26 Aralık 2012 16:03
Hêja TUTULMAZ-Mersin

Dilcan Tutulmaz (Atatürk Lisesi Öğrencisi): Kıyafet serbest oldu diye, özgürlük ve eşitlik mi verildi? Asıl sorun budur. Biz liselilerin o kadar sorunu varken, çözüm yaratacakları yerde sorun üstüne sorun biz öğrencilere yüklemektedirler. En azından okul forması olduğundan dolayı hepsi aynı ve hiçbir zaman arkadaşlarımız arasında ayrım olmamıştır. Biz öğrenciler “acaba yarın hangi dersten yazılı var?​” demeyi bırakıp, “yarın ne giyeceğim’?​” demeye başlayacağız. Bu durum bizden çok ailelerimizi etkilemiştir. Maddi durumu el vermeyen aileler çok zor bir durumda olacaktır.
Meryem Azrak (Atatürk Lisesi Öğrencisi): En başta biz öğrencilere hiçbir şeyin sorulmadığı gibi, bu sivil giyinmeyi de kendi başlarına göre karar verip uyguladılar. Bana göre en iyisi okul formasıdır. Çünkü böyle bir durumda zengin-fakir ayrımı daha da öne çıkaraktır. Bundan hem öğrenciler, hem de ailelerimiz etkilenecektir. Ailelerimizin kaygısı “ben çocuğuma bakamıyorum ve iyi bir gelecek sağlayamıyorum” düşüncesine kapılacaklar.
Fatma Sığınç (Atatürk Lisesi Öğrencisi): Bence durum çok iyi olmuş. Çünkü okul formasında öğrenci kendini tanıyamıyor ve kendini tanıtamıyor. Neden mi böyle düşünüyorum? Çünkü durumu iyi olmadığı halde kendini arkadaşlarına zenginmiş gibi gösteren kişiler oluyor. Bundan dolayı bu durumdan şikâyetçi değilim. Kişinin kendisini daha iyi tanıyabilmesini sağlayacaktır.
Rojda Tutulmaz (Atatürk Lisesi Öğrencisi): Liseye bu yıl başladım. Lise 1’e gidiyorum. Başbakan Tayyip Erdoğan okullarda sivil giyinmeye izin verdi. Ben sivil giyinmeye de  Başbakan’a da karşıyım. Biz liselilerin sorunları sadece kılık kıyafet değildir. Liselerde kılık kıyafetlerden önemli sorunlarımızda var. Geçen sene 6 ders olan saatlerin bu sene 7-8 ders saatine çıkarılması. Seçmeli olan dersleri, seçmediğimiz halde görmemiz. Günümüzün nerdeyse tamamı okulda geçiyor. Eve geldiğimizde zamanımız hiçbir şeye kalmıyor. Zaten 7-8 saat dersin verdiği yorgunluktan dolayı eve geldiğimde yemek mi? yoksa ders mi? zaman ayıracağım, bilmiyorum. Okulumuzda Alevi olan arkadaşlarımız da var. Din derslerine zorla girmek zorunda kalıyorlar. Kendi inançlarına göre dini ders göreme dikleri için mecburen önlerine katılan inanca göre ders görüyorlar. Ama burada şöyle bir sıkıntı var. Okulumuzdaki Alevi arkadaşlarda haklarını savunamıyorlar. Bence Alevi arkadaşlarımızın inancına göre bir ders düzenlemesi çıkarılmalıdır. Ama ben böyle bir şey de yapamayacaklarını biliyorum. Seçmeli ders diyorlar ama seçemiyoruz nasıl oluyorsa. Seçmeli dersleri gereksiz olarak görüyorum. Çünkü üniversite sınavında seçmeli derslerden soru sormayacaklar. Bu sorunlarımız karşısında tek bir çözüm var o da birlik olmak.
    Kübra Deniz (Atatürk Lisesi Öğrencisi): Üniversite hayallerimi süsleyen, bütün geleceğim ve asıl gerçeğim üniversite diyorum. Çünkü gelecekte rahatlamam için üniversite gerekli. Ama üniversite hayalim bile sınav zoruyla gerçekleşiyor. Bütün hayatımız seçeneklere bağlı yani “A mı, B mi, C mi, D mi yoksa E mi?​” evet bu şıklar bizim üniversiteye girmemize karar verecek. Yine biz öğrenciler bu seçenekler arasında seçeneksiziz. Neden kıyafet serbest oldu da neden sınavsız üniversite olmasın ki? Her şey için karar alınıyor ve biz bunların hepsini kabullenip yapmak zorunda kalıyoruz. Asıl sorunlar hayatımızda uygulanıyor, sorunlarımız çözüm haline getirilmiyor. Bunun yerine daha çok sorun yaratan yasalar çıkıyor.
Şoreş Gürbüz (Şevket Pozcu Lisesi Öğrencisi): Lise 1 öğrencisiyim. Biz eşitlik istiyoruz, biz düşlerimizi gerçekleştirmek istiyoruz, biz okumak istiyoruz, ve biz… ve biz... Bizler daha çocukken çalışan gençleriz daha neyin ne olduğunu bilmeyen gençleriz. Bizim zenginimiz de var fakirimiz de. Bu toplumunun gençleriyiz. Bizler zengin ve fakir olarak bölünmemeliyiz. Öncelikle okulların kılık kıyafet serbest olma yasası bir toplumun düzenini bozmaktadır. Bu toplum zengin fakir olarak bölünmesine bir sebep olacaktır. Bu bizleri eşitsizliğe sürükler, biz öğrencileri kendi içimizde rekabete sürükler. Zaten sınavlar sayesinde yeterince rekabet içinde bırakıyorlar bizleri. Türkiye’deki eğitim düzeni birçok genç arkadaşlarımızı maddi durumlardan dolayı okulu bırakmasına neden olmuştur. Bunların temeli paralı eğitim, paralı üniversite, paralı yurttur.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yasak çuvala sığmıyor

Yasak çuvala sığmıyor

KAMUAR’ın hesaplamalarına göre son bir yılda meyve fiyatları yüzde 154.5, sebze fiyatları yüzde 116.5, gıda fiyatları ortalama yüzde 70 arttı. Hane halkının bir yıl sonrası için enflasyon beklentisi yüzde 59’u, işçilerinki ise yüzde 62’yi aştı. Emekçiler için bıçak kemikte! Yasak, tutuklama, işten atma tehdidi işçilerin harekete geçmesini durduramıyor.

Has Çuval 37 ülkeye ihracat yapıyor.

İstanbul Sanayi Odası nın ikinci en büyük 500 listesinde.

Has Çuval'ın iki fabrikasında 600 işçi fiili greve katıldı

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et