26 Aralık 2012 10:32

Heyulası oyuna dönüşenlere...

Hukuk ve adalet yan yana sıkça kullanılan iki kavramdır. Ama gelin görün ki bu iki kavram biribirinden epeyce farklıdır. Hukuk, kuralını önceden belirlenmiş suç ve cezalar üzerine inşa ederken, adalet, bu suç ve cezaların sınıfsal ve ideolojik savaşının bir sonucu olarak tecelli eder. Bundandır ki hukuğun her zaman adalet dağıtması &u

Heyulası oyuna dönüşenlere...
Paylaş
Suzan Demir

Hukuk ve adalet yan yana sıkça kullanılan iki kavramdır. Ama gelin görün ki bu iki kavram biribirinden epeyce farklıdır. Hukuk, kuralını önceden belirlenmiş suç ve cezalar üzerine inşa ederken, adalet, bu suç ve cezaların sınıfsal ve ideolojik savaşının bir sonucu olarak tecelli eder. Bundandır ki hukuğun her zaman adalet dağıtması ümidi boşadır. Çünkü kuralı koyan adaletini alır.
Ezel Akay ve Haldun Çubukçu’nun birlikte kaleme aldıkları ‘Yargu’ birbirine yüzyıllardır yarenlik eden hukuk ve adaletin savaşını anlatmaktadır. ‘Yargu’ özetle; şiddete karşı oyunun, hukuğa karşı adaletin savaşıdır.
Yargu tarihsel olarak, Anadolu Selçukluların Moğol himayesinde olduğu II. İzzeddin Keykavus’un ve pervane Muineddin Süleyman’ın dönemine denk düşmektedir. Bu dönem özellikle Selçuklu sultanlarının Tatar ve Moğol himayesinde birer kukla sultan olduğu ve iktidar savaşında ezilenin yine halklar olduğu bir dönemdir. Ne var ki Moğol boyunduruğunu kırmak isteyen Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıçarslan’ın, Moğollarla işbirliği içersinde olan pervane Muineddin Süleyman’ın baskılarından bıkarak, Türkmen obalarından Karacakızlılar’ı Moğollara karşı isyana davet etmesiyle oyun başlar.  Pervane Muineddin Süleyman’ın bu isyan hazırlığını farketmesi ve sonrasında Moğolların isteklerini karşılayabilmek için halktan vergi toplattırması, yedi gün sürecek Yargu çadırının perdesini aralar.

YARGU BAŞLAR OYUN BAŞLAR...

Papalığa ait bir kervanın soyulmasıyla izler sürülür. Moğol ve Selçuklu askerleri Karacakızlılar’ın obasını basar.  Sayıca fazla olan Moğol ve Selçuklular, Karacakızlılar’ı esir alır ve yargu kurulur. Yargunun başında Çingiz Han’ın (Cengiz Han) kardeşi Şigi Kutuku Noyon vardır. Bu yargu Moğolların himayesinde ve onların yasaları çerçevesinde işler. Bir gün sürmesi beklenirken yargu yedi gün uzar. Çünkü, yarguçla yargulananlar arasında tek bir ortak özellik vardır, o da onların ‘bulunmuş çocuklar’ olmalarıdır. Ama yine de Şigi Kutuku yargunun egemen tarafındadır ve yargulmak egemenlerin hakkıdır. Yargu başlar oyun başlar, oyun içinde oyun başlar... Savaşlardan, isyanlardan kalmış ‘bulunmuş çocuklar’ yargu çadırını şarkılarıyla, sözleriyle, neşeleriyle bir oyun alanına çevirir. Tıpkı hayatları boyunca yaptıkları gibi neşeyle oynarlar. Ama asıl oyun Pervane ve Moğol arasındadır. Aslı hedef Pervanenin defterini dürmektir. Ama bu yargu uzadıkça hedefinden uzaklaşır. Bir heyulayı yok etmeye çalışır.  Yargunun uzamasına en çok Pervane içerlenir çünkü, “Fikirleri, oyunlarıyla birleşip heyulaya dönüşüyor. Hayattan heyulaya dönüşmüş fikir, ancak kendini gerçekleştirdiğinde, yani vücut bulduğu sırada güçlüdür. Ama heyuladan hayata dönüşen fikir, eskisinden kat kat güçlü ve yıkıcıdır. Yenilebileceği de kesin değildir... fikirleri dünyaya kök saldıktan sonra, bedenleri yok etmek ne kazandırır ki?​”Yargu, hem dönemin dilini hem de tarihi karakterleri roman içersinde ustaca kullanarak ve  ince ayrıntılar ve tasvirlerle adeta resmederek, okuyucuyu yargu çadırının içinde bir seyirci yapıyor adeta. Özellikle dip not ve açıklayıcı metin kullanılmaması romanda inandırıcılık etksi yaratıyor.  Sonuç olarak tarihsel kurguların, dizilerin epeyce tartışıldığı şu günlerde ecdadımızın at üstündeki muktedir mi? Yoksa muktedire karşı adalet savaşı verenler mi olduğuna, varın siz karar verin...

Yargu- Ezel Akay Haldun Çubukçu
Kırmızı Kedi Yayınevi

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Tarihi binada ikinci yangın

SONRAKİ HABER

Gerçekleri söylemek acıtıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa