"Doğanın yarattığı her şey insanın tekelinde olamaz" | Bursa Emek ve Yaşam

Bursa Emek ve Yaşam'ın bu bölümünde Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler ile ekoloji mücadelesini konuştuk.

03 Kasım 2021 16:00
Paylaş

Uğur ÖKDEMİR
İhsan ÇELEPKOLU
Bursa

Bursa Emek ve Yaşam programında bu hafta Bursa’da çevre mücadelesi veren Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler ile konuştuk.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Bursa’da bulunan DOSAB Kömürlü Termik Santrali için hazırladığı rapor nedeniyle TTB tarafından meslekten 15 gün men cezasına değinen DOĞADER Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler, DOSAB sürecinde o dönem Bursa Valisi ve yönetimi olumlu olumsuz hiçbir şey söylemediler. O dönemin Valisi İl Sağlık Müdürünün termik santral için verdiği olumsuz rapor yüzünden görevden aldı. Yerine yenisini atadı, yerinen atanan il sağlık müdürü de olumsuz rapor verdi. İki kere sağlık müdürünün değiştiğini” söyledi.

"BURSA'NIN ORTASINA TERMİK SANTRAL KURMAK KİMİN AKLINA GELDİ"

DOSAB’a karşı geniş bir platform kurduklarını söyleyen Güler, “Santralin bölgeye vereceği zararı anlatmak için bölge bölge toplantılar yaptık. Halka yanlış bilgilendirme yapıldı biz bunlara karşı da mücadele ettik. Herkes burayı elektrik ihtiyacını karşılamak için yapıldığını sanıyordu ama gerçek öyle değil. Bu santral Bursa’ya resmen kül yağdıracaktı. Bursa’nın ortasına kömürle çalışacak termik santral kurmak kimin aklına geldi anlamış değilim. Bursa her geçen gün yeşilliğini kaybediyor. Bursa Türkiye’nin en kirli beşinci havasına sahip. Bu yetmiyormuş gibi Bursa’ya birde kömürlü termik santral kuruyorsunuz. Bizlerin yıllardır verdiği mücadele bu projeyi durdurdu şuanlık.”

"SUYU KİRLETME LÜKSÜMÜZ KALMADI"

Bursa’da su şirketlerinin çok yoğunlukta olduğunu belirten Güler, “Belediyenin bile su şirketi var artık. Doğanın yarattığı her şey insanın tekelinde olamaz. Biz DOĞADER olarak suların şişelenmesine karşıyız. BUSKİ’nin bir açıklaması vardı su çeşmeden içilir. Biz bunu destekliyoruz. Belediyenin görevi de bunu sağlamak” olduğunu söyledi.

Bursa’yı Uludağ’ın beslediğini söyleyen Güler, “Ama Bursa’yı susuzluk tehlikesi bekliyor. Bursa’nın artan nüfusu, sanayinin kontrolsüz su kullanımı bu tehlikeyi bize gösteriyor. Suyu kirletme lüksümüz kalmadı. Biz suyu kaynağında koruyamıyoruz. Nilüfer çayı doğduğu yerden Marmara denizine boşalıyor. Boşalan noktaya kadar bir canlı yaşamıyor artık o suda. Elinizi sokamıyorsunuz. Suyun boşaldığı noktada Çayönü köyü var orada kadınlar ellerini gösterdi yara içerisinde. Şimdi içilen bu suyu nasıl bu hale getirebiliyoruz?” diye sordu.

 "ULUDAĞ’DAKİ OTELLER SOBRAN DERESİ'Nİ KİRLETTİ"

Türkiye’nin kuraklık sürecine girdiği uyarısında bulunan Güler, “Bunun önlemlerini almak için su kaynaklarını yerinde korumamız gerekiyor. Uludağ’daki otellerin kirlettiği Sobran deresi var. Bu dere 30, 40 senedir kirli akıyor. Bu otellerin alt yapısı yok buraya atıklarını akıtıyorlar. Bu suyu BUSKİ, 50 sene önce şehir şebekesine veriyordu. Çünkü çok temizdi ama şuan böyle değil” dedi.

Dünyada 1100 çeşit endemik bitki olduğunu ve bu 1100 endemiğin 32 tanesi dünyada sadece Uludağ da olduğunu söyleyen Güler, “Milli parklar kanunları var ama onu bili uygulayamıyoruz. Mustafakemalpaşa ilçesinde, doğal nitelikli koruma alanı ilan edilen bir bölge var. Köylüler zarar vermesin diye cezalar kesiliyor ama bir taşeron şirkete ağaç kesimi için izin veriliyor. Koruma alanı ilan ediyorsun sonra ağaç kesimine izin veriyorsun. Orman içinde mangal kömürü yapmak için ateş yakmaya izin veriyorsun. Orman içinde mangal kömürü imal ediyorsun. Böyle tuhaf durumlar var. Şuan girişimlerimiz sonucu bu çalışma durdu.”

"ULUDAĞ ÜZERİNE KURULAN MADEN OCAKLARININ YÜZ ÖLÇÜMÜ BURSA ŞEHİR MERKEZİ KADAR"

Uludağ üzerine kurulan maden ocaklarını tek tek topladıklarını söyleyen Güler, “Maden ocaklarının yüz ölçümü Bursa şehir merkezi kadar. Şuan da Çevre ve Şehircilik Bakanlığından verilen izinler büyük ihtimalle Google earth üzerinden veriliyor. Orada yerleşim yeri var mı, tarım arazisi ya da su kaynağı var mı diye düşünülmediğini” belirtti.

"HANLAR BÖLGESİ BALİBEY HAN GİBİ OLMASIN"

Bursa’da yapılan hanlar bölgesi projesini onayladıklarını ve destek istenirse destek sunacaklarını söyleyen Güler, “Bu proje geç kalınmış bir proje. Bursa’nın kültürel yüzünü çıkarmak gerek. Bir imparatorluğun doğduğu yer nerdeyse burası. Ondan önceki medeniyetlerin de kültürlerini korumamız gerekiyor. Fakat önümüzde bir Balibey Han çirkinliği var. Bizim çekincemiz buna dönmesi. Myrleia’ya Antik Kent örneği var Bursa’da herhalde dünyada bir örneği yok antik kentin üzerinde alışveriş merkezi. 2500 yıllık bir tarih var ne yazık ki alışveriş merkezi halen antik kentin üzerinde duruyor” dedi.

Koza Handa zemin değiştirme girişimi olduğunu hatırlatan Güler, “Büyükşehir belediyesi Arnavut kaldırımları kaldırılıp yerine taş döşemek istedi. Tepkiler sonrası bu adımdan vaz geçtiler. Böyle örnekler önümüzde olunca çekincemiz de oluyor. Bir önceki dönem belediye başkanı geldiğinde hanlara müdahale etti bazı hanları ortaya çıkardı biz buna sevindik. Nihayet Bursa’nın tarihsel yüzünü ortaya çıkaracaklar diye ama sonra gidildi Bursa’nın ortasına Doğanbey tokilerini diktiler. Bursa’nın siluetini bozdular. Sonra kendileri de memnun olmadı bu durumdan” dedi.

Bursa Emek ve Yaşam programı iki haftada bir çarşamba günleri Yusuf Yağdıran’ın sunumuyla Evrensel'de. (Bursa/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi depremde yıkılan binaların davalarına müdahil olacak

SONRAKİ HABER

Aliağa’da muhtarlardan cüruf tesisine itiraz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa