ABD ordusu Ortadoğu’daki en büyük kirleticilerden biri
11 Eylül sonrası savaşlar sırasında ABD askeri endüstrisinin bir sonucu olarak ortaya çıkan karbondioksit emisyonunun miktarının her yıl kabaca 153 milyon ton olduğu tahmin ediliyor.
Fotoğraf: Pixabay
Ortadoğu, şiddetli kuraklıklar, yıkıcı orman yangınları, büyük seller ve milyonlarca hayatı etkileyen ve bazı bölgeleri neredeyse yaşanmaz hale getiren kirlilik ile dünyanın iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerinden biri haline geldi.
Küresel ısınmanın önemli bir nedeni olan sera gazı emisyonları, son otuz yılda küresel olarak üç katına çıktı; Fas’tan İran’a kadar uzanan Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi, dört santigrat dereceye ulaşacak bir artışla küresel ortalamanın iki katı kadar ısınıyor.
Middle East Eye (MEE) haber sitesinden Umar Farooq’un haberine göre, araştırmacılar ve iklim savunucuları, gezegenin en büyük kurumsal petrol tüketicisi ve buna bağlı olarak Ortadoğu’da son yirmi yıldır sürdürdüğü savaşların yanı sıra sera gazı emisyonları ile de dünyayı tahrip eden, en büyük tekil sera gazı üreticisi olan ABD ordusunun özel bir endişe kaynağı olduğunu söylüyorlar. Haberde şu detaylara yer veriliyor:
Brown Üniversitesi Savaş Maliyetleri Projesinin Eş Direktörü Neta Crawford, “ABD askeri emisyonları dünyada bildiğim en büyük emisyonlar. ABD askeri emisyonları, ABD’nin en büyük enerji tüketicisi olduğu için muazzam” diyor: “ABD, iklim değişikliği ve özellikle emisyonların azaltılması konusunda dünyaya liderlik etme konusunda gerçekten ciddiyse, o zaman ordusuna ve askeri sanayisine bakması gerekiyor.”
PETROL TÜKETİMİ
Savaş Maliyetleri Projesinden yapılan bir tahmine göre, ABD ordusu 2001 ve 2017 yılları arasında yaklaşık 1.2 milyar ton karbondioksit emisyonu üretti ve bunun 400 milyonundan 11 eylül sonrası Afganistan, Irak, Pakistan ve Suriye’deki savaşları doğrudan sorumluydu. Crawford, ABD ordusundan kaynaklanan emisyonların “Herhangi bir yılda Danimarka ve Portekiz gibi sanayisi olan büyük ülkeler dahil tüm ülkelerin emisyonlarından daha büyük” olduğunu not ediyor.
ABD ordusu Ortadoğu’da bir ulus devlet olsaydı, bölgenin sekizinci en büyük sera gazı yayıcısı olurdu.
Birleşik Krallık’taki Durham ve Lancaster Üniversitelerindeki araştırmacılar tarafından elde edilen verilere göre, 2017 yılında ABD ordusu her gün ortalama 269 bin 230 varil petrol satın alarak o yıl toplam 25 milyon tondan fazla karbondioksit yaktı. ABD askeri emisyonlarının en zararlı yanı, daha yüksek irtifalarda yakıldığı için küresel ısınmaya diğer yakıt türlerine göre iki ila dört kat daha fazla katkıda bulunan jet yakıtının kullanılması. Durham Üniversitesinde doçent ve araştırmacılardan biri olan Oliver Belcher, “Jet yakıtları hidrokarbonlar açısından en yüksek kirleticidir; atmosfer üzerinde en zararlı etkilere sahipler” diyor.
ASKERİ SANAYİ KOMPLEKSİ
Ancak yakıt tüketimi hikayenin sadece bir kısmını anlatıyor. Belcher, dünyanın her yerindeki ABD askerlerini tedarik sağlamak için kullanılan lojistiğinin “Muhtemelen yeterince takdir edilmeyen” muazzam bir karbon ayak izine sahip olduğunu belirtiyor.
Bu operasyonları yürüten ajans olan Savunma Lojistik Ajansı-Enerji (DLA-E), 38 ülkedeki 2 binden fazla askeri karakola, kampa ve istasyona ve ayrıca ABD ordusunun bunker sözleşmelerinin olduğu ve dünya çapındaki askeri gemileri için ticari gemi sevk yakıtları sağlayan 230 lokasyona yakıt teslimatını denetliyor. Belcher, “Ajansın işlettiği tedarik zincirleri aynı zamanda bir karbon ayak izine de sahip çünkü herhangi bir altyapıdan malzeme taşımak bir karbon maliyeti anlamına geliyor” diyor. Ancak, araştırmacıya göre, askeri görevleri tam hesaplamak ve bunların muhasebesini yapmak son derece zor: “Kaç aracın ileri geri gittiğini, ne kadar süre boyunca, kaç kez yakıt doldurduklarını, askeri bir harekatta operasyonları sürdürmek için gereken tüm bu temel günlük şeyleri takip etmek, sayıları almak çok zor.”
Bu arada, silah sistemleri, mühimmat ve diğer ekipmanların üretiminden kaynaklanan emisyonlar, Amerikan ordusunun iklime etkisine başka bir katman daha ekliyor. “ABD ordusu emisyonları düşmüş olsa da, ordu hâlâ son derece önemli bir yayıcı. Satın alma, araştırma ve geliştirme süreçleri aracılığıyla endüstriyi desteklediği ve esasen teşvik ettiği için, endüstriyel emisyonları da yönlendiriyor” diyor Crawford. Savaş Maliyetleri Projesi, 11 Eylül sonrası savaşlar sırasında ABD askeri endüstrisinin bir sonucu olarak ortaya çıkan karbondioksit emisyonunun miktarının her yıl kabaca 153 milyon ton olduğunu tahmin ediyor. Crawford, “Herhangi bir yılda, Savunma Bakanlığının emisyonlarının askeri endüstriyel emisyonlarla yaklaşık olarak aynı olması muhtemeldir” diyor.
YAKMA ÇUKURLARI VE DİĞER İSTİKRARSIZLAŞTIRICI ASKERİ EYLEMLER
ABD ordusunun, sera gazı emisyonlarına ve küresel ısınmaya katkılarının ötesinde Ortadoğu’nun iklimi ve manzarası, atıkların yakılması ve eğitim tatbikatları gibi daha doğrudan eylemlerinden de derinden etkileniyor. Amerikan ordusu, Ortadoğu’da ABD birliklerine ev sahipliği yapan istasyonlarda, çöplerden kurtulmak için onları ateşe verme yöntemine başvurdu ve etraftaki herkesin nefes aldığı havaya sayısız zehirli kirletici saldı. Gazi İşleri Bakanlığına göre, bu çukurlar ABD ordusu tarafından Irak, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Bahreyn’de yaygın kullanılan bir uygulamaydı. (DIŞ HABERLER)