuklu gazetecilere dair istatistikleri paylaştı. Russel-Moyle “Tüm dünyada tutuklu olan gazetecilerin üçte biri Türkiye’de tutuklu ” dedi.

İngiltere’nin Türkiye üzerinde oldukça büyük bir siyasi baskı gücü olduğunu söyleyen Russel-Moyle münazaraya katılan Bakan Amanda Milling’e, İngiltere’nin Türkiye’ye yaptığı hatırı sayılır yardımları organize ederken “bu konuları niçin gündeme almadığı” sorusunu yöneltti.

BARIŞ GÖRÜŞMELERİNE DÖNÜLMESİ ÇAĞRISI

Russel-Moyle ayrıca Kürtler ile Türkiye arasında süren barış görüşmelerine geri dönülmesi  konusunda hükümetin bir diplomatik bir çabası olup olmadığını sordu.

Belçika Yüksek Mahkemesinin PKK'nin bir terör örgütü olarak görülemeyeceği yönündeki kararına atfen İngiltere’nin PKK’yı yasa dışı terör örgütü sınıflandırmasından çıkarmayı değerlendirip değerlendirmediğini de soran milletvekili mahkemede PKK aleyhine sunulan kanıtların aslında Türkiye güvenlik güçleri tarafından işlenen suçlar olduğunu söyledi.

"HDP'NİN 65 BELEDİYE BAŞKANINDAN SADECE 6'SI GÖREVİ BAŞINDA"

Russle Moyle’ın ardından söz alan İşçi Partisi’nden Liverpool Riverside temsilci Kim Johnson ise HDP üyesi demokratik olarak seçilmiş 65 belediye başkanından sadece altısının görevi başında olduğunu söyledi. HDP milletvekili Leyla Güven’in 22 yıl ceza aldığını hatırlatan Johnson ve “Güven hapishanede Kürtçe şarkı söylediği için ziyaretçi ve telefon hakları elinden alındı” dedi.

KÜRT MİLLETVEKİLİ BASKILARI ANLATTI

Johnson’ın ardından söz alan Kürt milletvekili Feryal Clark da Türkiye’de çocukken Kürtçe konusunda maruz kaldığı baskılardan bahsetti. “Erdoğan rejiminde HDP ile PKK arasında bir fark gözetilmiyor” diyen Clark gözaltında artan işkence iddialarına ve güvenlik güçlerinin işledikleri suçlar karşısında süren cezasızlık politikasına dikkat çekti.  Clark, APPG raporunda yer alan tavsiyeler ışığında İngiltere’nin, -dostu ve müttefiki olan- Türkiye’ye Kürtlerin yanısıra Alevilere, kadınlara ve LGBT bireylere yönelik baskıcı uygulamaları sonlandırma çağrısı yapması gerektiğini söyledi.

"İLİŞKİLER GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"

Clark’ın ardından söz alan Muhafazakar Parti’den Reigete temsilcisi Crispin Blunt ise İngiltere’nin demokrasi ve insan hakları bağlamında savunduğu değerler olduğunu ve bu nedenle -önemli bir ortak olmasına karşın- insan hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye ile ilişkilerin ciddiyetle gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Blunt da PKK’nin “yasadışı terör örgütü” statüsünün yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyledi ve Türkiye’nin PKK konusunda barışçıl bir çözüm arayışında olmadığını düşündüğünü belirtti.

"FİGEN YÜKSEKDAĞ SİYASİ BİR TUTSAK"

İskoç Ulusal Partisi (SNP) Sözcüsü Alan Smith ise parti olarak “ulusların kaderini tayin hakkı”nı savunan bir çizgide olduklarını hatırlatarak sözlerine başladı. “Halihazırda çok kötü idare edilen” Türkiye’nin önemli bir müttefik olduğunu ancak ülkedeki azınlıklara yönelik tutumunun kaygı verici boyuta ulaştığını belirtti. Başka örneklerde de olduğu üzere “demokratik diyalogun kesilmesinin her daim kötü sonuçlandığını” belirten Smith  “siyasi bir tutsak” olduğunu söylediği Figen Yüksekdağ’ın durumuna dikkat çekti. Bakan’a yönelttiği sorularda Yüksekdağ ve diğer siyasi tutsakların serbest bırakılması konusunda hükümetin bir girişimi olup olmadığını sordu. Smith ayrıca Türkiye’ye verilen silah ruhsatlarının ne şekilde bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu da sordu. Smith “siyasette ikyüzlülüğünün esas olduğunu bilmekle beraber” Türkiye’deki durumun ciddiye alınması ve harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Smith ayrıca Kürtler konusundaki meselenin Türkiye’nin sınırları ötesinde uluslararası bir mesele olduğunu belirtti.

TÜRKİYE'NİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇEKİLMESİ

Hornsey-Wood Green temsilcisi İşçi Partili milletvekili Catherine West ise Bakan’ın ilgili rapor konusundaki görüşlerini merak ettiğini söyleyerek sözlerine başladı. West “milyonlarca seçmenin desteğini alan HDP’nin başına gelenlerin benzeri bir durum İngiltere’de yaşansaydı kamuoyunda nasıl bir infial olurdu öyle düşünmek lazım” dedi. İngiltere tarafından üretilen silahların Türkiye içinde baskı aracı olarak kullanılıp kullanılmadığını soran West ayrıca Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini hatırlattı  ve bu konuda İngiltere hükümetinin tutumunu da öğrenmek istediğini belirtti.

BAKAN MILLING: GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ

Hükümet adına söz alan Bakan Amanda Milling ise yöneltilen sorulara Türkiye’nin savunma, ticaret ve bölgesel istikrar gibi pek çok alanda bir ortak olarak arz ettiği öneme değinerek yanıt verdi. İngiltere hükümetinin Türkiye’de olup bitenleri çok ciddiyetle ele aldığını söyleyen Bakan HDP’ye yönelik artan baskıların farkında olduklarını ve kapatılma davasını çok yakından takip ettiklerini vurguladı. Bakan yardımcısı ayrıca Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden ötürü üzüntü duyduklarını ve bunun ülkedeki tüm kadınları etkilediğini ifade etti. (Londra/EVRENSEL)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Erdoğan-Şimşek programıyla ücretleri açlık sınırının altına inen asgari ücretli işçiler ve emekliler, ramazan ayının ilk iftarını boş sofralarda karşılıyor: “Kırmızı eti zaten görmüyorduk, bu sene orucu açacak zeytin bile alamıyoruz…” Diyanet İşleri Başkanlığı da ‘Asgari ücretliler ve emeklilere fitre verilebilir’ fetvası yayımlamıştı.

İftar sofrasına 1 yılda gelen zam: Yüzde 45

Dört sene içinde güllaça gelen zam: Yüzde 1100

Pideye 2 yılda gelen zam: Yüzde 150

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
1 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et