19 Kasım 2021 07:15
Son Güncellenme Tarihi: 19 Kasım 2021 12:15

Aliağa'nın kirliliği ciğerimin yarısını aldı, cüruf tesisi ne alacak?

Aliağa’daki kirlilik nedeniyle ciğerinin yarısının alındığını belirten Yusuf Ay, "Cüruf tesisi gelmeden ciğerimin yarısı gitti, gelirse ne olacak?” diye sordu.

Fotoğraf: Eren Saran/Evrensel

Paylaş

Ramis SAĞLAM
İzmir

İzmir’in Aliağa ilçesi Türkiye’nin en çok çevre kirliliğinin yaşandığı ilçelerden biri. Petrokimya, demir çelik, termik santral, gübre sanayi, gemi söküm tesisleri gibi çevre kirliliğine yol açan ağır sanayilerin bulunduğu bölgeye bir de cüruf bertaraf tesisi kurulması planlanıyor.

HABAŞ ve Ekovar şirketleri tarafından yapılması planlanan Batı Ege ve Güney Marmara Endüstriyel Atık Bertaraf Tesisi Aliağa’nın Aşağı ve Yukarı Şehit Kemal, Çıtak, Güzelhisar, Bozköy, Samurlu köyleri (Mahalleleri) başta olmak üzere çevreye zarar verecek.

Cüruf bertaraf tesislerinin yapımıyla ilgili olarak görüştüğümüz Aşağı Şehit Kemal Muhtarı Ayşe Algül, Yukarı Şehit Kemal Muhtarı Kasım Ercan, mahalle halkı ve Aliağa Çevre Platformu (ALÇEP) Sözcüsü Zeki Küçükakyüz tesisi istemediklerini ve sonuna kadar mücadele edeceklerini söylediler.

‘FABRİKALARIN ZARARI BİZE FAZLASIYLA YETİYOR’

Aşağı Şehit Kemal Mahalle Muhtarı Ayşe Algül, tarım dışında fabrikalarda çalışanlar olsa da asıl geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu söyleyerek, “İlla ki, biz köylüyüz” sözleriyle özetledi. Algül, “Mahallemizde yaşanan çevre kirliliği insan sağlığını tehdit ediyor. Çevre kirliliği her geçen gün dayanılmaz bir hal aldı. Çevremizde kurulan fabrikaların zararları bize fazlasıyla yetip artıyor. Sadece biz değil bu bölgede yaşayan hiç kimse hatta Aliağa da bunu kaldıramaz” dedi.

‘KÖYÜMÜZÜN CÜRUF SAHASI OLMASINI İSTEMİYORUZ’

Bölgede yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığını aktaran Algül, cüruf bertaraf projesini yapanların halkı dinlemediğini belirtti. Algül, “Köyümüzün hiçbir şekilde cüruf sahası olmasını istemiyoruz. Projeyi onaylayanlar, cüruf dökülecek sahayı gelip yakından görsünler. Ormanları, su göletlerini, hayvanları, hayvan ağıllarını, orada yaşayan insanları görsünler, ona göre, bizlere sorarak karar versinler. Bizler davamızın arkasında duracağız, çevreci dostlarımızla beraber, halkımızla beraber davamızın peşindeyiz. Bunun buraya kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bütün yetkililere sesleniyoruz, sesimizi duyun” diye konuştu. 

 

‘CÜRUF DÖKÜLÜRSE HER ŞEYİMİZE ZEHİR KARIŞACAK’

Aşağı Kemal Mahallesi’nde yaşayan Nuray Ay ise, “Buraya cüruf tesisi yapılırsa, suyumuzu dahi içemeyeceğiz, toprağımızı işleyemeyeceğiz. Eşim kısa bir süre önce akciğer kanseri oldu. Daha cüruf alanı yapılmadan bölgedeki kirlilikten dolayı hasta oluyoruz. Buraya cüruf dökülürse her şeyimize zehir karışacak. Biz cüruf bertaraf tesisini burada istemiyoruz” dedi.

‘HAVADAN GELEN ZEHİRLİ GAZLAR BİZİ MAHVETTİ’

Köyün Kurucularından Yusuf Ay da “Ben bu köyün ilk kurucuları arasındayım. Birden gelen bir ağrıyla doktora gittim. Doktor ‘Akciğer kanserisin, yarısı gidecek’ ciğerimin yarısı da gitti. Tesis gelirse ne olacak? Cürufu buraya getirip döktüklerinde suyumuza karışacak, doğamıza, bitkilerimize zarar verecek. Nefes aldığımızda ciğerlerimizi mahvedecek. Çoluğumuza, çocuğumuza, yetiştirdiğimiz hayvanlarımıza zarar verecek. Hiçbir kârı olmadığı gibi yararı da yok. Havadan gelen zehirli gazlar bizi mahvetti. Tersanelerden, fabrikalardan gelen zehirli gazlar bizi öldürüyor” diye konuştu.

‘BİRİLERİ KÂR EDECEK DİYE ÖLMEK İSTEMİYORUZ’

Yukarı Şehit Kemal Muhtarı Kasım Ercan, “İlk gün Ekovar’ın, ertesi gün de HABAŞ’ın yapmak istediği ÇED toplantısına, bölgede yaşayan halk olarak tepkimizi göstererek izin vermedik. Hatta tutulan tutanağa ‘Toplantı yapılamadı’ ibaresini yazdırdık” dedi.

Cüruf bertaraf tesisi istemediklerini dile getiren Ercan, bu projeyi yapanların, onaylayanların burada yaşayan halkı düşünmediklerini söyledi. Bütün yetkili kişilere seslendiğini söyleyen Ercan, “Birileri kâr edecek diye bütün köyün sağlığı zarar görecek. Bütün yetkililere sesleniyorum. Bu atık madde tehlikeli bir maddedir, halkımız zarar görecek. Biz cüruf bertaraf tesisini mahallemizde istemiyoruz. Bundan sonra da bu olayı takip edeceğiz. Bu sorun sadece Şehit Kemal köylerinin sorunu değil diğer köylerimizin de sorunu” diye konuştu.

‘ZARARI TÜBİTAK VE MAHKEME KARARLARIYLA TESCİLLENDİ’

Foça Ilıpınar ve Foça yolundaki, cüruf döküm alanlarının çevreye verdiği zararı çok iyi bildiklerini ifade eden ALÇEP Sözcüsü Zeki Küçükakyüz, bu alanlara dökülen cürufların çevreye verdiği zararların hem TÜBİTAK hem de mahkeme kararlarıyla tescillendiğini söyledi. Foça Ilıpınar mevkiinde çıkan yangınları hatırlatan Küçükakyüz, “2013 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi, Foça Ilıpınar Gülsuyu mevkiini cüruf rezerv alanı olarak belirlemişti. O dönem çevre örgütleri, buna karşı dava açmıştı. Mahkeme TÜBİTAK’tan bir rapor istemiş, özellikle suyla teması halinde ekotoksite sebep olduğu belirtilmişti” dedi.

‘CÜRUFÇU FİRMALARA GÜVENMİYORUZ’

Cürufun açık hiçbir alana depolanmaması gerektiğini dile getiren Küçükakyüz, cüruf depolama tesisinin Güzelhisar Göleti’nin bulunduğu alana yapılmak istendiğini söyledi. Küçükakyüz, “Devlet daha birkaç yıl önce bir sürü para harcayarak arıcılar için yaptırdığı bal ormanına şimdi cüruf depolama alanı yapılmasına izin veriyor. Bu bölgenin yer altı su kaynakları buralardan geçiyor” diyerek tepki gösterdi.

Küçükakyüz, “Bizden firmalara güvenmemizi istiyorlar. Ancak daha önce bölgemizdeki firmalar, çevreye verilecek zararın ortadan kaldırılacaklarını söylemişlerdi. Fakat öyle olmadı 10 yıl boyunca sadece cüruf döktüler. Buraya döktükleri cürufu bertaraf edeceklerini söylüyorlar. Eğer öyle yapacaklarsa daha önceki sahalardakini bertaraf etsinler, sonra bizim köylerimize gelsinler. Biz bunların verdiği, vereceği hiçbir söze inanmıyor, güvenmiyoruz. Bölgemize yeni cüruf alanı yapılmasını istemiyoruz” dedi.

‘KÖYLÜ DE TARIM DA BİTECEK’

Şehit Kemal Mahallesi’nde yaşayan Bahri Esen ise, “Cüruf dökülmeden daha bölgedeki fabrikaların isi, küfü buradaki tarıma hayvancılığa çoktan zarar verdi. Cüruf da dökülürse o bölgedeki içme suyunu da kullanamaz hale geleceğiz. Suyumuz, toprağımız yok olacak. Arap Dere mevkiinde her yer kirlenecek, yok olacak. Son 10 yıldır verim zaten dörtte bire düştü. Cürufun tozu bitkinin damarlarına işleyecek, köylü de tarım da bitecek” dedi. 

ÖNCEKİ HABER

Müyesser Yıldız'ın açtığı davada Süleyman Soylu'ya 1 liralık tazminat cezası

SONRAKİ HABER

CHP Sözcüsü Öztrak’tan faiz kararına tepki: Birileri iki saat içinde ‘deveyi hamuduyla götürdü’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa