Adana’da bir gencin derdini anlatmaya gittiği polisler bacağını kırdı kaçtı
Adana’da bir konser sırasında cep telefonu çalındığı için polislerden yardım isteyen Hüseyin Selçuk Yaycıoğlu, 10-15 polis tarafından darbedildi. Olay sonrası kamera kayıtları silindi.
Hüseyin Selçuk Yaycıoğlu | Fotoğraf: Evrensel
Volkan PEKAL
Adana
Adana’da konser sırasında cep telefonunun çalındığını fark eden Hüseyin Selçuk Yaycıoğlu isimli vatandaş, şikayetini bildirmek için gittiği yaklaşık 10-15 polisin kendisine saldırması sonucu bacağı kırıldı. Sonrasında olay anını gösteren kamera kayıtları silindi.
Olaydan dolayı birçok mağduriyet yaşadığını ifade eden Yaycıoğlu, “Bundan sonra bir olay olsa, bıçaklansam bile bir daha polise gitmem” diye hayıflanarak suçluların bulunmasını istedi.
Hüseyin Selçuk Yaycıoğlu 3 Ekim günü arkadaşlarıyla birlikte Hayko Cepkin ve Melek Mosso’nun sahne aldığı Gençlik Festivali’nde bulunduğu sırada telefonunun çalınmış olduğunu fark etti.
İlk gördüğü çevik kuvvet polisinin yanına gitti. Polislere derdini anlatmaya çalışırken arkadaşının “Yardımcı olsanıza” sözü üzerine iki gence saldıran polisler Yaycıoğlu’nun bacağını kırdı. Yaycıoğlu olay anını şu sözlerle anlattı:
“Polisler arkadaşıma saldırmak üzere hareketlendiler. Coplarını çektiler. Ben de o arbede arasında kaldım. Bir polis memuru yakamdan tuttu, diğeri kolumu tutup kıvırdı. Ben de kelepçe takacağını düşünerek öbür elimi de arkaya doğru uzattım. Kelepçe takmadılar, yere yatırıp darbettiler. Aynı anda 10-15 kişi üzerime saldırdı. Biri kafamdan, biri ağzımdan tutuyordu. 4-5 kişi de bacağıma çöktü. Darbedip sonunda bacağımı kırdılar. Sonra hepsi kaçtı, gitti. Hiçbiri ambulans falan çağırmadı. Vatandaşların yardımıyla hastaneye gittik.”
POLİS OLAY ANININ GÖRÜNTÜLERİNİ BULAMAMIŞ
Polisler tarafından darbedilince adalete olan güveni sarsılan Yaycıoğlu, “Bundan sonra bir olay olsa, bıçaklansam bile bir daha polise gitmem” diyor. Bu kanaate kapılmasında polislerin suçunun organize şekilde örtülme çabası da etkili olmuş. Polislerden şikayetçi olan Yaycıoğlu, soruşturmayı yürüten polislerin olay yerini gören güvenlik kameralarının 21.00’dan sonraki kayıtlarına ulaşamadığını ifade ediyor. 21.00’dan sonra kameraların kayıt almadığı söylenmiş. Hastaneye tekerlekli sandalyeyle giren Yaycıoğlu, hastane polisine adli vaka olduğunu, şikayetçi olduğunu söyleyince polisin ‘Kim yaptı?’ diye sorduğunu aktaran Yaycıoğlu, “ ‘Polisler’ dedim. ‘Bundan bir şey çıkmaz’ dedi. Böyle olunca o polis memuruna güvenmediğim için ona ifade vermedim. Gerekli tahliller yapıldı. Orada görevli polis memuru gelip kız arkadaşımın elindeki barkoda bakmaya çalıştı. Sorduğumuzda ismime baktığını söyledi. Ben de ‘Sorsan kendim söylerim’ dedim. Bu olaydan 15 dakika sonra doktor gelip kan testi yapıldığı halde ‘Senin kan testin alınmamış’ dedi. Tekrar kan testi aldılar. Kanımda alkol çıkamamasına rağmen ‘Geldiğinde alkollüydü. Ama şuan alkole rastlanılmadı’ diye rapor tuttu. O doktordan da şikayetçi oldum” dedi.
Yaklaşık 5-6 ay çalışamayacağını ifade eden Yaycıoğlu, “Üniversite okuyorum, eğitimime devam edemeyeceğim. Zor durumdayız. Bu yaşta evde annem babam bakıyor. İnsanın psikolojisi bozuluyor. Banyoyu babam yaptırıyor. Adaletin sağlanmasını istiyorum” diyor.