Malatya'da 10 Ekim Barış ve Demokrasi Paneli: Örgütlenmiş katliama karşı örgütlü mücadele
10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği, Malatya'da “10 Ekim Barış ve Demokrasi Paneli” düzenledi, katliamda hayatlarını kaybedenlerin mezarları ziyaret edildi.
Fotoğraf: Evrensel
Kıvılcım EFTELYA
Malatya
10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği, Malatya Yeşilyurt İstasyon Kavşağı’nda bulunan Kongre ve Kültür Merkezi’nde, “10 Ekim Barış ve Demokrasi Paneli” düzenledi. Panel öncesi 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nda hayatını kaybedenlerin mezarları ziyaret edildi. Hekimhan ilçesinde bulunan Mehmet Ali Kılıç ve Ata Önder Atabay’ın mezarları ziyaret edildikten sonra Hekimhan 10 Ekim Barış Parkı’nın açılışı düzenlendi. Sonrasında katliamda hayatını kaybedenlerin mezar ziyaretlerine devam edildi. Onur Tan, Umut Tan, Gözde Aslan, Kasım Otur, Canberk Bakış, Gülbahar Aydeniz, Sezen Babatürk Vurmaz mezarları başında anıldı. Mezar ziyaretlerine KESK bileşenleri, EMEP ve CHP katılırken panel programına KESK, EMEP, Sol Parti ve CHP katıldı.
Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelde konuşmacılar; CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci, Akademisyen Prof. Dr. Hacı Bayram Kaçmazoğlu ve 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukatı Eylem Sarıoğlu’ydu. BTS Malatya Şube Başkanı Hasan Akdemir ise panelin moderatörü görevindeydi.
İlk olarak konuşan Prof. Dr. Hacı Bayram Kaçmazoğlu, katliamda yaşamını yitirenleri anarak “Türkiye 150 yıllık bir demokrasi mücadelesi veriyor. Siyasal islamı değerlendirmek gerekir. İttihat ve Terakki’den bu yana sağ-siyasal islamcı bir görüş hakim. Ülkeyi hep bu anlayış yönetmiş. Uzun süreli iktidar sahipleri gittikçe otoriterleşmişlerdir. İttihat ve Terakki yöneticileri, Adnan Menderes buna örnek verilebilir. Bu sağ gelenek demokrasiyi amaç değil araç olarak kullanmıştır. 2002’de iktidara gelen AKP de kısmen demokrasi ve özgürlüklerden söz etmiş ancak gittikçe otoriterleşmiştir” dedi.
“İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇ SAYILSIN İSTEDİK”
Kaçmazoğlu’ndan sonra sözü devralan 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukatı Eylem Sarıoğlu, “Hukukçuluğumuzun yanı sıra davanın müdahilleriyiz aynı zamanda. Ben de gar katliamında hafif yaralandım, akadaşlarımı kaybettim” dedi.
Dava iddianamesi hazırlandığında avukatlara bilgi verilmediğini söyleyen Sarıoğlu, “Gizlilik kararı alındı ya da karartılmak istendi. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suç sayılsın istedik. Başından beri mahkeme heyeti kabul etmedi, heyet sürekli değişti. İfadeler dahi doğru düzgün alınmadı. Devlet yetkililerinin ve kolluk güçlerinin ihmallerinin büyük olduğunu ve esasen bu IŞİD barbarlarını kollayan, koruyan ve yol verenlerin yargılanması gerektiği vurguladık.” dedi.
Katliamı gerçekleştirenlerin elini kolunu sallayarak Türkiye’ye ve Suriye’ye gidip geldiklerini söyleyen Sarıoğlu, “Davutoğlu, ‘15 Haziran-1 Kasım arası yaşananları anlatırsam kıyamet kopar’ dedi. Anlatmasını talep ediyoruz.” dedi.
Sarıoğlu son olarak “Aile ve dostlarımızdan aldığımız güçle mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise “Davayı başından beri takip ettik. Diyarbakır bombacısının annesi ‘Oğlumu şikayet ettim ama ilgilenmediler’dedi. Adıyaman’da gençler Suriye’ye gidip geliyordu, devlet biliyordu. Adeta katliama yol verildi.” dedi.
IŞİD militanlarının Türkiye üzerinden örgüte katıldığını dile getiren Ağbaba, “Bence planlanmış bir katliam. Malatya olarak büyük kayıp verdik, acılar çektik. Çok üzgünüz ama başta aileler olmak üzere sahip çıkıp bu davayı takip edeceğiz” dedi.
ÖRGÜTLENMİŞ KATLİAMA KARŞI ÖRGÜTLENMİŞ MÜCADELE
10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci, 10 Ekim Katliamı’nın cumhuriyet tarihinin en büyük sivil insan katliamı olduğunu ifade etti. Derneğin kuruluşunda yaşadıklarını anlatan Sakinci, “Dernek kurmamız kolay olmadı. Yaşamını yitiren insanlarımızı unutmamak ve unutturmamak için dernek çatısı altında örgütlendik. İnsanlarımız adeta örgütlü bir şekilde topyekün katledildi. Biz de örgütlü bir şekilde mücadele etmek için aileler olarak birleşip dernek kurduk. Dernekle ve örgütlü olmakla kendimizi daha güçlü hissediyoruz.” dedi.
Korku duvarının yıkılması gerektiğini dile getiren Sakinci, “Bir daha bu tür katliamların yaşanmaması için buna ihtiyacımız var. 73 aydır bütün topluma bunu anlatmaya çalışıyoruz.” dedi.