Cinsel istismarda "somut delil" arandı, sanık beraat etti
İki torununa cinsel istismarda bulunmaktan yargılanan C.Ö.’nün beraatine karar veren mahkeme, gerekçeli kararında olayda "somut delil olmadığını" savundu.
Fotoğraf: Şehlem Kaçar/csgorselarsiv.org
Hatay’ın Arsuz ilçesinde, 5 ve 6 yaşındaki iki torununa “cinsel istismarda” bulunduğu gerekçesiyle yargılanan C.Ö.’nün beraatine karar veren mahkeme, gerekçeli kararında olayda "somut delil olmadığını" savundu.
İskenderun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesince yargılanmasına devam edilen C.Ö., 17 Ocak 2020'de görülen karar duruşmasında “çocuğun yakını tarafından nitelikli cinsel istismarı” suçundan 23 yıl hapis cezası verilerek tutuklanmıştı. Karara karşı C.Ö.’nün avukatı tarafından Adana Bölge Adliyesi Mahkemesi 12'nci Ceza Dairesine yapılan istinaf başvurusu reddedilerek, ceza onaylandı. Sanığın avukatı, Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay, sanık ile çocukların annesi arasında husumet olduğunu iddia ederek, sanığa iftira atıldığına hükmedip verilen cezayı kız çocuğu yönünden bozup, sanığın yeniden yargılanmasını istedi. Sanığın tahliyesine karar veren Yargıtay, davanın yeniden görülmesi için dosyayı İskenderun 2'nci Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
"SOMUT DELİL YOK"
Mahkemenin beraat kararının gerekçesinde, dosyadaki bilgi ile belgelerle çocukların beyanlarının birbiriyle örtüşmediği, soyut beyan dışında suçun işlendiğine ilişkin "somut bir delile ulaşılamadığı" savunuldu.
Mahkeme, kararında şu ifadelere yer verdi:
"Her ne kadar sanık hakkında öz torunları olan mağdurlar C.A.Ö. ve S.Ö.'e yönelik ‘cinsel istismar' suçunu işlediğinden bahisle, cezalandırılması talebiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de mağdurların birbiriyle örtüşmeyen ve ayrıntı içermeyen beyanları, alınan adli rapora göre mağdurların yönlendirmeye açık olduklarının tespit edilmiş olması, katılanlar ile sanıklar arasında önceye dayalı husumetin bulunması ve olayın intikal şekli bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı müsnet suçları işlediğine dair, mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin inandırıcı ve somut deliller elde edilmediği anlaşıldığından, müsnet suçlardan sanığın ayrı ayrı beraatine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır." (Hatay/MA)