12 Kasım 2021 22:52

Yönetmen Muhammet Çakıral: Toplumsal gerçekçi bakışla çekilen filmler çok az

Yönetmen Muhammet Çakıral ile Lacivert Gece filmi üzerine konuştuk.

Lacivert Gece filminden bir kare | Fotoğraf: Basın görseli 

Paylaş

İsmail AFACAN
Ankara

Lacivert Gece filmi Adana Film Festivali’nden sonra Ankara film Festivali’nde de izleyiciyle buluştu. Muhammet Çakıral’ın yönetmenliğini yaptığı filmde iş kazasında kolunu kaybeden maden işçisinin hikayesi anlatılıyor. Filmde, Cansu Fırıncı, Güliz Gencoğlu, Ü.Hilal Çiftçi, Metin Coşkun, Ümit Çırak, Aslı Bankoğlu, Yalın İşnel ve İhsan İlhan gibi isimler rol alıyor.

Muhammet Çakıral ile Lacivert Gece filmi üzerine konuştuk. “Ben emekçi sınıfın sorunlarının yine bu sınıfın örgütlü mücadelesi ile çözüleceğini düşünüyorum” diyen Çakıral, “Ülkemizde ortalama olarak, pandemi dönemi hariç, 150’nin üzerinde film çekilmektedir, Toplumsal gerçekçi bakışla çekilen filmler çok azdır” ifadelerini kullandı.

Lacivert Gece filminin hikayesini dinleyerek başlayalım?

Lacivert Gece filminin hikayesi, aslında Türkiye’nin son 40 hatta 50 yılını kapsayan bir dönemin sosyoekonomik ve politik değişimleri sonucu ortaya çıkan yoksullaşma ve çaresizliği özetler. Özellikle neoliberal ekonomik politikaların birey ve toplum üzerinde yarattığı travmalar hikayenin içinde küçük yan hikayelerle beslenerek, herkesin anlayabileceği nitelikte yalın ve akıcı bir dille anlatılmaktadır. Son yıllarda alışılmış “festival filmi” diyebileceğimiz filmler gibi, ağır, durgun bir sanat dili ile anlatımı özellikle tercih etmedim. Lacivert Gece, sinema estetiğini, emekçi insanlar için hayati sorunları perdeye getiren hikayesine uygun samimi ve etkileyici sahnelerle kurmaya çalışıyor. Böyle bir tercihte bulunmamın nedeni, sömürüye muhatap olan sınıfın kendi hikayesini kolay anlamasını ve filmi keyif alarak izlemesini sağlamak istememdi. Zaten bizim Yılmaz Güney’le başlayan gerçekçi sinemamız da ’70’lerde böyle bir hikaye ve sinema dili ile yükseldi. Neoliberalizm işçi ve emekçilere ekonomik ve siyasi bir saldırıya giriştiğinde, ezilen sınıfın sanatını ve kültürünü geriletmeyi de gündemine aldı. Sendikaları tasfiye edip grevsiz bir toplum yaratırken işçinin sinemaya, romana konu olmasını da engelleyecek bir kültür ortamı yarattı. Lacivert Gece, bu sürece karşı eleştirel bakan, emekçileri perdeye taşıyan bir film. Geri bırakılmış ülkelerde üretim ve emek ekseninde dönen sömürü düzeninin sonucu ortaya çıkan yoksullaşma, sendikasızlaşma, işçi sınıfının bunun sonucu çaresiz kalması, özelleştirme sonucu yaygınlaşan kaçak madenler, iş güvenliği sorunları gibi günümüzün temel sorunlarını Lacivert Gece, baba oğul ilişkisi ekseninde anlatmaktadır.

Film iş kazasında kolunu kaybeden maden işçisinin hikayesini anlatıyor. Gerçekle kurgunun iç içe geçtiği bir hikaye var filmde. Neler söylemek istersiniz?

Ben emekçi sınıfın sorunlarının yine bu sınıfın örgütlü mücadelesi ile çözüleceğini düşünüyorum. Dünyada bütün iktidarlar politikalarını egemen ve varsıl topluluklardan yana kullanır. Hak mücadelesinin merkezinde hak edenler olmazsa sorun büyüyerek devam eder ve köleleşme başlar. Semih karakteri aslında uğradıkları haksızlığa karşı mücadeleye başlarken bilinçli değildir. Sadece kuşkuları vardır ve onları açıklığa kavuşturmaya çalışır. Onu bu süreçte uyaran babasının son sözleri ve ölümünden sonra tek başına kalışı olur. Babası eski bir maden işçisidir, sendika temsilciliği yapmış sınıf bilinçli bir insandır. Baba ve oğul arasındaki temel çatışma bir kuşak çatışmasıdır. Sınıf bilinçli işçi ile ’80 sonrası kuşağın apolitik tutumu arasındadır. Semih zaman içinde babası Kazım’ı yokluğu üzerinden tanımaya başlayınca bir karşı duruş sergiler. Kaçak maden ocağı işletmecilerinin kazazedelere sunduğu “kan parası” teklifini reddederek her oğul sonunda babasına çeker tanımını doğrulamaktadır.

Son dönem Türkiye sinemasında sınıf hikayelerine bir yönelişin olduğunu düşünüyorum. Sizden bu konudaki gözlemlerinizi alabilir miyiz?

Ben öyle düşünmüyorum. Ülkemizde ortalama olarak, pandemi dönemi hariç, 150’nin üzerinde film çekilmektedir. Toplumsal gerçekçi bakışla çekilen filmler çok azdır. Sinema diğer kültürel etkinliklerden en fazla etkilenen sanat dalıdır. Ve bu sanatın yönü yine popüler kültürün yönlendirmesi ile şekil bulmaktadır. Lacivert Gece filmi aslında her dönemde yaşamsal olan emeğin ve sömürünün konu edildiği yapıtlardan biridir. Filmimiz bugün festivallerde yer bulmasına karşın üst jürinin ve basının yeteri kadar ilgi göstermediğine tanık oluyoruz. Bugün bağımsız sinema veya “festival filmleri” daha çok bireylere odaklanmakta ve onların iç dünyasına eğilmektedir. Biraz da göçmenlik, etnik kimlik sorunları ve yabancılaşma üzerinde durulmaktadır. Bazılarının dediği gibi Lacivert Gece daha çok ’70’li yılların filmi gibi tanımlansa da, aslında film her dönemin hikayesini ve sorunlarını içine alan, hatta mutlaka anlatılması gereken hikayelerle doludur.

Yapımcılar, karşılarına sınıf hikayeleri geldiğinde nasıl yaklaşıyor. Çünkü bu tip filmlerin kaynak bulmakta zorlandığını biliyoruz. Çevrenizde bu konuda tanık olduğunuz hikayeler var mı?

Ben bu filmin aynı zamanda yapımcısıyım. Bizim çapta film yapımcılığı yapmak gerçekten çok ama çok zor. Maliyetler yüksek, kaynak bulmak zor. Eğer Kültür ve Turizm Bakanlığı bu filme destek vermemiş olsaydı çekemezdim. Aldığım destek kadar bizim de harcadığımız emek ve bir o kadar para var. Üstelik bunun geri dönüşü de bu koşullarda çok zor. Ama 20 yıldır sinemanın içinde olan biri olarak bu sevdadan da vazgeçemiyoruz.

Lacivert Gece filmi aslında bir madenci filmi değil, maden kenti olan Zonguldak’ta olması belki bu duyguyu çağrıştırıyor olabilir. Film eski bir futbolcu ve yeni antrenör olan Semih’in, iş bulamadığı için istemeden de olsa maden ocağında çalışmak zorunda kalmasını anlatıyor. Aslında anlatılmak istenen şey, bireyin çaresizliğidir.

Film çeşitli festivallerde gösterime girdi. Filmi işçilerle buluşturmayı düşünüyor musunuz?

Elbette, zaten onların sorunlarını ve hikayelerini anlatan bir film. Özellikle işçi sendikalarının filme ilgi göstermesini ve üyelerine toplu gösterimler yapmasını bekliyorum.

 

ÖNCEKİ HABER

Ötekilerin Gündemi'ne sansür ve erişim engeli

SONRAKİ HABER

Kovid-19 vakalarının rekor seviyeye çıktığı Avusturya’da aşısızlara kısıtlamalar gündemde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa