06 Kasım 2021 08:39

Doç. Dr. Özge Yücel: Çocuk teslimi düzenlemesi göstermelik, çocuğun yararı korunmuyor

Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Doç. Dr. Özge Yücel 5'inci Yargı Paketi'nde yer alan "İcra yoluyla çocuk tesliminde değişiklik" düzenlemesini Evrensel'e değerlendirdi: Çocuğun yararı korunmuyor.

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
İstanbul

5’inci Yargı Paketi’nde yer alan ve 54 maddeden oluşan “İcra yoluyla çocuk tesliminde değişikliğin” de dahil olduğu kanun teklifi Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edildi.

Paketle birlikte çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilamların icrasına ilişkin madde hükümleri, Çocuk Koruma Kanunu’nda yeniden düzenlenecek. Velayeti kendisine bırakılan anne veya baba, kişisel ilişki kurulmasına dair kararın gerekliliklerini yerine getirmezse, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet değiştirilebilecek. Bu karar kişisel ilişki kurulmasına dair kararda taraflara ihtar edilecek.

“ÇOCUK, KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKININ NESNESİ DEĞİL ÖZNESİDİR”

Çocuk teslimi uygulamasındaki düzenlemeye dair kadın ve çocuk örgütlerinden pek çok itiraz yükselirken Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Yücel, çocuğun anne veya babasıyla kişisel ilişki kurmasının, kişisel ilişki hakkının var oluş amacı ve sınırının çocuğun üstün yararının kendisi olduğunu söyledi. Ancak pakette yasa koyucunun yaklaşımının aksi yönde olduğunu belirten Yücel, “Kişisel ilişkinin amacı gerekçede ‘Annelik veya babalık duygusunun tatmini’ olarak açıklanıyor. Oysaki çocuk, kişisel ilişki kurma hakkının nesnesi değil, bizzat öznesidir” dedi.

Bu noktada çocuğun yüksek yararının gözetilmesi gerektiğine işaret eden Yücel, “Düzenleme ile birlikte çocuk, ilişki kuracak özne olarak değil, ilişki kurulacak pasif bir konumda değerlendiriliyor. Bu yaklaşım yasa koyucunun çocukla kişisel ilişki kararının nasıl icra edileceği konusunda izlediği politikayla yakından ilişkilidir. Kararın verilmesinde ve icrasında çocuğun yüksek yararı yerine velayeti kendine verilmeyen anne veya babanın istekleri ve hatta hırslarının yasa koyucu ve uygulamacılar tarafından öncelikli biçimde değerlendirilmesi, çocuğun örselenmesine, duygusal ihtiyaçlarının göz ardı edilmesine, giderek nesneleştirilmesine yol açacaktır” dedi. 

“GÖSTERMELİK VE ŞEKLİ BİR DÜZENLEME”

Çocuğun korkularının, endişelerinin, heyecanının, isteklerinin özellikle ve mutlaka dikkate alınması gerektiğine de dikkat çeken Yücel, çocuk istemediğinde kararın icra edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Yücel şöyle devam etti: “Çocuğun görüşmesi ve kişisel ilişkisi boşanma anlaşmasında pazarlık konusu olamaz. Bu konu bağımsız olarak boşanmadan ayrı biçimde resen araştırma yoluyla karara bağlanmalı ve süreç dinamik tutulmalı, kararı veren hakim de bizzat izleme sürecine dahil olmalıdır. Diğer bir itiraz da çocuk teslim merkezlerine ilişkindir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına değil Adalet Bakanlığına bağlı merkezlerin kurulacak olması, sosyal politika odaklı bir hizmet sunumunun esas alınmayacağını, salt kararın her şartta icrasına odaklanıldığını göstermektedir.”

Konunun icra müdürlüklerinin görevinden çıkarılıyor gibi göründüğüne vurgu yapan Yücel, kararın yerine getirilmesinde işleyiş biçiminin değişmediğini, uygulamanın çocuk odaklı hale gelmediğini, göstermelik ve şekli bir düzenleme yapıldığını ifade etti.

“ŞİDDET TEHDİDİ KAYGILARI GÖRMEZDEN GELİNİYOR”

Çocuk aracılığıyla boşandığı kadının yaşamını gözetleyen, baskılarını veya taciz oluşturan davranışlarını sürdüren kişilerin çoğunlukla çocuğa da psikolojik şiddet uyguladığını hatırlatan Yücel devamında şöyle konuştu: “Kişisel ilişki kurmak isteyen babalar, çocuk bakımını bizzat yerine getirmeyip sırf çocuğu bir nesne gibi teslim alma hırsıyla hareket edebiliyor. Bu bakımdan görüşme sonrasında da çocuğun uzmanla geri bildirim için düzenli aralıklarla görüşme yapması önemli. Düzenlemenin çoğu hükmünde velayeti elinde bulunduran kişiye çocuk kaçıran muamelesi yapıldığı açık. Düzenlemede velinin kendine ve çocuğa yönelen şiddet tehdidine yönelik kaygıları hiçbir şekilde dikkate alınmıyor. Şiddet mağduru kadınlar ek olarak çocuğu teslim etmediği için disiplin hapsi tehdidiyle karşı karşıya kalacak. Burada da çocuğun menfaatinin korunmadığı açıktır.”

ÖNCEKİ HABER

Türk Eczacıları Birliği: 645 kalem ilaç piyasada yok

SONRAKİ HABER

Kovid-19 hastalarında görme kaybı tespit edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa