16 Kasım 2021 07:24

KESK ve TTB: OHAL Komisyonu’nun verdiği ‘ret’leri reddediyoruz

KESK ve TTB, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun Barış Akademisyenlerinin işe iade başvurularına verdiği ret kararlarına ilişkin basın açıklamasında bulundu.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

KESK ve TTB, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun Barış Akademisyenlerinin işe iade başvurularına verdiği ret kararlarına ilişkin basın açıklamasında bulundu. Toplamda 81 ret kararı veren OHAL Komisyonu’nun 325 akademisyenin başvurusunu halen sonuçlandırmayarak oyalamaya ve hukuki sürecin önünü tıkamaya devam etttiğini belirten KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “OHAL Komisyonu’nun açıkça suç olan bu kararlarını tanımıyoruz ve bu suça ortak olmayacağız. Düşünce özgürlüğünü her zaman savunmaya devam edeceğiz ve Türkiye’nin bu karanlıktan çıkması için mücadele edeceğimize buradan söz veriyoruz. Ret’leri reddediyoruz ve barışa sahip çıkıyoruz” dedi.

Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan ortak açıklamada konuşan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı metnin 11 Ocak 2016 tarihinde, yurt içi ve yurt dışındaki 1128 Barış İçin Akademisyenin imzasıyla yayımlandığına, kısa süre içinde imzacı sayısının 2212'ye yükseldiğini hatırlattı. OHAL’in ilânının ardından, çoğunluğu KESK üyesi olan barış akademisyenlerinin KHK'lerle üniversitelerinden haksız ve hukuksuz bir biçimde ihraç edildiğini belirten Yeşil, “Anayasa Mahkemesi (AYM), 26 Temmuz 2019 tarihli kararında, söz konusu uygulama ile Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir. Başvurucuların imzaladığı bildirideki düşüncelerin toplumun büyük çoğunluğundan açıkça farklı olduğu ortadadır. Ancak tam da bu sebeple bu tür açıklamalara karşı yargısal tepki verilmesi noktasında daha hassas davranılması gerekir. Çünkü bu tür müdahaleler kamuoyunun ülkede meydana gelen son derece önemli olayların farklı bir bakış açısından öğrenme hakkına ağır bir sınırlama getirmektedir” dedi.

325 AKADEMİSYENİN BAŞVURUSU SONUÇLANDIRILMADI

AYM’nin ilgili kararının ardından metni imzalayan akademisyenlerin vakit kaybetmeden görevine iade edilmesi gerektiğini vurgulayan Yeşil, “Ancak, OHAL Komisyonu uzun bir süre Barış Akademisyenleri hakkında karar vermemiştir. Ne var ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Barış Akademisyenleri hakkında yapılan başvuruları hükümete bildirmesinden sonra, OHAL Komisyonu, hükümetin vereceği cevaba malzeme sağlamak üzere, 28 Ekim 2021 tarihinden itibaren peş peşe ret kararları vermiştir. Bugüne kadar toplamda 81 ret kararı veren OHAL Komisyonu 325 akademisyenin başvurusunu halen sonuçlandırmayarak oyalamaya ve hukuki sürecin önünü tıkamaya devam etmektedir” diye konuştu.

"AYM KARARLARI OHAL KOMİSYONUNU DA BAĞLIYOR"

Anayasa Mahkemesi kararlarının tüm devlet organları gibi OHAL Komisyonunu da bağladığına dikkat çeken Yeşil, “Buna rağmen, OHAL Komisyonunun kararlarında Anayasa Mahkemesinin Füsun Üstel kararının adını bile anmaması anayasal düzenin hiçe sayılması anlamına geldiği gibi Türk Ceza Kanunu anlamında da suç oluşturabilecek nitelikte kasıtlı bir eyleme vücut vermektedir. Anayasa Mahkemesinin kararı ihraçların ILO’nun temel 87, 98 ve 111 nolu sözleşmelerine aykırılığı da bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu ülkenin üniversitelerinde 1944-1948 yıllarında Pertev Naili Boratav, Niyazi Berkes ve Behice Boran’a yapılanlar, 1960 yılında başka bir biçimde ‘147’ler olayı’ olarak hayata geçirilmiştir. 12 Eylül asker darbesi ile birlikte, 1402 sayılı Yasa kapsamında işlerine son verilen akademisyenler ve kamu çalışanları 6-9 yıl içerisinde hak kayıpları da tazmin edilerek işlerine geri dönme hakkını elde edebilmişlerdi. Ancak, içinde bulunduğumuz bu dönemin koşulları 12 Eylül faşizmini aratır duruma gelmiştir. OHAL Komisyonu’nun kararlarını takiben idari yargı, İstinaf, Danıştay, AYM ve belki de AİHM süreçlerinin tüketilmesinin gerekmesi, bu mağduriyetlerin onlarca yıl sürebileceğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.

"BARIŞA SAHİP ÇIKIYORUZ"

Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayıldığı bir ortamda hukukun üstünlüğünden, demokrasiden ve adaletten bahsedilemeyceğini söyleyen Yeşil, şöyle devam etti; “Barış akademisyenlerinin haklarını gasp edenler hukuku çiğnemekte olduklarının elbette farkındalar. Hukuk tanımazlıklarıyla, insan haklarını, çalışma özgürlüğünü veseyahat hakkını engellemekle bir kazanç elde edeceklerini düşünen bedbahtlar tarihin kara sayfalarında yerlerini şimdiden almıştır. Unutmadık, unutturmayacağız. OHAL Komisyonu’nun açıkça suç olan bu kararlarını tanımıyoruz ve bu suça ortak olmayacağız. Düşünce özgürlüğünü her zaman savunmaya devam edeceğiz ve Türkiye’nin bu karanlıktan çıkması için mücadele edeceğimize buradan söz veriyoruz. Karanlık güçlerden korkmuyoruz.Ret’leri reddediyoruz ve barışa sahip çıkıyoruz." (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Evli olduğu kadını tesettürü bırakmak istediği bahanesiyle darbeden faile para cezası verildi

SONRAKİ HABER

Kadına Şiddetin Araştırılması Komisyonunda aile içi şiddete çözüm: Evlilik ehliyeti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa