Kentsel dönüşüm ve yıkımlardaki asbest tehlikesi | Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi
İzmir'de yaşanan depremin ardından yıkılan binalar ve kentsel dönüşüm uygulamalarıyla tekrar gündem olan asbest riskini KMO Ege Bölge Şube Başkanı Fatma Mehlika Koç ile konuştuk.
Fotoğraf: DHA
Ramis SAĞLAM
İzmir
Smyrna’dan İzmir’e Kentin Gündemi programında bu hafta kentsel dönüşüm ve bina yıkımlarındaki asbest tehlikesini Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Başkanı Fatma Mehlika Koç ile konuştuk.
Koç, asbestin akciğer zarları arasında su toplanması, akciğer zarında kalınlaşmanın meydana gelmesi ve akciğer yapısında doku tahribatına neden olduğunu söyledi.
ASBEST NEDİR, NELERDE BULUNUR?
Kesin kanserojen madde sınıfında (IARC Grup1) yer alan asbestin her türünün çıkarılması, işlenmesi, kullanılması, piyasaya arz ve satışının 2010 yılında yasaklandığını ifade eden Koç, “İzmir'deki yıkılan veya kentsel dönüşüme uğrayan binaların 2010 yılından önce olduğu için bu binalarda asbest olma olasılığı çok fazla. Nerelerde var diye açıklarsam, asbest en belirgin olarak çatıların izolasyonlarında, kazan dairesi izolasyonlarında, elektrik kabloları, izolasyonunda, yerlerde döşeme olarak kullandığımız marlelerde ve parkede, boyalarda, sıvalarda çimentolarda çok yoğun bir şekilde kullanılmış. Dolayısıyla da biz bu malzemeye uzun yıllar maruz kalmışız” dedi.
"ASBEST YOKTUR" RAPORU ALINIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Yıkılacak binanın malikler tarafından boşaltılması sonrası binadan hiçbir yapı malzemesi ayrılmadan ve sökülmeden asbest ihtiva edebilecek tüm yapı elemanlarından ve asbestin izolasyon/yalıtım amaçlı kullanılmış olabileceği tüm alanlardan yeterli miktarda ve sayıda numunenin yetkin kişi (asbest söküm uzmanı) tarafından alınması gerektiğini söyleyen Koç, “Bakanlık tarafından asbest analizi yapılmak üzere yetkilendirilmiş ve akreditasyona sahip bir laboratuara gönderilerek analizlerinin yapılması ve raporlanması gerekmektedir” diye konuştu.
Binada asbest ihtiva eden malzeme veya izolasyon/yalıtım amaçlı sıva veya püskürtme (asbestli) çimento kullanılmış ise mevzuatta yer aldığı gibi asbestli malzemenin ana yıkımdan önce binadan ayrıştırılması ve bertaraf edilmesi gerektiğini söyleyen Koç, “Bu işlem Bakanlığa ‘İş Planı’ ile bildirilerek, bir uzman ve asbest söküm çalışanları tarafından gerekli önlemler alınarak; binanın karantinaya alınması gerekir. Lif bağlayıcı sıvı ile nemlendirme, çalışanlar için uygun Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD) kullanımı, temizlik alanlarının oluşturulması ve mesleki maruziyet sınır değeri aşılmayacak şekilde, iş planına uygun olarak gerçekleştirilir. Bina temizlendikten sonra bertaraf giden asbestli atık miktarı belediye tarafından kayıt altına alınarak binaya ‘Yıkım Ruhsatı’ verilebilir” dedi.
BİNALARIN YIKIMI NASIL YAPILMALI?
Orta ve az hasarlı olan binalarda yıkım yapılması durumunda binalardan asbest tespiti için gerekli yerlerden uygun sayıda numune alınması gerektiğini söyleyen Koç, yüksek hasar nedeniyle numune alınamaması veya asbestli olduğu tespit edilen yapı elemanlarının sökülmesi binanın yıkımı için risk oluşturuyorsa, çevresel ve yıkım önlemleri en üst düzeyde tutulması gerektiğini belirtti.
Yıkım işinde çalışanlar için koruyucu düzeyleri yüksek KKD kullanılması gerektiğini söyleyen Koç, gerekiyorsa kısa süreli ve dönüşümlü çalışarak tozlu ortamdan etkilenme sürelerinin azaltılası gerektiğini aktardı. Katlı ve yüksek binaların yıkımı esnasında tozumanın azaltılması için toz bastırma kontrol sistemleri (TS13883) uygulanması gerektiğine önemle vurgu yapan Koç, sulamanın binadan daha yüksek yerden, tozların aşağıya doğru indirmesi sağlanacak şekilde olması gerektiğini söyledi.
YIKIM SIRASINDA YAPILAN YANLIŞ UYGULAMALAR NELER?
Az miktarda ve yerden yapılan sulamanın asbest lifi ve tehlikeli atık içeren havanın dağılmasına neden olduğunu söyleyen Koç, “Binaların yıkılması hakkında yönetmelik esaslarına göre yıkılmalıdır. Kentsel dönüşümün bir felakete dönüşmemesi için yıkımı yapılacak binaların ‘Bina Yıkım Ruhsatı’, binadan asbest ve diğer tehlikeli atıklardan temizlendikten sonra belediye tarafından verilmesi gerekmektedir. Binanın önce parçaparça sökülerek, dört duvar bırakıldıktan sonra asbest tespiti yapılması ve mevzuatta yer alan prosedür dışında asbestsiz yapı elemanlarından numune alınarak ‘Asbest Yoktur’ raporu alınması belediyelerin yaptığı hatalardandır ve bunun sorumluluğu belediyelere aittir. Belediye ‘Yıkım Ruhsatı’ vermeden önce mevzuatın uygulanmasını sağlamak ve denetlemekle yükümlüdür” dedi.