Gücümüzün birliğimizden geldiğinin farkındayız
Bütçemin büyük bir kısmı eğitim ve barınma masraflarıma gidiyor. Kendimi geliştirmek; sinemaya, tiyatroya, belki bir şehir gezisine gitmek istediğimde ise kredi kartı borcum sürekli derinleşiyor.
Fotoğraf: Unsplash
Dilara
Gaziantep Üniversitesi/Ümmü Gülsüm Kız Öğrenci Yurdu
Merhaba ben Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi bir genç kadınım. Aynı zamanda Ümmü Gülsüm Kız Öğrenci Yurdunda kalıyorum. Bu mektubumda yurtta yaşanan sorunlara değinmek, bu sorunlar karşısında geçtiğimiz günlerde çıkan isyanı ve öğrenciler üzerindeki etkilerini anlatmak istiyorum.
Ben özel bir burs ve KYK kredisi alan, Türkiye şartlarında bir üniversiteli için ortalama denebilecek bir hayat yaşıyorum. Yine de bütçemin büyük bir kısmı eğitim ve barınma masraflarıma gidiyor. Hayatımın en verimli yıllarında kendimi geliştirmek; sinemaya, tiyatroya, belki bir şehir gezisine gitmek istediğimde ise kredi kartı borcum sürekli derinleşiyor. Ortalama dediysem eve çıkmamamın bundaki etkisi göz ardı edilemez. Antep şartlarında eve çıkmaya kalksam 1+0 bir odaya en az 1000 lira kira vermem gerekecek ve bu durumda kredi kartı borcum daha da derinleşecek. Hem de en temel ihtiyaçlarım için olmuş olacak. Dışarıda ortalama bir yemek yemenin bile bir öğrenciye lüks görüldüğü bu dönemde yurtta kalmanın kişisel bir tercih gibi algılanmaması gerekir. Buradaki asıl mesele hayat şartlarının biz gençlere her zaman en ucuz olanın en kaliteli ve en verimli olandan daha makul olduğunu dayatmasıdır. Benim kaldığım yurtta 3 binden fazla öğrenci kalıyor. 4 tane 11 katlı blok var ve çoğu zaman asansörlerden birisi bozuk oluyor. Ben 10. katta kalıyorum ve bazen odama yürüyerek inip çıkmak zorunda kalıyorum. Asansör bozuk dediğimizde ise bize “parçası bozuk, gelecek” diyorlar ama o parçanın gelmesi 5 haftayı buluyor. Bu kadar kalabalık bir yurdun iki küçük yemekhanesi olması ise yurt yaşantısını zorlaştıran sorunlardan yalnızca birisi. 10. kattan yürüyerek in, yemekhaneye gel, sıra bekle, güzel yemekler çoktan bitmiş olsun, tatsız tuzsuz olanları al ve doymaya çalış. Bu saydıklarım sadece benim sorunlarım değil. Ümmü Gülsüm Yurdunda kalan bütün öğrenciler aynı sorunu yaşıyor. Biliyoruz ki bütün KYK yurtlarında benzer sorunlar yaşanıyor.
KURTULUŞUMUZ GERÇEK GÜCÜMÜZÜN FARKINA VARMAKTA
Tabii ki bu süreçte bizim yurdumuzu biraz daha ön plana çıkaran bir mesele var: İsyan. Ben odamda müzik dinlerken birden dışarıdan yoğun bir gürültü geldiğini duydum. Oda arkadaşlarımla ne oluyor diye bakmak için cama çıktığımızda ise fark ettik ki yurtta isyan çıkmıştı. İlk defa karşılaştığım bu durum karşısında yaşadığım heyecan ve şaşkınlık duygusu saniyeler içinde yerini gururla beraber bir aidiyet hissine bıraktı. Çok fazla öğrencinin katıldığı isyan çok coşkuluydu, her saniye ses artıyordu ve bir saatten fazla sürdü. Gecenin devamında yurda polis geldi, güvenlik sürekli megafonla içeri geçin uyarısı yapıyordu ve katılan öğrenciler anonsla yurttan atılmakla tehdit edildiler. Ama bunların hiçbirinin bir önemi kalmamıştı çünkü bu kadar öğrenciye hiçbir şey yapamazlardı. Gücümüzün birliğimizden geldiğinin farkındaydık. Devamında geçici olacağını bildiğimiz bir süreliğine de olsa şartların iyileştirildiği, yani kazanımla çıktığımız bu isyan bize öğretti ki sesimizi çıkarıp birlik olduğumuzda çok daha güçlüyüz. Bir kişi değil, patlamaya hazır yüzlerce öğrenciyiz, ki yurdun geneline vurduğumuzda bu sayı milyonları buluyor. Kurtuluşumuz gerçek gücümüzün farkına varmakta, gücümüz ise birliğimizde.Spot: Kazanımla çıktığımız bu isyan bize öğretti ki sesimizi çıkarıp birlik olduğumuzda çok daha güçlüyüz.