18 Kasım 2021 12:08 Güncelleme: 19 Kasım 2021 07:43

Genel-İş üyesi kadınlardan 25 Kasım çağrısı: Şiddete karşı örgütlü mücadele etmeliyiz

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir şubelerinde örgütlü kadınlar 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü" yaklaşırken taleplerini dile getirdi.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Dilek OMAKLILAR
Eda AKTAŞ
İzmir  


DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir Şubelerinde örgütlü kadınlarla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü yaklaşırken taleplerini konuştuk. İşçi kadınlar, şiddetin her alanda olduğunu, buna karşı örgütlü mücadele etmenin önemine vurgu yaptı. hayatın her alanında eşitlik talep eden kadın işçiler, kadın cinayetlerinin engellenmesi için “İstanbul Sözleşmesi uygulanmalı” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğünde çalışan Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Üyesi Hazal Palabıyık, kadın şiddetinin evde, sokakta, çalışma hayatında fiziksel ve şiddetin diğer türleriyle özellikle sosyal medya ile birlikte flört şiddetiyle iç içe bir kavram olduğunu söyledi. Palabıyık, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü artan kadın cinayetlerine dikkat çektiğimiz, daha çok ses çıkardığımız bir güne dönüştü. Hayatını kaybeden kadınlar açısından da baktığımızda umarım sayılarını durdurabileceğimiz, sadece kazandığımız hakları kutlayacağımız şekilde hatırlamaya devam ederiz” dedi.

"KADIN CİNAYETLERİ İÇİN ÖNLEMLER ALINSIN"

Fen İşlerinde çalışan Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Üyesi Nükhet Sönmez ise, “Yalnız bir anneyim, bir oğlum var. Bu şehirde olduğum için mutluyum, çoğu insandan çok daha şanslı hissediyorum kendimi ama her gün bir kadın cinayetine tanık olmak beni çok üzüyor. Bunun için gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum ve İstanbul Sözleşmesi’ne evet diyorum” diyerek sözleşmeden vazgeçilmesini eleştirdi.

"EN ÖNEMLİ TALEBİMİZ BARINAK SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ"

Süpürge Personeli olarak çalışan Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Üyesi Sinem Han da kadınların her yerde hayatı güzelleştirdiğini söyleyerek, “Görevi yaparken övgüler de alıyoruz ama aynı zamanda kadınların burada ne işi var gibi tepkiler de alıyoruz. Yaşadığımız sorunlar çalıştığımız yerde de kadın olarak zor. Lavaboya giderken bile zorlanıyoruz, kimi almıyor. Zorluklar oluyor” dedi.

Barınak sorunu yaşadıklarını söyleyen Han, “Bu yüzden de zorlanıyoruz. En önemli talebimiz, barınma yerlerimizin olmasını istiyoruz. Gidip bir yerde otururken bile zorlanıyoruz. Barınağımız olsa daha özgür oluruz. Hava etkeni zaten zorluyor” diyerek en önemli talebini söyledi.  

"HAYATIN İÇİNDEYİZ, EŞİTLİK İSTİYORUZ"

Güvenlik görevlisi Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Üyesi Güllü Gül, her anlamda emekçi olduğunu belirterek, “Evde, sokakta, iş yerinde her yerde emekçiyim. Yaşadığımız sorunlar toplumsal baskı, kutsallaştırdığımız inançlar var geleneklerimiz göreneklerimiz var, olsun ama bunlar bizi yok etmemeli. Kadınların en önemli talebi, ekonomik özgürlüğü olması. Kadın çalıştığı yerde saygı görmeli, kadının var olduğunu kabul etmeliyiz. Kadının emeği her yerde. Eşitlik istiyoruz. Hayatın içindeyiz, kendimizi kabul ettireceğiz onlar etmese de. Biz varız” diye konuştu.

izmir genel iş üyesi kadınlar

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN UYGULANMASINI İSTİYORUZ"

Güvenlik görevlisi Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Üyesi Gülçin Çeçen Yıldız ise, “Biz yaşamın kendisiyiz, biz hayatız. Özellikle kadınsınız var olmalısınız diyorlar bu değil, biz zaten yaşamın kendisiyiz. Bize ayrıcalıklar yapılmasına gerek yok biz zaten var olanız” dedi.

Bir gün bile kadın cinayetinin olmadığı, bir gün bile bıçaklanmadığı günün olmadığını söyleyen Yıldız, “Katledilen bir toplumuz ama kadın adım attığında katlediliyor. Bir kadın arkadaşımız mimar, sokakta yürürken katlediliyor ve avukatın çocuğu diyorlar. Ama yanlış, o bir birey ve erkek. Yok, psikolojik sorunları vardı, kime suçlu desek ailesiyle sorunu vardı, psikolojik sorunu vardı diyorlar. Aslında bu değil, o bir katil. Umarım haklarımız çoğalır. En önemli talebimiz İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istiyoruz. Bizim buna ihtiyacımız var” dedi.

"KADINLARIN MÜCADELESİ DEĞİŞTİRECEK"

Genel İş 3 No’lu Şube Üyesi Hazal Beytaş, “Öncelikle İstanbul Sözleşmesi’nin mutlaka yürürlüğe girmesini istiyoruz. Bize tutulan mikrofonlar erkeklere de tutulmalı, kadın hakları konusunda keşke onlar da bizim söyleyeceklerimizi söylese. Ayrıca kadın cinayetleri politiktir. Meclistekiler istese bu tabloyu değiştirebilir, engelleyebilir. İstanbul Sözleşmesi’ni rafa kaldıranlardan elbette bekleyemeyiz ama en azından iktidar yanındaki kadınların bunu fark etmeleri çok önemli. Ama bu bizim bilinçli mücadelemizle gerçekleşecektir, o yüzden kadınlar olarak farkındalık da oluşturmalıyız” diye konuştu.  

DAYANIŞMA VE ÖRGÜTLENME VURGUSU

ESHOT’ta şoför olarak çalışan Genel-İş İzmir 1 No’lu Şube Disiplin Kurulu Üyesi Meral Tekin ise, kadın şoför olarak sayılarının az olduğunu 2 binin üzerinde erkek şoför varken kadınların 110 kişi olduklarını söyledi. Tekin, “25 Kasım’a katılacağız ve orada da sesimizi duyuracağız. Kadınlara daha hoş görülü davranılmalı, bizler her alandayız. Şiddette ilk akla gelen fiziksel şiddet ama ben direksiyondayken erkek bir vatandaşın olumsuz tepkisiyle karşılaştığımda sosyal şiddet uyguluyor, bunları arkadaşlarımız yaşadı bunlar olmamalı. İzmir’de vatandaşlarımız kabullendi, arkadaşlarımızdan da sıkıntı yaşamıyoruz. Ama genel olarak Türkiye’de baktığımızda kadınlar çok zor şartlarda yaşıyor, ötelenerek çalışıyorlar. Biz şiddete hep karşıyız. Kimsenin bunu yaşatmaya hakkı yok” dedi.

Örgütlü mücadelenin önemine de vurgu yapan Tekin, “Çoğalıyoruz. Sendikanın bize ne kazandıracağını, örgütlenirsek neler olur başta bilmezdik ama şimdi etkin oldukça ne kadar fayda sağladığını da gördük, birlik beraberlik çok önemli” diye ekledi.

Reklam