13 Kasım 2021 09:55

Sandras Dağı’nda maden ocağı için ÇED süreci başladı

Muğla'da Köyceğiz Gölü ve Dalyan Lagünü’nü besleyen Sandras Dağı bölgesinde EFES Endüstri Mineralleri AŞ IV. Grup olivin ocağı ve kırma eleme tesisi ruhsatı için ÇED süreci başladı.

Arşiv | Fotoğraf: Sandras Koruma Platformu

Paylaş

Ramis SAĞLAM
Muğla

Muğla Köyceğiz ilçesi Sazak mevkiindeki EFES Endüstri Mineralleri AŞ IV. Grup olivin ocağı ve kırma eleme tesisi ruhsatı için ÇED süreci başlatıldı. 

Maden kanunu çevre mevzuatında 25 hektar alının altında yapılan başvurulara valilikler tarafından “ÇED gerekli değildir” belgesi verilmesi üzerine EFES Endüstri Mineralleri AŞ 1753.81 hektarlık arama ruhsat alanı içerisinde 24 hektarlık alan için ÇED başvurusunda bulundu. ÇED izni ile ilgili süreç 4 Kasım’da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının duyurusu ile başladı.

Köyceğiz Gölü ve Dalyan Lagünü’nü besleyen Sandras Dağı bölgesinde yapılan maden yatırımlarına karşı olduklarını dile getiren bölgedeki çevre örgütleri daha önceki ruhsat girişimleri sürecinde davalar açmıştı. Geçtiğimiz günlerde verilen izinle birlikte yeni ÇED süreci başlamış oldu.

Efes Endüstri Mineralleri AŞ tarafından oluşturulan projeyle ilgili Sandras Koruma Platform Sözcüsü Neşe Yüzüak ile konuştuk. Arama ruhsatı alanının bilinçli olarak 25 hektarın altında gösterildiğini söyleyen Yüzüak, "25 hektarın altına ‘ÇED gerekli değildir’ kararının valilikle verilmemesi gerek. Öyle olunca halkın değil şirketlerin çıkarı öne çıkıyor. Genelde 24 hektarla başlayıp daha sonrasında kapasite artışı için başvurular yapılıyor. Bu süreçte ÇED gereklidir dense bile şirket çalışmalarına başladığı ve çevreye zarar verdiği için iş işten geçmiş oluyor. Asıl mesele o zarar verilmeden önlem almak” dedi. 

ORMAN TARLA ARAZİSİNE MADEN

Tesis alanını Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulaması yapıldığında alan “orman ve tarla arazisi” olarak görülüyor. Açılan davanın bilirkişi incelemesi yapılıp, dava süreci devam ederken dava konusu ruhsata ait saha için orman müdürlüğünden yol açmak için ağaç kesim izni istendiğini söyleyen Yüzüak, yangın bölgesinde kaldığı için izin verilmediğini söyledi. 4 Kasım itibariyle ÇED sürecinin başladığını belirten Yüzüak, “Aynı firma şimdi Sazak Mahallesi’nde yaklaşık 1750 hektarlık orman ve tarım arazilerinden oluşan alanda yine olivin ruhsatı almış. Daha önce patlamalı olmayan maden çalışması bu sefer patlamalı olarak planlanmış” dedi. 

"PROJE EKOLOJİK YIKAMA SEBEP OLACAK"

Köyceğiz’de yapılacağı belirtilen kırma eleme tesisi gibi toz ve gürültü kaynağı da içeren patlatmalı maden işletmesinin yapılacağı belirtilen alanın, uluslararası kriterlere göre “önemli doğa alanı” statüsünde olduğu biliniyor. Özel öneme sahip bir alanda yatırımcının hata yapabileceğini belirten Yüzüak, “Burada önemli olan konu çevre mevzuatının açıklarını kullanan 25 hektar altında ÇED alanı talebi ve 400 ton/yıldan düşük üretimle başlangıç yaparak ekolojik yıkımlara sebep olacak bu projelerde doğayı koruma görevi verilen kurumların aldıkları kararların istisnasız ‘ÇED gerekli değildir’ şeklinde çıkmasıdır” diye konuştu.

MİLLİ PARK VE SİT ALANI 

ÇED raporuna gerek yok denilen alan Köyceğiz Dalyan Özel Çevre Koruma Alanı’nda bulunuyor. Yaban hayatı geliştirme sahası, Kartal Gölü kesin korunan doğal sit alanı, yanında Marmaris Milli Parkı’na ve Ekincik’e de komşu olan bu bölgedeki kriterler eşsiz bir zinciri tamamlıyor. 

Sandras Dağı ve Köyceğiz Gölü’nü de besleyen su kaynakları, TEMA tarafından açıklandığı şekliyle neredeyse yüzde 100 madenlerle ruhsatlandığını söyleyen Yüzüak, “Her geçen gün yeni ruhsatların verildiği günümüzde halkın idare mahkemelerinde ekolojik yıkıma dur demek için koşuşturması artık sürdürülmesi zor hal almaktadır. Hukuk aramak zorlu olduğu gibi ekonomik sıkıntılar içinde olan, yangınlarla zarar gören köylüler için de olumsuz bir ortam yaratmaktadır. Hâlâ bilirkişilerin kararları ekolojik dengelerin dikkate alınmadığını ortaya koyarken bürokratların yaptığı hatalar konusunda sorumluluk alıp bedel de ödemesi gerekir. Belki böylece yanlış karar hukuku da meşgul etmez” dedi. 

"KAMUSAL ZARAR HESAPLANMALI"

Proje dosyası incelendiğinde maliyet rakamlarında verilen 3 milyon 500 bin TL toplam gider işletmeciye yansıyan yatırım kısmı olarak görünüyor. Asıl üstünde durulması gereken konunun ise 10 kişi çalıştıracağını söyleyen bu tesisin çevreye maliyeti olduğunun, gözden kaçmadığını ifade eden Yüzüak, kamu olarak bölgede yaşayanların vergilerini kullanarak yapılan bu yollara kamyonların vereceği zararın yatırımdan fazla olacağının altını çizdi. Ayrıca bölgedeki tarımsal üretimin de etkilenmemesinin mümkün olmayacağını dile getiren Yüzüak, kamusal zararların hesaplanmasının da gözden kaçırılmaması gerektiğini söyledi. 

PROJE DOSYASINDA ÖNE ÇIKAN NOKTALAR:

  • Proje kapsamında günde 8 saat, ayda 25 gün yılda 12 ay çalışılması planlanıyor. 
  • Proje kapsamında 1 vardiya 08.00 ile 17.00 saatleri arasında, faaliyet kapsamında 10 kişi çalıştırılması planlanıyor.
  • Bir patlatmada 34 delik delinmesi planlanıyor.
  • Kırma eleme tesisinde toz kaynağı olan her bir ünite (bunker, kırıcılar, elekler, bantlar) kapalı ortam içine alınması ve kapalı ortam içine alınan ünitelere toz indirgeme-bastırma sistemi olarak pulvarize sistemin kurulması gerekiyor.
  • Bu doğrultuda planlanan kırma-eleme tesisinde toz kaynağı olan her bir ünite (bunker, kırıcılar, elekler, bantlar) kapatılacak ve kapalı ortam içine alınan ünitelerde pulvarize toz indirgeme sistemi uygulanacak. 
Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

CPJ, Yemenli gazetecinin öldürülmesini kınadı: Devletler kafalarını kuma gömmeyi bırakmalı

SONRAKİ HABER

Norveç artan korona vakalarına karşı tekrar önleyici tedbirler aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa