5'inci Yargı Paketi'ni içeren kanun teklifi TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi
TBMM Adalet Komisyonunda, 5'inci Yargı Paketi'ni içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi kabul edildi.
Fotoğraf: Mustafa Murat Kaynak/AA
TBMM Adalet Komisyonunda, 5'inci Yargı Paketi'ni içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi kabul edildi.
Komisyon, AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç başkanlığında toplandı. Komisyona bilgi veren AKP Arslan, "5'inci Yargı Paketi"ni içeren İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile 8 ayrı kanunda değişiklik yapılacağını dile getirdi.
İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan değişiklikle elektronik satış uygulamasının düzenleneceğini belirten Arslan, düzenleme ile mezat salonlarındaki satışlar ve yaşanan aksaklıkların ortadan kaldırılacağını, tüm sürecin elektronik ortamda gerçekleştirileceğini bildirdi.
TBMM Adalet Komisyonu'nda, 1932 yılından bu yana ihtilaflı boşanma ve velayet davalarında uygulanan 'çocuk haczi' uygulamasını sonlandıran düzenleme görüşüldü.
ÇOCUK KORUMA KANUNDA DEĞİŞİKLİK
Çocuk Koruma Kanunu'nda da değişikliğe gidileceği ifade eden Arslan, "çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin desteklenmesi" bağlamında hazırlanan değişiklerle çocuk teslimiyle ilgili sorunlara çözüm bulunmasının hedeflendiğini söyledi. Arslan, "1932'den beri icra dairelerince uygulanan bu usul icra sistemi dışına çıkarılacak. Teklifle, çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin işlemlerin, Adalet Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerince ve taraflara mali bir külfet yüklenmeksizin yerine getirilmesi usulü kabul edilecek" dedi.
Arslan, teklifte, ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin usul ve esaslar, mahkemeler ile adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerinin görev ve yetkileri, tarafların hak ve yükümlülükleri, teslime ilişkin emre muhalefet nedeniyle disiplin hapsine ve diğer hususlara yönelik hükümlerin de düzenlendiğini, böylece ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesi sürecinde yaşanan olumsuzlukların giderilmesinin hedeflendiğini söyledi.
"İŞLEMLER UZMANLAR VE ÖĞRETMENLER MARİFETİYLE YAPILACAK"
Uygulamada teslim yükümlüsünün çocuk teslimine ilişkin ilam veya tedbir kararının gereğini rızaen yerine getirmemek suretiyle velayet hakkını kötüye kullandığının da müşahede edildiğini belirten Arslan, bu hakkın kötüye kullanılmasının önlenmesi amacıyla Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılacağını bildirdi.
İşlemlerin; çocuğun üstün yararı gözetilerek psikolog, pedagog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimci ve rehber öğretmen gibi uzmanlar veya öğretmenler marifetiyle gerçekleştirileceğini belirten Arslan, "Tüm işlemler ücretsiz olacak, bu kapsamda harç alınmayacak ve yapılacak tüm masraflar devlet bütçesinden karşılanacak. İşlemler çocuğun örselenmesine neden olmayacak şekilde okul ve kreş gibi sosyal mekanlarda gerçekleştirilecek. Bu kapsamda tüm kamu kaynakları kullanılabilecek" diye konuştu.
İlam veya tedbir kararlarının icra marifetiyle zorla yerine getirilmesi sırasında zaman zaman istenmeyen görüntülerin ortaya çıktığını belirten Arslan, şöyle konuştu: "Bu nedenle çocukla kişisel ilişki kurulması işlemlerinde uygulanan zor kullanma usulü kaldırılacak. Çocukla kişisel ilişki kurulması işlemlerinin çocuğun üstün yararını koruyacak şekilde yerine getirilebilmesini sağlamak amacıyla, müdürlüğün önerisi üzerine, aile mahkemesince, çocuk, hak sahibi veya yükümlü hakkında danışmanlık tedbiri uygulanmasına karar verilebilecek. Yükümlünün teslim emrine ilk aykırı hareketinde müdürlük, yükümlü hakkında danışmanlık tedbiri uygulanmasını aile mahkemesinden resen talep edecek.'Çocuk teslimine dair ilam veya tedbir kararları' yükümlü tarafından rızaen yerine getirilmezse çocuk nerede bulunursa bulunsun müdürlük tarafından alınarak hak sahibine teslim edilecek. Bu halde kolluktan yardım istenebilecek ve kolluk birimleri, zor kullanma dahil bu konudaki talepleri derhal yerine getirecek. Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesini engelleyenler, ilgilinin şikayeti üzerine disiplin hapsiyle cezalandırılacak. Disiplin cezasının süresi çocuk teslimine muhalefette 3 aya kadar, kişisel ilişki kurulmasına muhalefette ise 3 günden 10 güne kadar olacak. Kanun teklifimiz, ülkemizin ekonomik ve toplumsal barışına katkı sağlamak amacıyla hazırlandı."
İCRA DAİRELERİ BAŞKANLIĞI KURULACAK
Düzenlemeyle, iş yoğunluğunun veya icra dairesi sayısının fazla olduğu illerde "icra daireleri başkanlığı"nın oluşturulacağını belirten Arslan, icra dairelerinin gözetim ve denetimini yapmak amacıyla iş yoğunluğunun veya daire sayısının fazla olduğu illerde Adalet Bakanlığı tarafından bir veya birden fazla icra daireleri başkanlığı kurulabileceğini belirtti.
Arslan, ihale uygulamasında yaşanan ve özellikle takibin tarafları ile ihale alıcısını zarara uğratan birtakım sorunlara çözüm bulmak amacıyla ihalenin feshini talep etmeye ilişkin usul ve esasların da yeniden belirleneceğini aktardı.
Komisyonda teklifin görüşmeleri sürüyor.
CHP’NİN 'ÇOCUK TESLİMİ' İTİRAZLARI: BİRÇOK İLDE ADM’LER YOK
Gazete Duvar'dan Müzeyyen Yüce'nin haberine göre, CHP’ye göre söz konusu teklif; çocuğun üstün yararını değil, annelik ve babalık duygusunun tatmini gözeten, cinsiyetçi yaklaşımı etkin kılan, sürekliliği olmayan birçok eksiklik içeriyor.
CHP, öncelikli itiraz noktalarının yeni düzenlemeyle çocuk tesliminin bırakıldığı adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerinin (ADM) Türkiye’nin birçok ilinde bulunmaması olduğunu söylüyor. Aynı zamanda bu birimlerde çalışan personel sayısındaki yetersizliğine de dikkat çekiliyor.
"DÜZENLEMEDE KADINA YÖNELİK CİNSİYETÇİ BİR SALDIRI YOK MU?"
CHP’nin bir diğer itiraz noktası ise ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesini engelleyen taraflara öngörülen ‘zorlama hapis’ veya velayet değişikliği’ yaptırımları.
Adalet Bakanlığının geçen yılki verilerine göre mahkemelerce çocukların yüzde 74,5’inin velayeti anneye verildi. Bu noktadan bakıldığında 2021 yılının ilk on ayında kayıtlara geçen 256 kadın cinayeti olduğu da hatırlatan CHP’ye göre, bu maddeden en çok kadınlar etkilenecek.
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, parti olarak bu yöndeki itirazlarını şu şekilde açıkladı:
“Erkek şiddetinden kaçarak sığınma evinde çocuğuyla kalan bir kadın düşünün. Mahkeme, babayla çocuğun kişisel ilişkisini kuruyor. Baba da hafta sonu çocukla geçirdiği vakitlerde sığınma evinin yerini tespit edebilmek için çocuğu âdeta esir alıyor. Kadın da yaşamaya çalıştığı sığınma evinde çocuğunu daha fazla göstermek istemiyor. Şimdi bu durumda yeni düzenlemeye göre kadına disiplin hapsini reva görüyor. Ondan sonra da velayet hakkını değiştirme kırbacıyla ortaya çıkıyor. Şimdi, bu maddenin düzenlenmesinde, çocuğunu göstermeme konusunda yükümlülüğünü yerine getirmeyen ya da çocuğu kaçıran anneye yönelik, kadına yönelik cinsiyetçi bir saldırı yok mu?”
HDP: KANUN TEKLİFİNİ GERİ ÇEKİN
HDP de söz konusu kanun teklifinin, 5'inci Yargı Paketi’nden çıkarılmasını, çocuk hakları örgütleri ve uzmanlarla ‘çocuğun yüksek yararını’ gözeten yeni bir metinde mutabakata varılması için başka bir düzenleme yapılmasını istedi.
Düzenlemenin, “Acaba erkekleri sorunlarından nasıl kurtarırız?” üzerinden bir anlayışla önlerine geldiğini savunan HDP’ye göre; teslim mekânlarında kadının can güvenliğinin sağlanmasına yönelik bir önlem düzenlemede yer almıyor.
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, itiraz noktalarına ilişkin şu konulara dikkat çekti:
“Kadınlar, boşanma davalarında erkeğin, boşanma aşamasında ve boşanma sonrasında özellikle erkekler, kadına yönelik şiddet, çocuklara yönelik şiddet uygulama derdinde olduklarında en çok kullandıkları noktalar çocuklarla kişisel ilişki kurma noktaları. Tam da kadınlar bu noktalarda, bu bahaneyle erkeklerin şiddetine maruz kalıyor, kadın cinayetleri işleniyor. Ülkemizde her gün en az 3 kadının öldürüldüğü; adliye kapılarında, okul önlerinde erkek şiddetine maruz kaldığı gerçeğine karşı, kanun teklifinde, teslim mekânlarında kadının can güvenliğinin sağlanmasına yönelik hangi önlemlerin alınacağına dair hiçbir düzenleme yapılmadığını görüyoruz. Teslim noktasında kadını ve çocuğu erkek şiddetinden koruyacak önlemlerin detaylıca belirtildiği, kolluğun sürekli hazır bulunduğu bir düzenlemenin yapılması zaruridir.”
"KANUNDA İŞLEYİŞ DEĞİŞMİYOR, ŞEKLİ BİR DÜZENLEME"
HDP’ye göre, çocukla kişisel ilişki kurulmaması halinde 'zorla çocuğun alınacağı' maddesi de yanlış. Kişisel ilişki kurmanın son derece kişiye bağlı bir hak olduğunu belirten HDP, çocuğun fikrinin belirleyici olması gerektiği görüşünde. Partiye göre; eğer çocuğun 'görüşmek istememe' kararı varsa, velayet sahibine uygulanması öngörülen 'zorlama hapis' veya 'velayet değişimi' icra edilmemeli.
HDP’nin kanun teklifi için bir diğer önerisi ise çocukla kişisel ilişki kurulması noktasında Adalet Bakanlığı'nın değil, Aile Bakanlığı'nın sürece dâhil olması.
HDP’li Gülüm, bu konuyla ilgili olarak da, “Teklif metni bütünüyle incelendiğinde konu icra müdürlüklerinin görevinden çıkarılıyor gibi görünse de kararın yerine getirilmesinde, işleyiş biçiminin değişmediği, uygulamanın çocuk odaklı hâle gelmediği, dolayısıyla sırf göstermelik ve şekli bir düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır” dedi. (HABER MERKEZİ)