Burjuva basınında ODTÜ direnişi
Burjuva medya; egemen sermayenin ve iktidarın çıkarlarına hizmet eder, sermayenin ve iktidarın propagandasını yapar, karşı etki yaratacak nitelikteki unsurları görmezden gelir, sansürler yahut çarptırır. Bunun pratikteki sonuçlarına baktığımızda, ilk elden televizyondan izlediğimiz olaylarda kapitalizmden ve onun kurumlarından illallah demiş &ou
Son örneğini geçen hafta ODTÜ’de gördüğümüz polis-öğrenci çatışmasının medyadaki yansımalarında bazıları şaka gibi. İnanılmaz derecede saçma haberlere tanık olduk ve bu medya taramasını yapmayı gerekli gördük. İşte egemen ve yandaş medyanın altınları:
Zaman gazetesinin tutumu zaten belli. Ancak daha da ileri giderek eylemin “yasadışı örgütlenme tarafından” organize edildiğini ve polise havai fişek atıldığını savunan Zaman, “provokatör grubun” töreni “bahane edip” güvenlik güçlerine saldırdığını iddia etti. Eyleme katılan “grubun” sayısını da 150 olarak belirtti. Gazete ayrıca polisin kampüs binalarına zarar verişini öğrencilerin üzerine yıktı. Zaman, ayrıca Barış Barışık adlı ağır yaralanan öğrencinin “polis kamera kayıtları incelenerek” gaz bombasından değil arkadaşlarının attığı taşlardan yaralandığı yalanını uydurdu. Olay sonrası gözaltına alınan öğrencilerle ilgil yapılan haberde ise Zaman, başka öğrencilerin de gözaltına alınacağını önceden bildirdi.
‘Milliyet gazetesi olaylardan öğrenciler ve hatta “protestocu grup” suçluymuşçasına bir üslup kullandı. Zaten olayı baştan yanlış anlamış olan Milliyet, “ODTÜ’de uydu savaşı” başlığını taşıyan haberinde, öğrencilerin protesto amacı değil polisle çatışma amacı güttüğünü söyledi. “Bine yakın öğrencinin TÜBİTAK Uzay Merkezi’ne ulaşmasını engellemek isteyen polis tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti.” ifadesinin yer aldığı haberde gazete öğrencilerin polis barikatının önünde demokratik bir biçimde başbakanı protesto etmeyi amaçladığını akıllarına bile getirmedi. Hatta öğrencilerin aşırı gaz kullanımı ve orantısız güçten etkilenmesini hiçe sayıp başbakan Erdoğan’ın ve polislerin gazdan etkilendiğini suçu tamamen öğrencilere yükleyerek göze batan bir biçimde sundu. Haberde olay kronolojisi tamamen saptırılarak fitilin “çatışmaya meraklı marjinal grup” tarafından ateşlendiği ileri sürüldü. Milliyet haberler için kullandığı fotoğrafları da hep çatışma esnasındaki öğrenci fotoğraflarından seçmiş ve tüm olayı “bir grup öğrencinin saldırdığı” şeklinde lanse etti.. Milliyet, tutumundan Barış Barışık’ın ağır yaralanması ve ODTÜ rektörlüğünün ve akademisyenlerinin polisi kınayan açıklamaları ardından çark etti.
Hürriyet ise yaralı sayısını yüzsüzce “6 öğrenci, 13 polis” olarak verdi. “Polis tarafından yapılan uyarılara rağmen barikatı aşmaya çalışan gruptakiler, güvenlik güçlerine taş ve sopalar attı. Bunun üzerine güvenlik güçleri gruptakilere biber gazı, gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale etti.” denilen haber ilk müdehalenin polisten geldiği ve barikata daha 100 metre bile yaklaşmadan gaz bombaları atıldığı gerçeğini ayaklar altına aldı. Aktarılan haberde öğrencilerin durumundan çok polislerin, başbakan korumalarının ve binada bulunanların gazdan etkilendiği vurgulandı.
Radikal gazetesi ise haberi “ODTÜ kampüsü içinde bulunan yaklaşık 2 bin 500 polis ve TOMA’larla olayın ardından bölgeye gitti.” şeklinde verip olayın kronolojisini polis lehine çevirdi.“Olaylarda yaralananlar ambulansla hastaneye kaldırıldı. Törenin ardından Başbakan Erdoğan’ın ayrılmasıyla polis de kampüsü terk etti.” denilen haberde polislerin başbakanla beraber ayrıldığı yalanını söyledi. Çatışmada yaralananların ambulanslarla hastaneye kaldırıldığını öne süren gazete, ambulansların geri çevrildiği hatta geçmesine izin verilen bir ambulansın içine gaz bombası atılmasını görmezden geldi.
ATV is ODTÜ öğrencilerini “çatışma meraklısı” öğrenciler olarak gösterip marjinalleştirerek tüm eylem amacını yanlış anlayıp “uydunun fırlatılmasına karşı” bir eylemmiş gibi göstererek rezil oldu.
Cnntürk ise “öğrenciler barikatı aşmak isteyince polis müdahale etti” şeklindeki beyanlarla tüm Doğan grubunun yaptığı saptırmaya katıldı.
Özetle medyanın vaziyeti ortadadır. İktidarlar gelip geçer ve her yeni gelen iktidarda, değişen güç dengelerine göre burjuva medya onun nabzını ölçer ve şerbetini verir.