Gelecek piyangoya kaldı
Yeni bir yıla merhaba demeye sayılı günler kaldı... Yeni yıl; yeni hedefler, yeni başlangıçlar demek. Yılbaşıların ise değişmez bir geleneğidir milli piyango bileti almak, bilet satıcısının elinde tuttuğu onca biletin arasından büyük ikramiye vuracak olanı tutturmaya çalışmak... Yılba
Yılbaşına günler kala, milli piyango bileti almak isteyenler Eminönü’ndeki bayilerin önünde uzun bir kuyruk oluşturdu. Hava soğuktu soğuk olmasına, ama 7’den 70’e herkes havanın soğuğuna aldırmadan bilet almak için kuyrukta beklediler saatlerce. Van’dan gelen de var bu kalabalığın içinde, 20 yıldır buradan sürekli bilet alan da, bu yıl ilk kez şansını deneyecek olan da...
45 milyon liralık ikramiye için kuyruğa giren herkes ayrı bir hayal ve gelecek beklentisi içindeydi... Kimileri yıllar yılı bilet alsa da amorti bile kazanamazken, kimileri de hatırı sayılır ikramiyeler kazanmıştı piyangodan. Ama hepsinin ortak bir noktası vardı; tüm gelecek hayalleri milli piyangodan çıkacak ikramiyeye bağlanmıştı.
Eminönü’ndeki milli piyango bayilerinin önündeki kuyruk, soğuk havaya rağmen göz alabildiğine uzuyordu, ama ellerindeki biletleri bir an evvel bitirmek isteyen ve o iç üşüten soğukta dışarıda çalışmak zorunda kalan seyyar bilet satıcıları bu durumdan biraz rahatsızdı. Kalabalık içinde onlar da kuyruk boyunca ilerliyor ve bu bekleyişi sonlandırmak isteyenlere, hiç sıra beklemeden alabilecekleri ellerindeki biletleri uzatıyorlardı. Kimi alıp evinin sıcağına doğru yola koyulurken, kimi de ısrarla sırada beklemeye devam ediyordu. Hatta burada sıra beklemenin keyifli olduğunu söyleyen bile vardı.
EN BASİT İHTİYAÇLAR BİLE ŞANS İŞİ
Hem piyango bayiinden hem de seyyar satıcıdan bilet alarak şansını arttırmaya çalışanlardan biri Van’dan gelmiş. Eğer ikramiye kendisine çıkarsa, köyüne sağlık ocağı ve okul yaptırmak istiyordu. Bir de öğrencilerin, her gördüğünde içini sızlatan eksiklerini tamamlamak; onlara ayakkabı, pantolon, mont, defter kitap almak...
Metrelerce süren kuyruğun sonlarında birkaç kadın bekliyordu. Biri Rize’den gelmiş. Bir anne olarak en çok ailesini düşüyor ve eğer ikramiye ona çıkarsa, ailesine harcamak istiyordu bu parayı. Ondan sonra da ihtiyacı olanlara yardım edecekti...
Kimisinin hayalini bir ev süslüyordu, kimisinin de ayaklarını yerden kesecek bir araba. Kazanmayı umut ettiği ikramiye ile geleceğine yatırım yapmak için okul masrafını karşılayacak olan da vardı, sadece tatile çıkmayı düşleyen de. Bazılarının hayallerinde ise, hayır kurumlarına bağışta bulunmak, çocuk esirgeme kurumu açmak ve tüm işsizleri istihdam etmek vardı.
Bir de kararsızlar var elbette; henüz planını yapmamış “Hele bi çıksın da düşünürüz” diyenler. Hatta biri “Ben hiçbir yere vermeyi düşünmüyorum. Kıyamet kopmadığına göre, kendime harcayıp, eğleneceğim” bile dedi.
Çocukların hayalini ise, en çok arabalar süslüyordu. Bazısı akülü oyuncak araba istiyor ailesinden, bazısı da “Ben araba alacağım” diyor küçük yaşına bakmadan.
Hayaller iyi, hoş tabii, ama her yıl olduğu gibi bu yıl da, bir kaç kişi hariç herkes hayallerini bir sonraki yılbaşına ertelemek zorunda kalacak. Ya da bir süre sonra gelecek hayallerini bağladığı piyangodan da ümidini kesecek. (İstanbul/EVRENSEL)