Güvenli kampüsler için 25 Kasım’da mücadeleye
25 Kasım’da var olduğumuz her alanda şiddetsiz, eşit ve yaşanabilir bir dünya için sesimizi birleştiriyoruz: baskıya, gericiliğe, eşitsizliğe, sömürüye ve şiddete karşı mücadeleye!
Fotoğraf: Freepik
Hacettepe Kadın Çalışmaları Topluluğu
Kadınların bugün açısından sıkıştırıldığı baskı, şiddet ve sömürü kıskacının her geçen gün kadına yönelik şiddeti, tacizi ve cinayetleri artırdığı bir durumla karşı karşıyayız. İş yerlerinden evlere, sokaklardan kampüslere kadar her alanda bu sorunlarla yüz yüze kalmaktayız. Ekonomik krizin bu sorunları perçinlemesi ise cabası… İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasından sonra bu problemlerin artması ise bir başka sorun. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, iktidarın ve yargının kadın cinayetlerine yönelik tutumu bugün üniversitelerde genç kadınların yaşadıkları problemleri de arttıran ve yakından etkileyen bir olgu olarak yansıyor. Her geçen gün şahit olduğumuz kadına yönelik şiddet ve taciz olayları durumun en yalın ifadesi konumunda.
Üniversiteli genç kadınların yaşadıkları sorunlar da bu sorunlarla paralel gelişmekte. Kampüslerdeki yetersiz ışıklandırmalar, yaşanan taciz olaylarında okul yönetiminin kayıtsız tutumu ve genç kadınları ilgilendiren konularda herhangi bir söz hakkının tanınmaması şu anda üniversitelerde yaşadığımız birincil problemleri oluşturuyor. Hacettepe Üniversitesi açısından da bu durum diğer üniversitelerle benzer gelişiyor. Bu kapsamda 25 Kasım Hacettepe Üniversitesi içerisinde yaşadığımız özgün problemler açısından da öğrencileri yakından ilgilendiren bir tarih.
CİTÖB İŞLEVLİ HALE GETİRİLSİN
İçinde bulunduğumuz süreç açısından güvenlik biriminin ve Rektörlüğün genç kadınların kampüste yaşadığı sorunlara kayıtsız kalması, ancak öğrencilerin tepkileri doğrultusunda işleyişe geçmesi ve gelişen taciz ve şiddet olaylarında süreci şeffaf yürütmemesi olası bir şiddetin var olmasına ön ayak oluyor. Devamında Hacettepe Üniversitesinin Cinsel Tacizi Önleme Birimi’nin okulda bir taciz ve şiddet olayı yaşanmadıkça harekete geçmiyor olması, CİTÖB dinamiğinde öğrencilere yer verilmemesi ve CİTÖB’ün işlevsizliğinden kaynaklı olarak öğrencilerin CİTÖB gibi bir birimden haberdar olmamaları bu sorunların çözülmesinde handikap oluşturuyor. Öğrencilerin hayatlarını yakından ilgilendiren bu sorunlar 25 Kasım’a giderken tekrar dile getirmemiz gereken sorunları oluşturuyor.
Bunlar sonucunda Hacettepe Üniversitesi içerisinde kadınların sorunlarını en yakından konuşup çözüm arayışına girebileceği alan Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönem de öğrencilerin sürekli sorunlarla karşı karşıya kalması ve gerekli mercilere ulaşımın sınırlı olması gibi sorunlarla açıldı. Bu kapsamda toplulukların öğrencilerin sorunları için işlevsel kullanılması gerektiği ve toplulukların öğrencilerin sorunlarında bir araya gelmesi gerekiyor.
25 KASIM’DA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM
Her ne kadar çeşitli sorunlar yaşasak da Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin geliştirdiği tepkiler hem sorunu çözmeye hem de kampüste olası bir taciz ya da şiddet olayının önüne geçiyor. Öğrenci tepkisinin sağladığı birçok kazanımı Hacettepe Üniversitesinde gözlemlemek mümkün. Yakın zamanda kampüste gerçekleşen bir taciz durumunda fail, öğrencilerin tepkisiyle uzaklaştırma aldı. Güvenlik birimi ve okul yönetiminin konuya dair pasif kalması ve herhangi bir işlem uygulamaktan imtina etmesine karşın Hacettepe öğrencilerinin ısrarlı tutumu bu konu özelinde değişiklik yaratarak işlem başlatılmasını sağladı. Ayrıca Kadın Çalışmaları Topluluğundan bir temsilcinin öğrencilerin yaşadıkları problemlerde CİTÖB ile toplantıya girmesi de bir başka kazanımımız.
Bu bağlamda, kampüs içinde ve dışında kadın mücadelesini büyütmek bugün için zorunludur. Dolayısıyla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü önem arz ediyor. Gün geçtikçe artan kadına yönelik şiddet ve türevi sorunlar, bugün bu koşullarda ancak kadın mücadelesinin var olması ve büyümesiyle sönümlenecektir. Bu açıdan 25 Kasım’da var olduğumuz her alanda şiddetsiz, eşit ve yaşanabilir bir dünya için sesimizi birleştiriyoruz: baskıya, gericiliğe, eşitsizliğe, sömürüye ve şiddete karşı mücadeleye!