Narenciye yurdunda kimyasal tesis olmaz | Çukurova'da Hayat
Topraklarından 4 termik santral kovan Erzinliler en son plastiğin ham maddesi olan polipropilen tesisi projesinin ÇED toplantısını yaptırmadı. Erzinliler, tesisi neden istemediklerini anlattı.
Volkan PEKAL
Hatay
Çukurova bölgesinin emek ve ekoloji gündemine odaklanan Çukurova'da Hayat, ilk bölümünde Erzin'de kurulmak istenen kimyasal tesise karşı halkın verdiği yaşam mücadelesini konu alıyor.
Yıllardır termik santrale karşı mücadele veren Erzin halkı bugünlerde plastiğin ham maddesi olan polipropilen tesisi projesi ile karşı karşıya. Byport Petrol Ürünleri Terminal Hizmetleri AŞ tesisi Burnaz sahilinde yapmak istiyor. Bacasız sanayi derken her yerde kirli sanayi bacalarının yükseldiğini ifade eden vatandaşlar narenciyeyi ve bölgedeki hayatı tehdit eden kimyasal kirlilik yaratacak tesise izin vermeyeceklerini söyledi.
TARIM VE TURİZM VARKEN KİRLİ SANAYİYE İZİN VERİLİYOR
Amanos Dağları’ndan Akdeniz’e doğru uzanırken yeşilin maviye döndüğü ilçe, narenciye üretiminin yanında Erzin içmeleri, İssos Antik Kenti, Burnaz Plajı gibi turizm değerlerine sahip. Tüm bu değerlerin kirli sanayiye kurban edilmesine karşı mücadele eden halk daha önce 4 kömürlü termik santrale izin vermedi. Burnaz sahilinde bulunan Erzin doğal gazlı termik santrali ise yasalar değiştirilerek faaliyete geçirildi. Bunu yanında tesisin yakınında Sönmez Çimento Fabrikası ve Burnaz kumsalının karşı kıyısında Yumurtalık Sugözü Termik Santrali bulunuyor. Kirli sanayi nedeniyle narenciye üretiminde sıkıntılar yaşayan Erzin halkı, 4 santralde olduğu gibi polipropilen tesisine izin vermeyeceklerini söylüyor.
Ökkeş Elmasoğlu|Fotoğraf:Volkan Pekal/Evrensel
"BU TESİSE KARŞI DURMAK ZORUNDAYIZ"
Erzin halkı geçtiğimiz günlerde Aşağıburnaz’da yapılmak istenen ÇED halkın katılımı toplantısını yaptırmadı. ÇED toplantısının ardından Erzin Belediyesini ziyaret ettik. Köy köy gezerek halkı tesisin yaratacağı etkilere dair bilgilendiren Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu, halkın yoğun protestosu nedeni ile tamamlanamayan ÇED halkın katılımı toplantısında ön sıralarda yer aldı. Tesisten çıkan zararlı gazların rüzgar etkisi ile Erzin merkezine kadar geniş bir alanı etkileyeceğini ifade eden Elmasoğlu, “Bu tesise karşı durmak zorundayız. Bu tesisin Erzin’de olduğunu gören Avrupa, Rusya, buradan ürün almayacaktır. Yetkililerin bu konuları dikkate alarak tesisten vazgeçmelerini istiyoruz” dedi.
"YER ALTI SULARIMIZA, DENİZİMİZE KADAR HER ŞEY YOK OLACAK’
Türkiye’deki narenciye üretiminin yüzde 20’sinin üretildiği bir yerde söz konusu tesisin yapılmak istenmesinin yanlış olduğunu ifade eden çiftçi Ali Naci Öcal, “Yer altı sularımıza, denizimize kadar her şey yok olacak. Termik santralden sonra meyveler dalında çürümeye başladı” dedi. Termik santralin gazlarının asit yağmurları ile ağaçlarına yağdığını ifade eden Çiftçi Mehmet Avcı da meyvelerin ağaç üzerinde çürümesinden yakındı. Kurulan termik santralin geçmişte var olan domates üretimini sekteye uğrattığını ifade eden Avcı, “Şimdi narenciyede de aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. Burası, o fabrika için uygun bir alan değil” dedi.
Hüseyin Ertaç|Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
"SU KAYNAKLARINI BİTİRECEK"
Burnaz kumsalının yıllardan beri kirli sanayinin tehdidi altında olduğunu ifade eden Erzin Gönüllüleri Derneği Başkanı Hüseyin Ertaç, tesiste kullanılacak soğutma sistemi suyu ihtiyacının yer altı sularından kullanılması sonucu çekilen yer altı suyuna deniz suyu etkisinin artacağını dile getirdi. Bu nedenle toprağın tuzlanacağını ifade eden Ertaç, soğutmadan sonra denize deşarj edilecek sıcak suyun deniz ekosistemini bozarak balık ölümlerini arttıracağını ve denizde plastik kirliliğinin arttıracağını, balıkların ölümüne yol açacağını söyledi.
Mustafa Vural|Fotoğraf:Volkan Pekal/Evrensel
"TARIM ARAZİLERİ HURDACILARLA DOLUYOR"
Toprakların çoraklaşması sonucu verimin düşeceğini ve belki narenciye üretiminin biteceğini söyleyen Yeşilkent Sulama Kooperatifi Başkanı Mustafa Vural, “Bacasız sanayi deyince akla narenciye paketleme fabrikaları, meyve suyu fabrikaları gibi tesislerin kurulmasına izin verileceğini düşündük. Ama en önemli tarım alanlarımızı hurdacılar doldurmakta” dedi.
‘KOOPERATİFTE ÖRGÜTLENELİM’
Tarım politikalarının çiftçiyi zorladığını dile getiren Vural, “2021’den elde edilen para ile 2022 yılı ürününü yetiştirebilmemiz hayal. Su kuyulardan sağlandığı için elektrik fiyatlarına bağlı olarak su fiyatları arttı. Bir dönümün sulama maliyeti yıllık 500 TL. 2021 yılı şubat ayında 1275 TL olan şeker gübrenin tonu bugün 5 bin 500 lira. Ama piyasada yok. Üretimi yapılmadığı söyleniyor” dedi. Tesisin yapılmaması için var güçleri ile mücadele edeceklerini dile getiren Vural, “Ürünlerimizden gerçek anlamda kâr edebilmemiz için örgütlenmemiz şart. Paketlemeyi, soğuk hava depolarını çoğaltalım. Bunu kooperatif kurarak yapabiliriz” dedi.
Ümit Arif Özsoy|Fotoğraf:Volkan Pekal/Evrensel
"ERZİNLİLER DAVA AÇTI"
Tesis sıradan bir sanayi tesisi olmaktan çok öte sadece kimyasal bazlı üretim yapan bir tesis olması nedeniyle dava açtıklarını ifade eden Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü Avukatı Ümit Arif Özsoy, “İlk aşamada buradaki sivil toplum kuruluşları ile birlikte geçici izin belgesini iptali için dava açtık. Ayrıca lisansına ilişkin dava açmayı düşünüyoruz” dedi. Aynı bölgenin komşu parsellerinde kurulmak istenen termik santrallere ilişkin açtıkları davaların pek çoğunu kazandıklarını ifade eden Özsoy, “Kararlarda bölgenin birinci sınıf tarım arazisi olduğu, narenciye ihracat merkezi olduğu, tsunami bölgesi ve deprem bölgesi olduğu, Amanos Dağları’nın yapısı nedeni ile santrallerin bölgenin yoğun bir kirliliğe hapsolmasına neden olacağı belirtiliyordu. Bu davalardaki emsal kararları açtığımız davalarda da dile getirdik” şeklinde konuştu.
Mehmet Özaslan|Fotoğraf:Volkan Pekal/Evrensel
"ÜLKE GENELİNDEKİ TEK TEK MÜCADELELERİN BİRLEŞİK BİR MÜCADELEYE DÖNÜŞMESİ GEREKİR"
EMEK Partisi Erzin İlçe Başkanı Mehmet Özaslan, “Verimli tarım arazileri üzerine sanayi kurulmaz. Burada bir patron para kazanacak. 45 bin nüfuslu Erzin’in geçim kaynağı ellerinden alınacak. Yani mevcut yaşadığımız kapitalist sisteme karşı da mücadele etmemiz gerekir. Ve ülke genelinde tek tek devam eden bu mücadelelerin tüm Türkiye’de birleşik bir mücadeleye dönüşmesi gerekir” dedi.
Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
Evrensel'i Takip Et