26 Aralık 2012 14:48

Katliamcıların yakasını bırakmayacağız

Vicdanlarda büyük bir yara açan Roboski katliamının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen failler halen açığa çıkartılmadı. Kürt halkında derin bir kırılmayı beraberinde getiren Roboski’nin acısı ve öfkesi dinmek bilmiyor. Her ne kadar devlet ve medya eliyle katliam unutturulmaya ve gerçekler çarpıtılmaya &cc

Paylaş
Diyarbakır-Van Genç Hayat Grupları

 Aliekber Taşlı (Dicle Üniversitesi Öğrencisi):
Roboski katliamı meydana geldiğinde Türk medyası sessiz kaldı. Erdoğan’dan talimat beklediler. Daha sonra yapılan yayınlarda ise katliamın üstünü örmek için çabaladılar. Ben o bölgede yaşıyorum. Askerler kimin ne zaman sınırdan girip çıktığını biliyor. Ama buna rağmen oradaki insanları bilerek bombaladılar. Kürtleri sindirmek için yapıldı bu katliam. Maraş da, Zilan da, Ağrı da, Sivas da ve Roboski de bu anlayışın sonucudur. Daha sonra da o bölgede baskılar bitmedi. Buna tepki gösteren insanlar gözaltına alındı. Failler açığa çıkarılacağı yerde eyleme katılanlar gözaltına alındı. Halen mahkemeler devam ediyor. Roboski katliamıyla devletin ne olduğunu bir kez daha gördük. Ben buradan Türk annelerine, kadınlarına sesleniyorum: Benim annem bu kadar asker bu kadar gerilla ölmüş diye ağlıyor. Benim annemin, halkımın çektiğini anlasınlar. Annelerimiz iki tarafa da ağlıyor. Türk halkı faşizan söylemlere kanmasın.
Jehat Kılıç (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi):
Benim devlete yönelik bir beklentim yok. Devletin de hiçbir zaman yaptığı hataları kabul etme gibi bir eğilimi olmadı. Devlet ne zaman Ağrı’dan, Zilan’dan, Şeyh Sait’ten özür diledi ki, Roboski’den dilesin? Bizim tarafımızdan bakarsak devletten özür beklemek beyhude bir beklentidir.
Ne kadar sindirirsem o kadar iyi diyor hükümet. Keşke failler açığa çıkartılsa, keşke yapılan katliamlardan dolayı özür dilense. Ama ne yazık ki böyle bir şey olmayacak. Katledenler katlettikleriyle kalacak.
Memet CAN (Van’dan dersane öğrencisi):
Bile bile yaptılar. Amaçlarının ‘’ben ne yaparsam yaparım kimse bana bir şey diyemez” diyebilmek olduğunu düşünüyorum. Eğer siz insanları Kürt oldukları için iş ve eğitimden mahrum bırakırsanız; insanlar kaçakçılık yapar. Bu çok normal ve bilinen bir şeydir. Kaçakçılık bir suç ise cezası ölüm mü olmalıydı?
Rêzgar GÜNAY (Van’dan lise öğrencisi):
Roboskili annelerin gözyaşları üzerinden bir yıl geçti ama yetkililerde ne bir ses var ne de seda. Katliamda yaşamını yitiren insanların yöresel kıyafetlerini bahane edip halkı susturmaya çalışan sistem çirkinleşmeye devam ediyor. O annelerin gözyaşlarını basit bir tazminatla ve ‘beyaz türban’ hediyeleriyle kapatılmaya çalışıyorlar. O halkın yarasını deşmekten vazgeçsinler. Tek isteğimiz sorumlular hakettikleri cezayı alsın.
Esra Çevik (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi):
Acı bir tablo var. Son derece trajik bir durum. Devlet hem suçlu hem güçlü bu olayda. Hem 34 kişinin ölümüne sebep oldu hem de gönüllere merhem olacak iki çift laf etmedi. Dicle Üniversitesi öğrencileri olarak olayı protesto ettiğimizde arkadaşlarımız gözaltına alındı. Halen mahkemeleri devam ediyor. Roboskinin etkisi dalga dalga yayıldı. Devlet maalesef faillerle değil bu durumu protesto edenlerle uğraşıyor. Güçsüz gördüğünü ezmek daha kolay oluyor. Kürt sorunu bu nesilde çözülmezse gelecek nesil çok öfkeli yetişiyor.
Anadilde eğitim için adımlar atılmalı. Gençlerin sesi duyulmalı. O kadar karışmış, tıkanmış bir konu ki cümle kurmak bile kolay olmuyor. İnsan hissettiğini çok güçlü söyleyemiyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Tarihimiz hadiseler tarihi

SONRAKİ HABER

Yaşıyormuş gibi yapmak: asgari ücret

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa