Bülent Falakaoğlu: Basit bir faiz sorunu değil; model tıkandı, alternatif şart
Sorun basitçe faiz politikasıyla ya da enflasyonu kontrol altına alarak çözülebilecek düzeyde değil! İki modeli aşacak ciddi alternatif model konulmadığında ekonomi bir krizden diğerine sürüklenecek.
Fotoğraf: Metin Aktaş/AA
Bülent FALAKAOĞLU
‘Faiz kamburundan kurtuluyorsun’ propagandası eşliğinde vatandaşın sırtına ‘yoksulluk kamburu’ bindiriliyor.
Şeker sınırlı satılıyor. Kurdaki yüksek enflasyon, ham madde bulmayı zorlaştırıyor. Artık piyasada vade isteyenlere dövizli kontrat yapılıyor. Cumhurbaşkanı kurtuluş savaşına davet ettikçe parası olan dolara koşuyor.
Banka ve sanayi sermayesi açısından bağımlı kapitalist ülke Türkiye’de başka türlü olması da mümkün değil. 2001 sonrası bağımlılığı derinleştiren, büyük sermaye kesimlerinin çıkarlarını önceleyen model, 2008 küresel krizi sırasında tekledi, 2013 sonrasında sermaye girişleri yavaşlamaya başladığında tıkandı.
2013 sonrasında AKP’nin hayata geçirdiği model, ucuz faiz ve krediyle yürüyen model de artık işlemiyor. TL’nin dolar karşısında değer kaybının yıl başından bu yana yüzde 35’i bulması, bize işlememeyi anlatıyor.
Muhalefet partileri faizleri artırmaktan, “yapısal reformlardan” söz ediyorlar. Bu iç talebi daraltarak enflasyonu sınırlama önerisi. Bildiğimiz, halkı yoksullaştıracak, ‘kemer sıkma’ politikası önerisi.
Aynı zamanda tıkanan 2001 modeline geçiş önerisi. Sorun basitçe faiz politikasıyla ya da enflasyonu kontrol altına alarak çözülebilecek bir düzeyde değil! İki modeli de aşacak ciddi alternatif model konulmadığında ekonomi bir krizden diğerine sürüklenecek.