8 Kasım 2021 22:31
/
Güncelleme: 9 Kasım 2021 10:55

Yönetmen Metin Yeğin: Grev, seyircisini örgütledi; seyirci de Grev’i örgütledi

Yönetmen Metin Yeğin, Grev filmini Evrensel'e anlattı: "Ülkenin her yerinde, Van’dan Edirne’ye her yerde ‘Grev’ seyircisini örgütledi, seyirci ‘Grev’i örgütledi"

Yönetmen Metin Yeğin: Grev, seyircisini örgütledi; seyirci de Grev’i örgütledi

Grev filminden bir kare | Fotoğraf: Metin Yeğin arşivi  

Dilek OMAKLILAR
İzmir

Yönetmenliğini Metin Yeğin’in yaptığı “Grev” filmi geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda geçen film 1910 yılında Bursa’da ipek işçiliği yapan kadın işçilerin grevini anlatıyor. Filmde Pelin Batu, Tansel Öngel, Itziar Ituño Martínez, Nihan Aker, Orhan Alkaya, Murat Çidamlı gibi isimler rol alıyor.

Metin Yeğin’le “Grev” filmini konuştuk. Film çekmenin politik bir tutum olduğunu söyleyen Yeğin “Grev seyircisini örgütledi, seyirci Grev’i örgütledi ve biz hep birlikte böylece sadece padişah filmleri seyredilmeyeceğini, kendi öykülerimizin de onların sahasında onları yenebileceğini gösterdi” dedi.

"FİLM YAPMAK ÇOK POLİTİK BİR ŞEY"

Osmanlı devleti döneminde Bursa’da yaşanan ilk kadın grevinin filmini çekme fikrinin ortaya çıkışını sorduğumuz Yeğin, “Film yapmak çok politik bir şey. Bunu sadece bizim film için demiyorum. Yani sadece konusu toplumsal bir şey olan film için de demiyorum. Hiç suya sabuna dokunmayan bir film de politik, çünkü kamerayı nereye koyduğunuza bağlı her şey. Ona göre bir kadını mesela merkeze alıp anlatabilirsiniz ya da ikincil hale sokabilirsiniz. Yani bir görme biçimi sinema. Bu yüzden bizim filmimiz de işçi öyküsü olacaktı tabii ki ya da filmde de olan replikle, ‘İşçi sınıfının en güzel şarkısı’ olduğu için ‘Grev’ alacaktı” dedi. 

"HÂLÂ İŞÇİLER HAKLARINI ALAMIYOR"

Film, grevin olduğu 1910’lar ve İspanya İç Savaşı’nın yaşandığı 1930’larda geçiyor. Bu iki zaman arasındaki bağı dile getiren Yeğin, aslında filmin sadece iki zaman diliminde değil, koca bir yüzyılda hatta bugünde geçtiğini söyledi. Yeğin, “Hâlâ işçiler, haklarını alamıyor, kötü koşullarda yaşıyorlar ve hâlâ kadınlar erkek iktidarının çeşitli biçimlerine maruz kalıyorlar ve hâlâ ancak özne olarak müdahale edebiliyorsak dünyayı değiştirebiliyoruz. Bu yüzden burada hiç adı bile anılmayan bir grevle, dünyada özgürlük mücadelelerinde hak ettiğinden az anılan İspanya Devrimi arasında da bir bağ var ve bu bağ her şeyi de bugüne taşıyor” diye konuştu.

"ENTERNASYONALİZM KAÇINILMAZ"

Filmden yola çıkarak işçi mücadelesi açısından enternasyonalizmin önemine de değinen Yeğin, “Geçen yüzyılda tabii ki önemliydi ama bugün bu çok daha fazla önemli. Yani sermayenin -onların deyimiyle- küreselleştiği daha doğrusu tamamen tekelleştiği bir dönemde, fabrikalara bir günde kilit takılıp dünyanın öte ucunda bir başkasının açıldığı zamanlarda ve hatta evlerde çalışmayla iş yerlerinin yemek masamızın üstüne taşındığı bir dönemde çok daha fazla önemli. Yani siz oturma odanızdan, bir ABD şirketine çalışıyorsanız, oradaki işçilerle dayanışma birlikte hareket etme zorunluluğu, yani enternasyonalizm kaçınılmaz” ifadelerini kullandı.

"UMUT SADECE YARINA DEĞİL"

Bursa’daki kadın işçilerin mücadelesinin, direnişinin bugüne mirası ile ilgili de yüzyıl öncesinin koşullarının hâlâ geçerli olduğunu ifade eden Yeğin, “Daha da kötüsü hem iktidar hem kapitalist üretim zerre zerre üstümüze yapışmış durumda. Bir şey okurken, bir yere tıkladığınızda, telefonun başında geçirdiğiniz her anda bile bu her yere yayılmış, iktidarın, alışverişin yani kapitalizmin bir nesnesi haline dönüşüyorsunuz. Bu yüzden bu koca çarkın içinde çarkı parçalayabilecek, bir taş parçası olmak istiyoruz. Kapitalizmin kurgusal merkezi sinemada onlarla cebelleşmek istiyoruz. Bu yüzden filmin içinde taşıdığı umut bile sadece yarına değil bugüne ait bir şey bizce” dedi.

"SADECE PADİŞAH FİLMLERİ SEYREDİLMEYECEK!"

Filme ilişkin sosyal medyadaki kampanyalar hakkında da konuşan Yeğin, "Dağıtım filmi sadece 17 sinemada ve bunlarda esas bizim seyircimizin olabileceği değil, bir sürü yerde gösterime soktuğunda bu sefer ‘Grev’ seyircisi grevi örgütlemeye, çağırmaya başladı. Ülkenin her yerinde, Van’dan Edirne’ye her yerde ‘Grev’ seyircisini örgütledi, seyirci ‘Grev’i örgütledi ve biz hep birlikte böylece sadece padişah filmleri seyredilmeyeceğini, kendi öykülerimizin de onların sahasında onları yenebileceğini gösterdi” diye konuştu.

Evrensel'i Takip Et