10 Kasım 2021 08:54
Son Güncellenme Tarihi: 10 Kasım 2021 16:43

"Tarımda acı gerçekler Bakanın tersini söylüyor"

Tarım ve Orman Bakanlığının bütçesini eleştiren muhalefet bütçenin ithalat lobilerinin bütçesi olduğunu belirterek çiftçiye verilen desteğin mazot masrafını bile karşılamadığını vurguladı.

Fotoğraf, Orhan Sarıbal'ın kişisel arşivi

Paylaş

“Türkiye’de bu sezon itibarıyla ‘ben zarar ettim’ diyen çiftçimiz yok, olmaması gerekir” sözleri tepki ile karşılanan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2022 Yılı Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi ile ilgili sunumunda devam ettirdiği pembe tabloya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekilleri Ayhan Barut ve Müzeyyen Şevkin rakamlarla cevap verdi.  

2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin TBMM’deki görüşmeleri devam ediyor. Plan ve Bütçe Komisyonunda dün Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri yapıldı.

TOPLAM DESTEK 25,8 MİLYAR TL, SADECE MAZOT MASRAFI 25,5 MİLYAR TL

2017'de 12,9 milyar lira olan tarımsal desteklerin miktarını 2 kat artırarak 2022 yılı için 25,8 milyar liraya çıkardığını açıklayan Bakan Pakedemirli’nin sunumuna cevap veren CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut’un ortaya koyduğu rakamlar toplam tarımsal desteklere ayrılan paranın sadece çiftçinin mazot parasına dahi yetmeyeceğini gösterdi. Barut’un paylaştığı rakamlara göre bir önceki yıla göre 6.20’den 8.5 liraya yükselen mazot fiyatının yılda toplam 3 milyar litrenin üzerinde mazot kullanan tüm çiftçilere zararı 6 milyar lira ve bu yılki toplam mazot masrafı bugünün rakamları ile 25.5 milyar lira olacak. Bir önceki yıl bütçeden desteklere 24 milyar ayrılırken bu yıl 25,8 milyar lira olarak belirlenen destek teklerdeki artışın 6 sadece 1 milyar 800 bin lira olduğunu dile getiren Barut, desteklerin mazot masrafındaki artışı dahi karşılamadığını dile getirdi.

BAKAN’I ÇİFTÇİLERLE BULUŞMAYA DAVET ETTİ

Bakan’a yanında getirdiği kilogram limonu göstererek üreticinin limonu 30 kuruşa satılamadığını, 1 kilogram ÜRE gübresinin ise 10 lirayı geçtiğini söyleyen Barut, tarımla ilgili pembe tablolar çizen Bakan Pakdemirli'nin rüya gördüğünü belirterek tarımla ilgili gerçekleri görmesi için Bakan Pakdemirli’yi çiftçilerle buluşmaya davet etti. Çiftçilerin, besicilerin, yetiştiricilerin üretim yapamaz duruma geldiğini ifade eden Barut, "Kalkın koltuklarınızdan, karışın çiftçilerin arasına, görün çiftçilerin halini, neler çektiğine bir bakın. Üretim yapabiliyorlar mı? Hangi şartlarda üretim yapabiliyorlar, gelin, yerinde görün. Ama maalesef , gözleriniz kör, kulaklarınız sağır, vicdanlarınız yok olmuş. Çiftçilerimize sırtınızı dönmeyin, çiftçilerimiz çok zor günler geçiriyor” diye konuştu.

“ÇİFTÇİ İSTESE DE GÜBREYİ ATAMAZ”

Yemden gübreye fahiş fiyat artışlarına dikkat çeken Barut, şunları vurguladı: "Süt yeminin torbası geçen yıl 70 lirayla 80 liraydı, bu yıl 190 lira oldu. Peki süt fiyatları ne? Süt fiyatları yerinde sayıyor. Hani, süt ile yem paritesi çiftçi lehine korunacaktı? Şu anda elimdeki gübre 1 kilo gram ÜRE gübresi, tonu 10 bin lira yani kilosu 10 lira. Çiftçi istese de bu gübreyi atamaz, kullanamaz. Rakamları örnek ve gerçekçi olarak anlatıyorum. 2020’nin Haziranında bu gübrenin tonu 1800 lira, 2021’e gelindiğinde 4 bin lira, bugünlerde 10 bin lira oldu. Yüzde 600 gübrenin fiyatı artmış yani aylık yüzde 35 fiyat artmış. Hangi para böyle bir değer kazandırır? Hangi stokçunun elinde böyle bir gübre var da çiftçi kullanamıyor?​”

“ÜRETİCİ NARENCİYEYİ KÖKÜNDEN SÖKÜYOR”

Çukurova'da narenciye üreticisinin mandalinayı, portakalı kökünden söktüğünü, işçi maliyetini dahi karşılayamadığını dile getiren CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, "Limon üreticisi çaresizlik içerisinde. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş şekilde, borçları nedeniyle çiftçinin traktörüne, süt veren ineğine, hamile ineğine bile haciz gelmeye başladı. Gübre, mazot fiyatları altın fiyatını geçti. Çiftçiye "üretin" diyorsunuz ama ürünlerini nereye, nasıl satacağını, alın terinin karşılığını nasıl alacağını hiç düşünmüyorsunuz, bu yönde bir adım atmıyorsunuz” dedi.

ATAMALARA DİKKAT ÇEKTİ

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ayrıca tarım ve hayvancılığı, su yönetimini çağdaş ülkeler seviyesine çıkarmanın yollarını aramak zorunda olduğuna işaret eden Şevkin, “Ülkemizde binlerce ziraat mühendisi, veteriner, tarım teknisyeni, gıda mühendisi, balıkçılık teknolojisi mühendisleri, Devlet Su İşleri için inşaat, jeoloji, jeofizik, harita ve makine mühendisleri atama bekliyor. 2022'yi ‘Su Ürünleri Yılı’ ilan ettiniz ama ülkemiz ihracatına büyük katkı sunacak su ürünleri dalında su ürünleri mühendisleri ve pek çok mühendislik dalında atama bekleyen mühendisi ne yazık ki hâlâ atamıyorsunuz. Okullarını başarıyla tamamlayan, yüksek puanlar alarak evde oturmak zorunda bırakılan bu genç beyinlere kulak vereceksiniz?​” diye sordu.(Adana/EVRENSEL)


ÇİFTÇİNİN BORÇ YÜKÜ ARTTI

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal da Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin çiftçinin sorunlarını çözmekten uzak olduğunu belirterek, “Bu bütçe çiftçilerin değil ithalat lobilerinin bütçesidir” dedi.

Sarıbal, hazırlanan bütçenin ülke tarımının sorunlarını çözmekten uzak olduğunu belirterek, “Bu bütçe kimin bütçesi? Öncelikle, tarımda eğer biz kendi kendine yeterlilik ya da tarımda bir iyileşme, üretimde artış, toplumun ucuz gıdaya, yeterli gıdaya ulaşması, toplumun gıda güvencesi gibi bir ülkenin ya da bir devletin ya da bir hükümetin, temel sorumlu olan işlerini yapabilmesi için bütçe hakkının kime ait olduğunu ortaya koyması gerekiyor. Bakıyoruz, bu bütçe çiftçinin mi? Çiftçi, son bir yılda 27 milyar borçlanmış ve son on dokuz yılda 700 bin azalmış, çiftçinin borç yükü 84 kat artmış. Çiftçi, şu anda ürettiğini pazarlayacak bir alan bulamamakta, çiftçi göç etmekte, çiftçi tarlasında ne yazık ki köle konumuna düşmekte. Bütün bunlara baktığımızda bu bütçenin çiftçinin bütçesi olmadığını görüyoruz” dedi.

MAZOTA ÖDENEN 24 MİLYAR, DESTEK 3 MİLYAR LİRA

Bütçede çiftçiye ayrılan desteklerin yetersiz olduğunu vurgulayan Sarıbal, şunları söyledi:

“TARSİM’e bütçeden 1 milyar 924 milyon ayrılmış. TARSİM yapılan poliçe miktarı 26 milyon dönüm. Ekilen ise 195 milyon dönüm. Ekilen alanların yüzde 86’sında TARSİM yapılmıyor. Böyle bir modelle doğal afet sorunu çözülmez. Hayvancılıkla uğraşan bir çiftçi yılda 100 milyar lira yem parası veriyor.

Ayrılan destek miktarı ise 7 milyar lira. Çiftçimiz yılda 24 milyar liralık mazot kullanıyor, bu yıl mazot desteği olarak 3 milyar ayrılmış. Gübre bugün çiftçinin en büyük gideri olmuş. Gübre için ayrılan destek miktarı 1 milyar 500 milyon ama çiftçinin gideri 30-35 milyar lira. Bütün bunları gördüğünüz ve ortaya koyduğunuz şu tabloyla gerçekten insanlara bu dünyada şükrü öbür dünyada cenneti vaat ediyorsunuzdur galiba.

Belki de adı bu. ‘Zenginler, fakirlere ve yoksullara sadece Tanrı'yı bıraktılar, başka da bir şey bırakmadılar’ gibi bir anlayışa sahipsiniz.”

“TÜNELE DEĞİL HALKIN GIDASINA GARANTİ VERİN”

Bu yıl tarımsal üretimde yaşanan verim kaybının yaşanan kuraklıktan çok sulama yatırımlarının yapılmamasından kaynaklandığını Sarıbal, AKP’nin 19 yılda GAP, KOP, DAP gibi önemli sulama projelerine gereken önemi vermediğini belirtti.

“Devlet köprüye, tünele, havaalanına garanti vereceğine halkının temel gıdasına destek vermelidir” diyen Sarıbal, “Ama bunların yerine sadece müteahhitleri zengin etme politikası uygulanmıştır” diye konuştu.

TÜRKİYE TAM İTHALATÇI

Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta 122 milyar dolar ithalata karşılık ancak 88 milyar dolarlık ihracat yaptığını vurgulayan Sarıbal, “Çok net söylüyorum. Türkiye tarım ve hayvancılık dış ticaretinde tamamen ithalatçıdır” dedi.

Türkiye’de 2011 yılında 109 milyar dolar olan tarımsal üretimdeki artışındaki değerin 2020 yılında 78 milyara gerilediğini kaydeden Sarıbal, hububat, baklagil ve endüstri bitkileri gibi temel ürünlerde üretim artışının olmadığını, ciddi bir arz açığı bulunduğunu, üretiminde artış olan ürünlerin daha çok meyve ve sebze ürünlerinde olduğunu aktardı.

Sarıbal, “Bu emperyalizmin, çok uluslu şirketlerin Türkiye'ye dayattığı üretim modelidir. Yani ‘Buğdaydan elinizi çekin, arpadan elinizi çekin’ diyerek onun yerine başka ürünleri ikame etmektedir. Ama aslında çok önemli bir veri daha var, o da iyi bir veri; bakın, aslında Türkiye'nin kaynakları çok güçlüdür. Eğer mısırda biz üretim artışı yapmışsak, çeltikte üretim artışı yapmışsak, diğer ürünlerde de üretim artışı yapabiliriz ama uyguladığınız yanlış tarım politikaları nedeniyle şu anda, özellikle tarım ve hayvancılıkta Türkiye doğrudan ithalatçı bir ülke konumundadır” dedi.

Sarıbal, “Hazırlanan bütçe ithalatçıların, çok uluslu şirketlerin ve ne yazık ki siyasal iktidarın, ithalat lobilerinin bütçesidir” diyerek sözlerini tamamladı. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İşçilerin alacaklarını gasbeden Tanzim Market konkordato ilan etti  

SONRAKİ HABER

Boğaziçi akademisyenleri, 208. kez Rektörlüğe sırt döndü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa