TİHV Akademi: Barış Akademisyenlerinin yüzde 39’unun tam zamanlı işi yok
İhraç edilen barış akademisyenlerinin yüzde 39’unun tam zamanlı bir işi yok. Yüzde 14.2’si asgari ücretin altında ücretle çalışıyor, yüzde 36.8’i sosyal güvenceye sahip değil.
Fotoğraf: MA
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Akademi “Barış İçin Akademisyenler: Güncel Durum” raporunu yayınladı. İhraç edilen barış akademisyenlerinin yüzde 39’unun tam zamanlı bir işi olmadığı aktarılan raporda, Yüzde 14.2’si asgari ücretin altında ücretle çalıştığı, yüzde 36.8’inin sosyal güvenceye sahip olmadığı ortaya çıktı Ayrıca 10 akademisyenden 1’inin sağlık güvencesinin olmadığı ifade edildi.
2017 yılından bu yana ihraç edilen Barış Akademisyenlerinin durumunu periyodik olarak raporlayan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Akademi yayınladığı son raporunda, OHAL Komisyonu’nun Barış Akademisyenlerinin başvurularına ret kararı vermesinin etkileri ve ihraç edilmiş Barış Akademisyenlerinin güncel durumuna ilişkin çevrimiçi gerçekleştirilen anket çalışmasının bulgularına yer verildi. Raporda, ihraç edilen her 7 barış akademisyeninden 1’i gelir getirici bir işe sahip olmadığı, yüzde 39’unun da tam zamanlı bir işi yok olmadığı ifade edildi. Yüzde 39.6’sının sosyal güvenceye sahipken, sosyal güvencesi olmayanların oranının yüzde 36.8 olduğu aktarılan raporda, “Sağlık güvencesi de akademisyenlerin için sorun olmaya devam ediyor. Her on akademisyenden birinin sağlık güvencesi yok. Sağlık sigortasını kendi ödeyenlerin oranı ise yüzde 6.6” denildi.
"YÜZDE 14.2’Sİ ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA GELİRE SAHİP"
Akademisyenlerin adil gelir haklarının ihlal edildiği ifade edilen raporda, “Türkiye’de akademisyenlerin gelir diliminin altında bir gelirle yaşayanların oranı yüzde 58.5 belirlenirken; yüzde 6.6’sı çalışmanın yapıldığı sırada hiçbir gelirinin olmadığını, yüzde 14.2’si ise asgari ücretin altında gelire sahip olduğunu bildirdi. İhraç edilmelerinin üzerinden yıllar geçmesine karşın, ihraç edilen Barış akademisyenlerinin neredeyse yarısı hala ekonomik desteğe ihtiyaç duyuyor” denildi. Raporda, yapılan ankete katılan her iki akademisyenden biri ‘Akademik çalışmalarım parçalı ve düzensiz hale geldi’ dediği aktarıldı. Anket katılımcılarının yüzde 60’ının akademik çalışma yapma konusunda motivasyonunu yitirdiği belirtilen raporda, 4 akademisyenden biri ise kütüphane ve veri gibi kaynaklara erişemediğini aktarıldı.
Raporda, “Bulgulardan hareketle, ancak ihtiyatla, akademisyenlerin iş, çalışma ve gelire ilişkin iki sene önceye nazaran daha iyi durumda olduğu söylenebilir. Buna karşın ihracın akademisyenlerin mesleklerini icra etme üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra belirsizlik hissinin de devam etmesine neden olduğu görülüyor. Muhtemelen anket çalışması OHAL Komisyonu kararlarının ardından tekrarlanmış olsa bu hislerin daha yoğunlaştığı görülebilirdi. AYM kararına istinaden Barış İçin Akademisyenlerin beraat etmesi, bir başka deyişle suçsuzluklarının ilan edilmesine karşın, yapısı ve çalışma metodolojisi bakımından sorunlu bir idari mekanizma olan OHAL Komisyonunun fiili cezalandırmayı devam ettirmesi hukuken suçtur ve kabul edilemezdir. Komisyon, idari bir mekanizma niteliği taşımasına rağmen, ülkenin en yüksek anayasal yargı organı olan Anayasa Mahkemesinin (AYM) kararlarını dikkate almayarak –tanımayarak- karar almaktadır” denildi. (Ankara/EVRENSEL)