Saray’ın bütçesinde emekçilerin durumu: Vergide var bütçede yok
İktidar hazırladığı bütçede halktan topladığı vergileri bu yıl da sermayeye, yandaşa, faize ve savaşa ayırırken, emekçiler asgari ücretin ve temel tüketimin vergi dışı bırakılmasını istiyor.
İzmir | Fotoğraf: Evrensel
Birkan BULUT
Ankara
İktidar hazırladığı bütçede halktan topladığı vergileri bu yıl da sermayeye, yandaşa, faize ve savaşa ayırırken, emekçiler asgari ücretin ve temel tüketimin vergi dışı bırakılmasını istiyor. AKP ve MHP Saray’ın bütçesini virgülüne bile dokunmadan Meclisten geçirmek isterken CHP, HDP ve İyi Parti milletvekilleri bütçe tercihlerine tepkili. Bitmeyen zamlar ve düşük ücret karşısında emekçilerin her gün daha fazla yoksullaştığını belirten sendikalar da, başta asgari ücretin vergi dışı bırakılması olmak üzere vergide adalet için acil adımlar atılmasını talep ediyor.
İktidar, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen 2022 yılı bütçesini, tüm tepkilere rağmen Saray’dan geldiği gibi Genel Kurula göndermeye çalışıyor. Vergi gelirlerinin büyük çoğunluğu ücretli emekçilerin gelir ve harcamalarından toplanmasına karşın halkın temel ihtiyaçlarına değil, savunmaya, faize, sermayeye ve yandaşlara aktarılıyor. Peki Plan ve Bütçe Komisyonunda muhalefetin bütçeye ne itirazları bulunuyor?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, 2022 yılı bütçesinin yaklaşık 175 milyar dolara tekabül ettiğini kaydetti. Türk lirasının değer kaybına dikkat çekerek söz konusu bütçenin yeterli bir kaynak olmadığını belirten Kuşoğlu, bütçedeki önemli kalemlere şöyle dikkat çekti: 1 trilyon 751 milyar lira bütçenin personel gideri 500 milyar lira, cari transferler ve mal alım giderleri 800 milyar lira, bütçe açığı 278 milyar lira, faiz giderleri 280 milyar lira... Haliyle böyle bir bütçede yatırıma yeterli pay ayrılmayacağı görülüyor. Vergi gelirleri esas olarak dolaylı vergilerden alınıyor. Elektrik, su, doğal gaz, hatta marketteki poşetten bile vergi alınıyor. Vergide hedefin aşılması adaletsizliğin göstergesi. Kurumlar vergisi, beyana dayalı vergiler üzerinden toplanan vergi aşılıyorsa Türkiye iyi durumda denebilir belki ama harcamalar üzerinden toplanan vergilerde bir artış var” dedi.
Bütçedeki en önemli sorunun faiz giderleri ve Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferler olduğuna dikkat çeken Kuşoğlu, “Burada yaklaşık 560 milyar lira söz konusu. Özellikle istihdamda kayıt dışılık, sigortasız çalışma, kısa süre sigortalı gösterme, asgari ücret üzerinden ücret ödeme oldukça yaygın. Bu nedenle kayıt dışı istihdamı önlememiz gerekiyor” dedi.
DÖVİZLE BİRLİKTE BORÇ DA ARTIYOR
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Merkez Bankasının Eski Başkanı Durmuş Yılmaz da personel, faiz ve cari transfer harcamalarının payına dikkat çekerek 2022 yılı bütçesini “zorunluluklar bütçesi” olarak nitelendirdi. Bütçenin katı olduğunu ve alternatif politikalara yer vermediğini belirten Yılmaz, bütçede söz konusu payların çiftçiye, emekliye veya işçiye ayrılmasına imkan verilmediğini söyledi. İç borcun yaklaşık yüzde 35’inin altın ve döviz olduğunu belirten Yılmaz, “Kamu özel ortaklığı ödemeleri dövize endeksli, Türk lirası değer kaybettikçe ödenecek borç artıyor” dedi. Gündeme gelen 3600 ek gösterge, asgari ücret, üç kamu bankasının kredi faizlerini indirmesi, döviz cinsinden mevduat ve katılım fonuna uygulanan zorunlu karşılık oranlarının artırılması, fazi indirimi hazırlığına dikkat çeken Yılmaz, erken seçime yönelik işaretlerin olduğunu ifade etti.
VERGİ CENNETLERİ, VERGİ AFLARI, KAYIT DIŞI ÇALIŞTIRMA...
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan yurttaştan toplanacak 1 trilyon 250 milyar lira verginin üçte ikisinin dolaylı vergilerden oluştuğunu kaydetti. Ancak benzinden, buzdolabına, bir paket sigaraya kadar yoksulun da zenginin de aynı vergiyi ödediğine dikkat çeken Paylan, “Verginin üçte birine denk gelen gelir vergisinin ise yüzde 95’i ücretli çalışanlardan alınıyor. Sermayeye vergi teşviki, vergi affı verilirken, kayıt dışılık bu kadar yüksekken neredeyse tüm verginin emekçilerden alınması vergi adaletsizliğini meydana getiriyor. Pandora belgelerindeki Türkiye’den kaçırılan yüz milyarlarca doları vergilendirme hedefi yok, yandaşa aktarılan kaynakların vergilendirilmesi hedefi yok” dedi.
VERGİYİ ASGARİ ÜCRETTEN DEĞİL, VERGİ CENNETLERİNDEN TOPLAYIN
Tüm bunların karşısında asgari ücretin vergiden muaf tutulmasına yönelik verdikleri önergenin AKP-MHP oylarıyla reddedildiğine dikkat çeken Paylan, “Oysa asgari ücretin vergi dışında bırakılması çok kolay. Sadece yurt dışındaki 200 milyar doları vergilendirseler bunu karşılayabilir. Ancak saraydan gelen adaletsiz bütçe savaşa, faize ve yandaşa aktarılıyor. İtirazlarımıza rağmen şu ana kadar bir virgülü bile değişmedi. AKP ve MHP temsilcilerinin de herhangi bir iradesi yok. Bütçenin savunmaya, yandaşa ve faize ayırdığı yüzlerce milyar lira ataması yapılmayan öğretmenler, 3600 ek gösterge, asgari ücretin vergi dışında bırakılması ve yükseltilmesi, çiftçinin borcunun ödenmesi için kullanılabilir” diye konuştu.
İKİ ASGARİ ÜCRET YOKSULLUK SINIRINI AŞMALI
Sendikalar bütçede ülke kaynaklarının yıllardır emekçilerden yana değil, sermayeden yana kullanılmasına tepkili. Özellikle ekonomik kriz ve pandemi sürecinde tarihin en önemli işsizlik ve gelir kaybının meydana geldiğini belirten DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türkiye’nin milli gelire oranla emekçilere en az nakit desteği veren ülke olduğunu söyledi. İşçilerin bütçesindeki en önemli gündemin asgari ücret olduğunu anlatan Çerkezoğlu, “Asgari ücretin ortalama ve yaygın ücret haline gelmesi, ekonomide yaşanan sorunlar nedeniyle bu yıl daha erken gündeme geldiğini görüyoruz. Biz asgari ücretin vergi dışında bırakılmasını, 2015 yılından beri işverenlere verilen desteğin işçilere verilmesini istiyoruz. DİSK olarak talep edeceğimiz rakamı önümüzdeki hafta açıklayacağız. Ancak aynı evdeki iki asgari ücretlinin maaşlarının, yoksulluk sınırını aşmasını talep edeceğimizi söyleyebilirim” diye konuştu. İşçi konfederasyonlarının geçtiğimiz yıllardaki gibi ortak hareket etmesinin gündemde olup olmadığını sorduğumuzda Çerkezoğlu, DİSK olarak birlikte mücadeleden yana olduklarını ve bu konuda çağrılarının olacağını dile getirdi.
EĞİTİM VE SAĞLIK YATIRIMLARI YARIYA DÜŞTÜ
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, öncelikle bütçenin hazırlanmasına katılımın engellendiğine dikkat çekti. Sendikaların, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının ve hatta muhalefet partilerinin bütçenin hazırlanmasında yer almadığını belirten Bozgeyik, bütçenin hazırlanması demokratikleştirilmesi gerektiğini söyledi. İktidar eğitim ve sağlığa en büyük payların ayrıldığını söylesede buradaki bütçe payının, özellikle sağlıkta sermaye çevrelerine aktarıldığını dile getiren Bozgeyik, eğitim ve sağlık gibi önemli kamusal hizmetlerde yatırıma yeterli pay ayrılmadığını ifade etti. Bozgeyik, eğitim ve sağlıkta yatırıma ayrılan payın, 20 yıl önce yüzde 17.1 iken bugün yarısına düştüğünü kaydetti. Emekçilerden dolaylı ve doğrudan toplanan vergilerle oluşan bütçenin adaletli dağılımını istediklerini belirten Bozgeyik, “Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, kamu emekçilerinin asgari ücrete kadar olan maaşlarından vergi alınmamalı ve üstündeki vergi dilimi yüzde 10’a indirilmeli, temel tüketim maddelerinden KDV kaldırılmalı. Kamu emekçilerinin 3600 ek gösterge hakkı verilmeli, toplu sözleşmede aldığımız ve şimdiden eriyen zamlar nedeniyle ek zam ayrılmalı. İktidarın Meclis çoğunluğu nedeniyle bütçe geldiği gibi aralık ayı sonunda kabul ediliyor. Bu nedenle tüm emek ve meslek örgütlerine birlikte mücadele çağrısı yapıyoruz. Pazar günü de sendika ve meslek odalarıyla birlikte ortak eylemimiz olacak” diye konuştu.