Şiddete, eşitsizliğe, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı her yerde birlik olalım!
Ekmek ve Gül, kadına yönelik şiddete ilişkin yaptığı değerlendirmede, kadınların şiddete karşı artan öfkelerini 25 Kasım’da örgütlü bir biçimde her yerde ortaya koymasının önemine dikkat çekti.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Ekmek ve Gül 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne giderken ülkede kadına yönelik şiddetin geldiği boyuta ilişkin yaptığı değerlendirmede, kadınların şiddete karşı öfkesinin de her geçen gün arttığına, bu öfkeyi 25 Kasım’da örgütlü bir biçimde her yerde birlik olarak ortaya koymanın önemine dikkat çekti.
“Büşra Cengiz’in samuray kılıcıyla sokak ortasında sırf kadın olduğu için katledilmesi, Selime Pişkin’in ayrılmak istediği İbrahim Pişkin tarafından ezilerek öldürülmesi, öldürülüp su kuyusuna atılan Neslihan Batur, boşandığı Sedat Kalındaş tarafından öldürülen Gülsüm Yarış, boşanma aşamasında olduğu kocası Satı Mehmet Demirci tarafından öldürülen Hanife Demirci… Bu hafta katledilen kadınlardan yalnızca bir kısmı” denilen değerlendirmede ülkede kadınlar için ölümün “olağan” biçimi neredeyse “lüks” haline geldiği, kadınların her alanda şiddetin en vahşi yüzüyle karşı karşıya bırakıldığı ifade edildi.
ŞİDDETİ ÖNLEYECEK MEKANİZMALAR BİR BİR ORTADAN KALDIRILIYOR
Kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen suçlarda cezasızlığın, korkunç yargı kararlarının, medyanın şiddeti yeniden üreten tutumunun şiddeti körükleyen nedenlerden olduğu sadece yargı sürecinin işlememesi değil, kadınları şiddete karşı koruyacak, şiddeti önleyecek mekanizmaların bir bir ortadan kaldırıldığının altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Diyanet İşleri Başkanlığı şiddetle mücadelede bir numaralı aktör haline getirilirken, kadına yönelik şiddeti önlemekle ve kadınları korumakla sorumlu kurumların bütçeleri azaltılıyor, aileye sıkıştırılan kadının varlığı her alanda siliniyor. Yaratılan atmosfer şiddeti bugün kadınlar olarak her an karşı karşıya kalacağımız bir risk haline getirirken, kadınların çaresizlik duygusu artan adaletsizlik ile perçinlenmeye çalışılıyor.”
"ŞİDDET KADINLARA YÖNELİK SİSTEMATİK BİR POLİTİKA HALİNE GELDİ"
Şiddetin, tek başına şiddete maruz kalan kadınlara değil, aynı zamanda henüz o şiddetle muhatap olmamış, henüz şiddetin vahşi yüzünü yaşamamış kadınlara da bir göz dağı olduğu ifade edilen değerlendirmede; “Şiddet kadınlara içsel bir korku, sınır bilme, kendini, yaşamını içsel bir sınır bilgisiyle donatmak zorunda kalma, o sınırlara uygun hareket etme zorundalığı yaratıyor. Şiddetin; hem iktidarların hem de erkeklerin elinde yalnızca tek tek kadınlara yönelik bir ‘kötü’ davranışın sopası olmaması, esasen tüm kadınlara yönelik sistematik bir politika aracı olmasının nedenlerinden biri bu” denildi.
ÇÖZÜM HER YERDE BİRLİKTE MÜCADELE
Bugün yaşanan olumsuz tablo ve buna neden olan koşulların aynı zamanda kadınların sabırlarının da patlama noktasına gelmesine neden olduğu, kadınları ses çıkarmaya, birlikte mücadele etmeye, kendi yaşamsal sorunlarıyla toplam sorunlar arasında daha açık bağlar kurmaya zorlayan koşullar olduğu belirtilen değerlendirmede şöyle denildi; “Bugün kadınlar hayatta kalabilmek için kişisel bir mücadele yürütmek zorunda kalırken, bu zorunluluğu sorumluluğa dönüştürüp bilince çıkararak hem kendi yaşamını hem de bütün bir toplumsal yaşamı değiştirme mücadelesine katılmaya daha açıklar. Bunu işçi direnişlerinde ve halk eylemlerinde en önde kadınları görmemizden biliyoruz.”
Bu durumun geniş kadın kesimlerini harekete geçiren örgütlü bir güç haline getirme sorumluluğunu ortaya çıkardığının altı çizilen değerlendirmede “Bu, kadınların yan yana gelebilecekleri araçlara erişmelerini kolaylaştırmakla mümkün. Geniş, ama alabildiğince yerel, kadınların temel dertlerini gündem eden, yoksullukla şiddet, işyeriyle ev, evle işyeri arasında bağ kurabilen, sözünü yalnızca meydanlarda değil, mahallelerde kurabilen bir örgütlenme ağı ve kadınların kendilerini içinde hissedebilecekleri bir mücadele ekseniyle. Bu sebeple de Ekmek ve Gül olarak 25 Kasım’a giderken çeşitli illerde, işyerlerinde, mahallelerde, okullarda, yurtlarda kadınlarla bir araya geliyoruz. 25 Kasım’a kadar her yerde, 25 Kasım’da sokaklarda buluşalım ve tek bir hakkımızdan, tek bir kız kardeşimizden vazgeçmeyeceğimizi haykıralım!” (HABER MERKEZİ)