İzmir'de depremzedelerin proje alanlarındaki mağduriyeti ve belirsizlik sürüyor
İzmir depreminin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen depremzedelerin sorunları çözülmedi. Proje alanlarındaki belirsizlik sürüyor, 7 ayrı bölgede oluşturulan proje alanlarındaki mağdurlarla konuştuk.
Fotoğraf: DHA
Ramis SAĞLAM
İzmir
İzmir’de merkezi Samos (Sisam) olan depremin üzerinden 1 yıl geçti. Deprem sonrası yaşanan mağduriyetler ve belirsizlikler devam ederken, yıkılan binaların enkazları daha kaldırılmadan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bina kat sayısını “zemin+5” olarak açıklamıştı. Depremin yıkıcı etkisinin yoğun olarak yaşandığı Bayraklı’da yükselen gökdelenlerin gölgesinde, yapılan açıklama ikinci bir deprem etkisine neden olmuştu. O gün yapılan bu açıklamanın, bugün ne anlama geldiğini 7 ayrı bölgede oluşturulan proje alanlarındaki mağdurlarla konuştuk.
“HASARSIZ BİNAMIZI YIKARAK MAĞDUR EDİLDİK”
Bugün 2 No’lu Proje Alanı olarak adlandırılan bölgedeki Karagül Sitesi A Blok’ta 21 yıldır ailesiyle birlikte yaşayan Firdevs Barlas, tam bir “Hasarsız” tespit mağduru. Barlas, depremin hemen sonrası yaşadıkları binaya gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevlilerinin, binaları için “hasarsız” tespiti yaptığını söyledi.
Barlas, “İlk etapta binamızın içine bile girilmeden yapılan tespitte ‘hasarsız’ olduğu söylendi. Ben de bu açıklamadan sonra deprem yardım çalışmalarına katılmaya başladım” dedi. Binaları, “hasarsız ibaresiyle” proje alanına dâhil edilerek yıkıldığını söyleyen Barlas, “Evimiz yıkılmadan önce zemin+7 katlıydı. Her katta 4 daire vardı. Dairemiz 125 m2. Binamızın alanı büyük olduğu, yapay büyüme gerektiği için ve ilk yıkılan binalardan biriydi. Fakat binamız hâlâ ‘hasarsız’ görünüyor” diye konuştu.
“ANAPARA KADAR FAİZ BORÇLANMASI İÇİNE GİRECEĞİZ”
2 No’lu proje alanına dahil edilen Karagül Sitesi’nin yerine şimdi zemin+5 kat yapıldığını söyleyen Barlas, “125 m2 evimizin yerine bize 82-85 m2 daire satılacak. 7269 Sayılı Kanun’a göre tüm şartları taşımamıza rağmen ‘hasarsız’ olarak yıkılması gerekçesiyle bizi hak sahibi yapmadılar. Hasarlı olarak evleri yıkılan komşularımızla ciddi anlamda faiz farkıyla karşı karşıya kaldık. Onlar sıfır faizle geri borçlanırken, biz maalesef anapara kadar faiz borçlanması içine gireceğiz” dedi.
“BU ÖDEME PLANLARINI ÖDEYEMEYİZ”
30 Ekim Depreminde yıkılan, Yağcıoğlu Sitesi’nde A Blok’ta yaşayan Suna Yılmaz da proje alanı mağdurlarından. Yağcıoğlu Sitesi’nde 11 kişinin yaşamını yitirdiği B Blok’la aralarında sadece 5-6 metre varmış.
Yaşadıkları binaya “Orta Hasarlı” raporu verildiğini söyleyen Yılmaz, “Yıkılan sitemizin alanında bugün 2. Proje alanı inşaatı yapılıyor. Bu proje alanında ağır, orta hasarlı ve hasarsız tespiti yapılan depremzedeler bulunuyor. Herkese ayrı ayrı ödeme takvimi çıkardılar. Evim benim iradem dışında ‘orta hasarlı’ dendiği için orta hasara çıkan bir ödeme şekli belirlendi” dedi.
Ödeme planının TEFE-TÜFE’ye göre belirlendiğini söyleyen Yılmaz, “2 bin 650 TL emekli maaşı alıyorum. 1000 TL’den fazla ödeme yapmam mümkün değil, 1200 TL ödeme çıkarsa aç kalırım. Bir başka mağduriyetim ise 100 m2 olan evim 82 m2 düşecek. Depremde yıkılan binaların yerine proje alanlarında yapılan dairelerin m2 kayıpları yüzde 25 ile yüzde 50’leri buluyor. Yüzde 25 kaybım olacak ve 56 yaşından sonra 18 yıl borçlanacağım” diye konuştu.
“GÖÇE Mİ ZORLANIYORUZ?”
Tansu Lale, depremden önce 3 No’lu proje alanındaki Nergis Apartmanında oturuyormuş. Proje alanlarının kat irtifakı zemin+8 kattan, zemin+5 kata düşürüldükten sonra, proje alanı depremzedeleri olarak hak mahrumiyeti yaşayanlardan.
TOKİ’nin ihalesi sonrası yaşadıkları mağduriyetin daha da fazla olduğunu söyleyen Lale, “Oysa 5 kata düşürülmüş binalarımız müteahhide verilmiş olsaydı m2 düşürüldükten, emsal 2 ya da 3 alındıktan sonra 5 katı bizim 5 katı müteahhitin olacaktı. Ve biz belki de müteahhite hiç para ödemeden yeni evlerimize geçmiş olacaktık. Ama maalesef şimdi küçülmüş m2, 5 kata düşürülmüş binalara sahip olacağız. Kura sonucu belirlenecek olan evlerimizin kaç para olacağını, ödeme şeklini bilmiyoruz. Evlerimiz küçüldükten sonra 4-5 kişilik bir ailenin bu evlerde kalması da mümkün değil. Evlerimizi satıp göç mü etmemizi istiyorlar” diye sordu.
“AZ HASARLI EVİMİZ ‘PARDON’ DENİLEREK YIKILDI”
Türkan Değirmencioğlu, 3 No’lu proje alanındaki Rıza Bey Apartmanı’nın yıkıldığı etrafındaki 41 binanın adalaştırılarak yaklaşık 72 dönüm olarak büyütülen bir bina da kat maliklerinden sadece biri.
Deprem sonrası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından binalarına “Ağır Hasar” tespiti yazsı asıldığını söylüyor Değirmencioğlu. 1 Aralık’ta binaları yıkılan Değirmencioğlu, “13 Kasım’da muhtara giden tebliğde de binamız ağır hasarlı olarak görünüyordu. 3 gün içinde tahliye etmemiz isteniyordu. Binamızı bir jandarma kapattı, bir polis gelip açtı derken biz eşyalarımızın bir kısmını bir şekilde almayı başardık. 1 Aralık’ta binamız yıkıldı” dedi.
Hasar tespit sorunlarını hâlâ çözemediklerini söyleyen Değirmencioğlu, “Budan sonra bir öğrendik ki binamız için sehven ağır hasarlı yazılmış, aslında binamız ‘az hasarlıymış’. Ama binamız çoktan yıkılmıştı ve ‘Pardon’ dediler. O günden bugüne kadar yaklaşık 12 aydır, proje alanındaki tüm sıkıntılarla birlikte beraber ekstra bu problemlerle uğraşıyoruz. Henüz çözebilmiş değiliz. Devletin bir kurumunun ‘ya pardon ben yanlış yaptım, senin binanı yıktım. Aslında az hasarlı’ demek gibi bir lüksü olmamalı” diyerek tepkisini dile getirdi.