Elif okuduk ötürü
Pazar eyledik götürü,
Yaradılanı hoş gördük.
Yaradandan ötürü…
Yunus’un şiirlerinde kulanmış olduğu, berrak dil hem Türkçenin Anadolu’daki ilk büyük şairi olmasını da beraberinde getirmiştir.Türkçenin ses bayrağı olarak da nitelendirilir, Koca Yunus. Şiirlerinde bir tarafından halkın dertlerine tercüman olmuş öte taraftan bağnazlaşmış İslam dine karşı, bu din içerisinde muhalif bir hareket olan ‘sufî’ geleneğinin 13. yüzyıl Anadolu’sunda Mevlana’yla beraber temsilcisi olmuştur. Yunus’un sergilemiş olduğu bu tutum yaşadığı çağda bir takım softa/yobaz din adamlarının tepkisiyle karşılaşmıştır. Onlar hiçbir zaman Yunus’un şiirlerindeki derunî anlamı idrak edememiş ya da etmemezlikten gelmişlerdir. Tıpkı günümüzde olduğu gibi. O dönemin softaları gibi davranan, egemenler yüzyıllar geçmesine rağmen Derviş Yunus’a tahammülsüzlükleri maalesef devam ediyor. 10. sınıf Türk Edebiyatı ders kitabında bulunan sansürlenen dize;
Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları
Bana seni gerek seni.
Dizelerinin sansürlendiği haberini birkaç gün önce Evrensel Gazetesi’nin manşetinde gördük. Bu durum hakikaten de sansürün ne dereceye vardığının çok açık bir ifadesi. Birçok sokağa, okula, caddeye v.s adını vereceksin sonra da Yunus Emre’nin şiirinin bir dörtlüğünü sansürleyeceksin. Bu bir ulusun kültürünü iğdiş etmek değil de nedir? Zaten 80 sonrası geliştirilen Türk-İslam sentezi Türk kültürünü ırkçılık ve gericiliğin batağına sürüklemedi mi ? Uygulanmaya sokulan bu sentez Türk sanat ve edebiyat dünyasında büyük bir çoraklaşmaya neden oldu. Bunun son örneğini de günümüzün softa zihniyetine sahip AKP iktidarı döneminde yaşıyoruz. Kültürümüze dair şimdiye kadar oluşmuş bütün olumlu değerlere savaş açmış durumda bu iktidar. Ne var ne yoksa hepsini silip sürüp karanlıkla bizi baş başa bırakacak… Merak ediyorum doğrusu uluslar arası camiada adını Türkiye’nin yüz akı olan böyle bir şaire sansür uygulayan iktidar hangi şair veya yazarla anılacak. Nazım Hikmet’lere , Sabahattin Ali’lere ve daha nicelerine etmediklerini bırakmadılar. İşte şimdi sıra Yunus Emre’ye geldi…
Şimdi hayatta olsaydı ya sürgün yollarlardı ya da faili meçhul cinayete kurban giderdi, herhalde… Ama iktidar gidecek. Yunus’un hümanizmasını boğmaya güçleri yetmeyecek. Kendinden önceki bütün egemenler gibi tarihin çöp sepetinde yerini alacak. Ee boşuna dememiş Yunus;
İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır.
İktidarın bu dizeleri iyi okuması temennisiyle… İlerde belki de sansürlenir bu dizeler de…
26 Aralık 2012 16:49
Orhan KURUL-Ümit ÖRK-Elazığ
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası
AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!
317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri
204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'
0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

DEM Parti’de toplantı üstüne toplantı
Özel yetkilendirilmiş TBMM komisyonu gündemde

İzmir’de üç tütün fabrikasında grev var
'Ömrümüzü verdik, emekli bile olamadık'

Elif Görgü'nün haberi
Ukraynalı Gazeteci Guz: Ukrayna, ABD desteğini korumak için çıtasını düşürecek

Ragıp Zarakolu'nun yazısı
Evrensel'i Takip Et