12 Kasım 2021 23:32

Çıplak ücretler, asgari ücretin bile altında

KHK ile belediye şirketlerine geçirilen işçiler 3 yıldır sözleşme imzalayamıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eren ERGİNE
Murat UYSAL
İstanbul

İstanbul Bakırköy Belediyesinde çalışan 1600 işçiden kadrolu olan Belediye-İş üyesi 360 işçi sıfır zamma karşı grevlerini sürdürürken, 696 KHK ile taşerondan belediye şirketlerine geçirilen işçiler ise itirazlar sonucu sendikaların yetki sorunu nedeniyle üç yıldır toplu sözleşme imzalayamıyor. İşçilerin ücretleri, yol ve yemek ücretleri çıkarılınca, asgari ücretin altına düşüyor. Geçen hafta Bakırköy Belediye Meclis toplantısında greve dair açıklamalar yapan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, “müjde” adı altında KHK ile kadroya geçirilen işçilerin ücretlerine yüzde 10 zam yapılacağını duyurmuştu. Belediye işçileri ise yüzde 10 zam müjdesini “Eskiden 17 lira yemek ücretimiz vardı, bunu 5 liraya düşürdüler, şimdi yüzde 10 zam yapacaklarmış. Bizim maaşımız yine asgari ücretin altında kalacak” şeklinde değerlendirdi.

‘YÜZDE 50 BİLE İŞÇİYİ KURTARMAZ’

Günde 1 milyonun üzerinde insanın gelip geçtiği Bakırköy’ü temizleyen sabahçı süpürgecilerle akşamcı süpürgecilerin değişim saatinde Bakırköy’deyiz. Bir sokak arasında, işbaşı yapacakları saati bekleyen işçiler anlattıkça anlatıyor ancak ne isim ne de fotoğraf vermeye yanaşıyor. İşten atılmaktan, son umutları olan tazminatlarını alamamaktan korkuyorlar. Esenyurt’ta oturan 14.00’te başlayacak mesai için 11.00’de evden çıkmak zorunda olan işçi şunları söylüyor: “Belediye Başkanı yüzde 10 zam yapacakmış, komik rakam. Her şey dahil 3 bin 650 lira aldım geçen ay. Yolu yemeği çıkınca asgari ücretin de altında bu para. Toplu sözleşmemiz belli değil, sendikamız belli değil, işçiler arada eziliyor. Kıt kanaat geçiniyoruz. İki çocuğum var, ikisi de okuyor. 5 çocuğu olan 3 bin 800 lira alıyor, nasıl geçinsin? Değil yüzde 10 yüzde 50 verse bile zor” diyor.

‘SUYU ESNAFTAN İSTİYORUZ’

Bir yandan da hastane randevularını gösteren işçi yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Bende 50 hastalık var, işe girerken sağlamdım, şimdi her türlü hastalığım var. Sekiz tane ilaç kullanıyorum. Strese bağlı parkinson hastalığı çıktı, kalp çıktı ne çıkmadı ki? 5 lira yemek parası veriyorlar, üzerine 10 lira da biz koyup bir çorba içiyoruz. Esenyurt’ta oturuyorum, 700 lira kira veriyorum. İki araçla gidiyorum. 450 lira yol parası yatıyor. Bir su 2 lira, suya para çıkmıyor, gidip esnaftan istiyoruz. Siz yazıyorsunuz, Kılıçdaroğlu bu gazeteleri takip etmiyor mu, Bakırköy işçisini görmüyor mu? Eskiden işçi biraz itiraz edince İstanbul Büyükşehir Belediyesi bizde değil, önümüzde engeller var diyorlardı, son seçimlerde verdik hepimiz İmamoğlu’na, şimdi sizin elinizde, verin hadi. Şu an en az elimize geçen 5 bin 500 olacak ki ezilmeyelim. Çay alacağım esnafa gidiyorum, bana diyor ki ‘Şimdi çayın zamanı mı? Git işini yap.’ Eğer cebimde 20 lira yemek param olsaydı çayımı da içerdim bu muameleyi de görmezdim. Lahmacun alacağım, küçücük lahmacun 12 lira. ‘Abi biraz indirim yap’ demeden bir şey yiyemiyoruz. Yemek parası 5 lira diye oluyor bunlar. Biz her gün böyle ezik duruma düşüyoruz, mahcup oluyoruz.”

