İstanbul Sözleşmesi eylemleri raporu: Ankara’da 108 kadın gözaltına alındı
Toplumsal Hukuk Kadın’dan avukatlar hazırladıkları İstanbul Sözleşmesi eylemlerinde yaşanan hak ihlalleri ve cezasızlık raporunu basın açıklamasıyla paylaştı.
Fotoğraf: Evrensel
Toplumsal Hukuk Kadın’dan avukatlar hazırladıkları İstanbul Sözleşmesi eylemlerinde yaşanan hak ihlalleri ve cezasızlık raporunu basın açıklamasıyla paylaştı. 5 Ağustos 2020-1 Temmuz 2021 tarihleri arasında Ankara/Kızılay/Sakarya bölgesinde toplam 18 sokak eyleminin 8’inde kadınlar ve LGBTi+’lar fiziksel polis şiddetine, kimyasal gaza maruz bırakıldığı belirten Avukat Irmak Bakır, bu eylemler sırasında108 kadının gözaltına alındığını kaydetti. Bakır, “Yaygın, sistematik, çok yönlü devlet şiddetinin hareketi kuşatma çabasına karşı kadınlar ve LGBTi+'lar sokaklarda ve yaşamın her alanında bu kuşatmayı kırıyor. Şiddet faillerinin cezalandırılması ve toplanma ve ifade özgürlüğünün cezalandırılmasının engellenmesine yönelik mücadelemiz devam ediyor” dedi.
Yapılan açıklamada konuşan Avukat Irmak Bakır İktidarın kadın mücadelesini bastırmaya yönelik hamlesinin, iktidar yandaşı örgütlerce uzun süre boyunca gündeme getirilen İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi talebine dair somut adımların atılması olduğunu söyledi. İktidarının 2020 yılı Temmuz ayında İstanbul Sözleşmesinin feshine yönelik somut çalışmaları gündemine alması üzerine kadınların ve LGBTi+’ların Türkiye genelinde ‘İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz’ diyerek eylemler yapmaya başladığını hatırlatan Bakır, “İstanbul Sözleşmesinin tek adam tarafından feshedildiğinin açıklanması üzerine de eylemler devam etti. Sözleşmenin yürürlükten kalkacağı tarih 1 Temmuz 2021 olarak ilan edilirken, kadınlar, bu kararın yok hükmünde olduğunu ilan etti. İstanbul Sözleşmesi için sokağa çıkan, İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz diyen kadınlar polis şiddeti, soruşturmalar, davalar, burs kesintileri gibi müdahalelerle engellenmek istendi” dedi.
"KADINLAR ÇEMBERE ALINARAK GÖRÜNMEZ KILMAYA ÇALIŞILDI"
İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Eskişehir ve Tokat’ta kadınlara yönelik devlet şiddetinin kimi zaman kimyasal gaz ve plastik mermi kullanımını da içeren polis şiddeti, taleplerini ifade etmek isteyen kadınların çember içerisine alınarak yalıtılması, barışçıl yürüyüşlerle fikirlerini daha fazla kişiye ulaştırmak isteyen kadınların yürüyüşlerinin barikatlarla engellenmesi, toplantının yapılacağı yer, atılacak sloganlar, taşınacak bayrak ve dövizler ile gökkuşağı renkleri bulunan maske/bayraklara müdahale edilmesi gibi biçimler aldığını kaydeden Bakır, “En yaygın müdahale biçimi ise çembere almak, yalıtmak, görünmez kılmaya çalışmak. Para cezaları Ankara ve Mersin’de mücadeleyi bastırmak üzere sistematik olarak uygulanıyor. İdari para cezalarına itiraz yolu ise çoğu zaman etkili olmuyor. İstanbul’daki idari para cezalarına itirazlar olumsuz sonuçlanırken, Mersin’de toplamda 100 bin TL’yi geçen para cezalarına itirazların bir kısmı olumlu sonuçlandı, bir kısmı ise reddedildi” dedi.
"ANKARA’DA 108 KADIN GÖZALTINA ALINDI"
Ankara'da gerçekleştirilen İstanbul Sözleşmesi eylemlerine yönelik müdahale verileri değerlendiren Bakır, “5 Ağustos 2020-1 Temmuz 2021 tarihleri arasında Ankara/Kızılay/Sakarya bölgesinde toplam 18 sokak eylemi gerçekleştirilmek istendiğini görüyoruz. Bu eylemlerden ikisi kadınlara açılan davalarla ilgili adliye önünde yapılmak istenen açıklamalar. 18 eylemden 8’inde kadınlar ve LGBTi+’lar fiziksel polis şiddetine, kimyasal gaza maruz bırakıldı. Polis müdahalesi gerçekleşen 8 eylemin 7'sinde kadınların özgürlükleri de sınırlanarak 106 gözaltı gerçekleştirildi. Astığı pankart ve attığı tweet gerekçesiyle iki kadın gözaltına alınmış olup bu süreçte toplam gözaltı sayısı 108 oldu. Eylemlerle ilgili olarak tespit edebildiğimiz kadarıyla 5 dava açıldı, 1 soruşturma devam ediyor. OHAL ilanından bu yana her türlü eylemin polis şiddeti ile bastırıldığı Ankara'da kadınların eylemlerine devam etmeleri nedeniyle, şiddetin zaman zaman biçim değiştirdiğini, hareketin önündeki kadınların kaçırma, ölüm tehdidine maruz bırakıldığını görüyoruz” diye konuştu.
POLİS MÜDALESİ SUÇ DUYURUSUNA TAKİPSİZLİK KARARI
Kadınlara yönelik devlet şiddeti ile ifade ve toplanma özgürlüğü, işkence ve kötü muamele yasağı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, ayrımcılık yasağı gibi temel haklar ve güvencelerin ihlal edildiğini belirten Bakır, “Bu polis şiddetinin devam edebilmesinin koşulu olarak şiddet faillerinin korunması ise cezasızlık ile sağlanıyor. İstanbul Sözleşmesi eylemlerinde yaralama, görevi kötüye kullanma, tehdit, taciz, ayrımcılık gibi pek çok suç işleyen, müdahale talimatı veren failler cezasızlık politikası ile korunuyor. Kadınların attığı tweet, yaptığı açıklama, astığı pankart, taşıdığı döviz hemen soruşturma konusu olurken polis şiddeti asla soruşturulmuyor. Polis müdahalesi olan 5 eylemden 4'ü ile ilgili Toplumsal Kadın olarak yaptığımız suç duyurularında kısa sürede takipsizlik kararları verildi. Yakın mesafeden gaz kullanımı, ayrımcılık içeren müdahaleler somut olarak ortaya konulmasına rağmen sonuç değişmiyor. Polis müdahalelerinin neredeyse tamamını yöneten, bizzat fiziki şiddet uygulayan, tehdit suçu işleyen Ankara İl Emniyet Müdür yardımcısı Mukadder Kardiyen hakkında yapılan suç duyurusu ve idari şikayet örnek olarak değerlendirilebilir.16 Haziran 2021 tarihli eylem sonrasında, İstanbul Sözleşmesi Ankara Kampanya Grubu tarafından bu süreçteki diğer müdahaleleri de belirtilerek Kardiyen hakkında Ankara Valiliğine yapılan şikayet ve ayrıca yapılan suç duyurusu kapsamında müştekiler henüz dinlenmezken, 16 Haziran'da yaşanan polis şiddetini teşhir eden bir kadın hakkında Kardiyen'in şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı ve ifadesi alındı” diye konuştu.
"FESİH YOK HÜKMÜNDEDİR"
Bakır şöyle devam etti: “Yaygın, sistematik, çok yönlü devlet şiddetinin hareketi kuşatma çabasına karşı kadınlar ve lgbti+'lar sokaklarda ve yaşamın her alanında bu kuşatmayı kırıyor. Şiddet faillerinin cezalandırılması ve toplanma ve ifade özgürlüğünün cezalandırılmasının engellenmesine yönelik mücadelemiz devam ediyor. Şiddetin bastırmayacağı gerçekler var: İstanbul Sözleşmesinin feshi yok hükmündedir, kadınlar ve LGBTi+'lar geleceklerini tek adamların belirlemesine izin vermeyecek.” (Ankara/EVRENSEL)