Uludağ Üniversitesi öğrencisi: Örgütlenmenin büyümesi gerekiyor
"Bu küçük ölçekli örgütlenmenin aslında büyümesi gerekiyor. Çünkü hâlâ diğer yurtlarda bütün bu sorunları yaşayıp ses çıkarmayan öğrenciler var."
Fotoğraf: Evrensel
Uludağ Üniversitesinden bir öğrenci
Uludağ KYK Kız Öğrenci Yurdunda barınmaktayım. Pandemi döneminde yapılmış yeni yurtta kalıyorum. Daha önce 6 kişilik, her tarafı dökülen bir yurtta barınmış bir öğrenci olarak bu sene yeni yapılan, 4 kişilik odalı, çalışma masası ve buzdolabının bulunduğu yani aslında olması gereken standartlarda bir yurda gideceğim için son yılımı rahat geçirmek umuduyla yurda yerleştim.
Fakat yola bile çıkmadan 200 TL ödediğim KYK yurdu ücretlerine iki kere zam geldi. Bu ücret son zamla birlikte 450 TL oldu. 650 TL bursumdan geriye 200 TL kalıyordu. Ev kiraları çok yüksek olduğu için yurtta bir sene daha kalmaya karar verdim. Yerleştiğim gün yurdun üç yokuşun sonuna yapıldığını gördüm. Yurda yerleşmemden iki gün sonra yol çalışmaları başladı ve ben bu yazıyı yazarken üzerinden bir buçuk ay geçmiş olmasına rağmen yol çalışması devam ediyordu. Bu yol bir otobüs güzergahında da değil. Sadece yokuşun dibine gelen minibüsler var. Minibüs durağından yurda da on dakikalık bir yokuş mesafesi var.
Yol şokunu atlattıktan sonra yurda giriş yaptım. Kimliğimi göstererek odama çıktım. İlk bakışta asansörün olduğunu görünce sevindim fakat sadece bir asansörün çalıştığını gördüm. Bu yurtta en az 1500 öğrenci barınmakta. Odama çıkana kadar gördüğüm her şey bana inşaatı bitmemiş bir binaya girmişim izlenimi verdi. Koridorlarda kablolar, ortalıkta sürekli dolaşan işçiler vs... Odama çıktığımda işçilerin çalışırken içtiği sigara izmaritleri ve külleri bile tuvalette yerlerdeydi. Oda hiçbir şekilde temizlenmiş değildi.
Akşam yemeğe gitmek istediğimde yemekhanenin açık olmadığını öğrendim. 30 Eylül’de öğrencilerin geleceğini bilen yurt yönetimi, 1500 öğrencinin barınacağı yurdun yemekhanesini açmamıştı. İdareye sorduğumda bir süreliğine yokuş aşağısında kalan Halime Hatun KYK Kız Öğrenci Yurdunda yemek yiyeceğimiz bilgisini verdi. Halime Hatun da en az 1500 öğrenci barındıran bir yurt ve her yemek saatinde yemek sırası insanı hayretlere düşürecek şekilde uzuyor. Ben her seferinde en az bir saat sırada bekledikten sonra yemek yedim. Yaklaşık 3 hafta sonra kendi yurdumuzun yemekhanesi açıldı. Yemekhanede kimse maske konusunda bizi uyarmıyordu. Yurtta kovid vakaları görüldüğü zaman maske takmamız söylendi.
Yurda gelmeden önce yemek fişlerimizin arttığını öğrenmiştim, yemek fiyatlarını görünce bunun hiçbir şey ifade etmediğini anladım. Bütün fiyatlar birer ikişer lira artmış ve biz eskiden yiyebildiğimizi bile yiyemez olmuştuk. Ayrıca fiyatlar bu kadar yüksek olmasına rağmen yemekler tabiri caizse rezalet durumdaydı ki bu durum hâlâ devam etmekte. Yediğim hiçbir yemekten sonra doyduğumu hissetmedim. Yurt yemekhanesinde hijyene dair de hiçbir şeyden söz edilemez. Herkes aynı kaşıklığa uzanıyor ve bu kaşıklar çoğunlukla kirli olmakta. Bazen tabaklar bile kirli olabiliyor. Çorba artığı temizlenmemiş bir tabağa cacık doldurduklarını bile gördüm.
Barındığım yurda dair bu kadar sorun yaşadıktan sonra etrafımdaki birçok öğrencinin de benimle benzer sorunlar yaşadığını gördüm. Bunun üzerine oda arkadaşlarımla yurdun sitesinden şikayet ve talepler kısmına sorunlarımızı yazdık. Bir süre sonra yurdu denetlemeye bir yetkilinin geldiğine şahit olduk. Kendisine gidip sorunlarımızdan bahsettim ve bizim her türlü sorunumuzla ilgileneceğini söyledi. Benim dışımda birçok öğrenci kendisiyle konuştu. Ben bu sırada denetlemeye gelen yetkilinin ve yemekhanenin kasa kısmında çalışan kişiyle arasında geçen diyaloğa şahit oldum. Yetkili, ekranın öğrencilerin göreceği şekilde bize döndürülmesi konusunda ısrarla çalışanı uyardı ve konuşmalardan anlaşılacağı üzere bu uyarı daha önce yapılmıştı. Fakat biz hiçbir zaman o ekranın bize döndüğünü görmedik. Söz konusu ekranda yemek fişlerimizin ne kadarını kullandığımız yazmakta. Tüm bunlardan sonra da yurt yemekhanesinde hiçbir düzeltme olmadı. Başvurabileceğim hemen her yere başvurdum fakat ne herhangi bir geri dönüş ne de bir düzeltme söz konusu olmadı.
Sorunlar bunlarla da bitmiyor. Her öğrencinin en az bir tane online devam eden dersi olmasına rağmen yurtlarda hâlâ Wi-Fi sorunu çözülemedi. Diğer yurtlarda barınan öğrencilerin de Wi-Fi’ye okul başladığı günden beri hiç bağlanamadığını öğrendim.
Halime Hatun KYK Kız Öğrenci Yurdunda barınan öğrenciler 14 Kasım akşamı yemekten kurt çıkması üzerine eylem yaptılar. Bu eylemde yemekhanede yaşadıkları fiyat, yemek kalitesi ve hijyen gibi sorunların düzeltilmesi yönünde taleplerinin yanında Wi-Fi taleplerini de dile getirdiler. Bu protesto öğrencilerin bu kadar sorunun karşısında nerde durduklarını çok net ortaya koyuyor aslında. Başvuracakları hiçbir kanal kalmayan öğrenciler, Türkiye’de her alanda olduğu gibi kendi sorunlarıyla baş başa kaldı. Bu protesto da bu sorunların nihai sonuçlarından biri. Ve bu küçük ölçekli örgütlenmenin aslında büyümesi gerekiyor. Çünkü hâlâ diğer yurtlarda bütün bu sorunları yaşayıp ses çıkarmayan öğrenciler var. Öğrencilerin yalnız olmadıklarını birlikte dayanışarak görmeleri gerekiyor. Öğrenciler, birlikte hareket etmeden sorunlarını kolektif bir şekilde dile getirmeden adım atılamayacak.