‘GÜNLÜK 2 KİLO TAVUK KANADINA ÇALIŞIYORUZ’

Biz konuşurken bir işçi daha yaklaşıyor yanımıza. “Günlük iki kilo tavuk kanadına çalışıyoruz, kanadın kilosu 45-50 lira. Aldığım ücret 3 bin 600 lira, yol ve yemeği çıkınca 100 lira bile değil günlüğümüz. 80 bin lira borcum var, bir karttan alıp diğerine yatıyoruz. Dört ayrı bankaya borcum var. Tek kişi de değil, üç kişi çalışıyoruz geçinemiyoruz. 5 lira yemek parası 1 lira da vergiye gidiyor, 4 lira. O paraya sadece bir simit alabilirsin. Yüzde 10’luk zam 350 lira eder, yol parama yetmez. 1200 lira kira veriyorum, 700 lira da faturalar geliyor. 1900 lira, 12 lira da günlük yol parası veriyorum, Bağcılar’dan gidip geliyorum. Benim maaşım anca benim masraflarıma yetiyor” diye anlatıyor.

Kadrolu işçilerin grevde olduğunu hatırlatan işçi “Biz greve çıkarsak onlarınki gibi olmaz. Bakırköy’ün pisliğini temizleyip, çöplerini topluyoruz, en pis yerlere biz gidiyoruz. İki gün iş bırakırsak işçinin girdiği pis yerlerin kokusunu alırlar” diyor. Yetkili bir sendikalarının olmamasından şikayet eden işçi şöyle devam ediyor: “Sendikalar arasında davalar var, işçiler eziliyor. Belediye Başkanı işçileri toplayıp yetki süreci tamamlanana kadar işçilerin ücretlerine zam yapabilir. Bunu yapsın ki insanlar rahat etsin nefes alsın. 2018 yılından beri süreç devam ediyor. Bir şey dönüyor işçiler arada eziliyor. Yaz kış dışarıdayız, yazın milletin pisliğiyle uğraşırız, kışın yaprak toplarız, her zaman iş var. Süpürge biraz daha hafif, araç arkasında çalışan arkadaşlarımız günlük 20 ton çöp topluyor, aldığı maaş 3 bin 700 lira. 6 arkadaşımız öldü çalışma koşullarından, kimi stresten, kimi kalp krizinden. Arıyorlar kedi, köpek ölmüş gidip alıyoruz, insan ölüyor gidip indiriyoruz, yapmadığımız iş yok.”

‘81 İLDE EYLEM YAPANLAR BAKIRKÖY’Ü GÖRMÜYOR’

CHP’nin muhalefet partisi olduğunu, doğal olarak iktidarı eleştirmesi gerektiğini belirten başka bir işçi de “Kendi belediyelerinde olanları görmüyor mu? Bir yıl önce sendika başkanları yanımıza gelip ‘Ben şimdi belediye başkanıyla görüşeceğim, eğer olumlu olmazsa meydanlara çıkacağız’ diyorlardı. Bir yıl geçti ne oldu, niye çıkamadık?​” diye soruyor.

Arkadaşının bıraktığı yerden devam eden bir başka işçi de “Asgari ücretle hangi aile geçinebilir, kirasını faturasını ödeyebilir? Bağcılar’da oturuyorum, 1400 lira kira veriyorum. Şimdi evden çıkıp başka bir eve taşınsam 2 bin liradan başlıyor kiralar. Halimiz kötü, artık bu sistemin değişmesi lazım, yoksa kim gelirle gelsin aynı düzen devam ediyor” diyor. CHP’nin 81 ilde asgari ücret açıklaması yaptığını ancak Bakırköy’de çalışan işçileri görmediğini belirten temizlik işçisi şöyle devam ediyor: “Önce kendi belediyelerinde olan sıkıntıları çözsünler. Hak hukuk adalet diyorlar ama hiçbiri yok. İnsanca yaşamak için ücretlerin artırılması lazım. DİSK/Genel-İş meydanda dört kişiyle eylemler yapıyor, dört kişiyle eylem olur mu? Topla işçileri, git belediyenin kapısına dayan. İlk başta biz de katıldık, kitleseldi. Sonra Belediye Başkanı sendikacıları çağırdı. Sonra aralarında ne olduysa biz bilmiyoruz, sonuç alınamadı. Aradan aylar geçti, eylemler durduruldu, Şimdi soruyoruz, masaya oturmadan, sonuç alınmadan neden eylemleri bitiriyorsun. Şimdi gelin eylem yapalım diyorlar, kim gider şimdi?​”

ÖNCEKİ HABER

Bakan Soylu Danıştay'ın görüntü yasağına "dur" demesini "doğru" buldu

SONRAKİ HABER

SOL Partiden Evrensel’e ziyaret: Ülkenin yakıcı sorunlarına karşı birliktelik şart

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa