Asgari ücret için miting çağrısı
Adana’da çeşitli iş kollarında çalışan işçiler asgari ücret gündemiyle bir araya geldi, neler yapacaklarını tartıştı. İşçiler Adana’da büyük bir mitingin yapılması gerektiğini söyledi.
Fotoğraf: Evrensel
Halil İMREK
Adana
İğneden ipliğe gelen zamlar, eriyen ücretler ve yoksulluğun derinleşmesiyle birlikte işçilerin ekonomik durumu daha fazla gündeme geldi. Birçok televizyonda asgari ücret konuşulur hale gelirken, iktidar ve sermaye kanadından da, henüz görüşmeler başlamamışken çeşitli açıklamalar yapılmaya başlandı. İşçilerin yarısının asgari ücretle çalıştığı, çalışma saatlerinin uzadıkça uzadığı, ardı arkası kesilmeyen zamlar, vergi kesintileri, TL’nin değer kaybetmesiyle birlikte açlık ve yoksulluk daha da büyüdü.
Adana’da çeşitli iş kollarında çalışan işçiler ekonomik sorunlar ve asgari ücret gündemleriyle bir araya geldi. TÜMTİS şube binasında yapılan toplantıya Şube Başkanı Halil Çekin ve Şube Sekreteri Şehmus Çelik’in yanı sıra sendika üyesi onlarca taşıma, nakliye ve ambar işçisi, belediye iş kolunda çalışan DİSK/Genel-İş üyesi işçi ve temsilciler, parkomat, tekstil ve petrokimya işçileri, Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Hüseyin Kaya, Öz İplik-İş Örgütlenme Uzmanı Sedat Çetin ve Emek Partisi yöneticileri katıldı.
"BELEDİYEDE ASGARİ ÜCRET ALIYORUM"
Sözleşme süreci içinde olduklarını söyleyen bir belediye işçisi, “DİSK asgari ücretin net 5 bin 200 olmasını istedi. Bizim belediyede ‘asgari ücret’ 3 bin 100 ila 3 bin 300 lira arasında. Eğer asgari ücretli için 5 bin 200 deniyorsa benim belediyede 6-7 bin lira ücret almam lazım. Ben 8 yıllık bir işçiyim. Böyle düşündüğümüzde sendikalı olmamın, TİS yapmamın nasıl bir farkı olacak? Birlik olursak, sendikamızda başlayarak birleşir, sesimizi yükseltirsek ve bütün işçilerle birleşirsek o zaman bazı haklar elde ederiz. Hepimiz işçiyiz, onun için hepimizin birlik olması lazım, büyük bir miting yapmamız lazım” dedi.
"ASGARİ ÜCRET 250 DOLARA DÜŞTÜ"
İşçi birliğinden, işçi mücadelesinden başka bir kurtuluşun olmadığını söyleyen parkomat işçisi, asgari ücret ile ilgili hesabın açık olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Dolar kurundaki artış nedeniyle asgari ücrette ciddi erime oldu. Bu yılın başında 2 bin 825 lira olan asgari ücret 383 dolara tekabül ediyordu. Bugün asgari ücret ancak 250 dolar ediyor. Asgari ücretteki bu kaybı öncelikle karşılasınlar. İşçi 383 doları istese 4 bin 200 lira yapar. Buna yüzde 20 enflasyon payını üstüne koyarsan DİSK’in açıkladığı 5 bin 200 rakamı eder” dedi.
"TİS, CHP’NİN AÇIKLADIĞI ASGARİ ÜCRET KADAR"
Seyhan Belediyesinden bir işçi de 2.5 yıldır sendikalı olduklarını, geçen dönem imzalanan TİS’in asgari ücret civarında olduğunu, CHP’nin 2021 yılı için açıkladığı 3 bin 100 TL’nin belediye gibi kamu kurumunda kendilerinin aldığı ücret haline geldiğini söyledi. İşçi, bu yıl da TİS süreci olduğunu, kayıplarını karşılayacakları bir sözleşme beklediklerini ifade etti. Sendikaların yeteri kadar örgütlenme çalışması yapmadığı için işçilerin alanlarda olmadığını söyleyen belediye işçisi, “Hep beraber hareket edersek. Çevremizi katarsak değişim olur” dedi.
"DÜNYAMIZ İŞE GEL EVE GİTLE SINIRLI OLMAMALI"
Aras Kargo İşyeri Temsilcisi Resul Uğurlu da TÜMTİS’in Aras Kargo’da örgütlendiğini ve toplu sözleşme yaptığını hatırlattı. Adana’da 170 kişi olduklarını belirten Uğurlu, sendikalaşma ile işin bitmediğini söyledi. Uğurlu, “Aras Kargo işçisi sendikaya gelirse, ambar işçileri ile tanışırsa, UPS işçileri ile tanışırsa, başka iş kollarında işçilerle tanışırsa kendi içinde sınırlı kalmaz. Daha geniş bakar, dünyası dar kalmaz ve bu davanın bütün işçiler için olduğunu anlar. Nasıl daha önce birileri kendisini sendikalı yapmaya çalıştıysa o da sendikasız olan bir yerleri sendikalı yaparsa mücadelesi daha güçlü olur. Dünyamızın işe gel, eve gitle sınırlı olmaması lazım” şeklinde konuştu.
"İŞÇİLER SENDİKALARIN YÖNETİMİNE GİRMELİ"
Emekli bir liman işçisi ve Eski TÜMTİS Üyesi Harun Özkan da Adana’da Sasa, TEMSA gibi birçok fabrikada ve iş kolunda çalıştığını söyledi. Özkan, “İşçilerin hangi iş kolunda olursa olsun sendikalaşması lazım. Sendika yönetimlerini sendika ağalarına sendika bürokratlarına bırakmaması lazım. Sendikalarına sahip çıkıp yönetimlerine girmeleri gerek” dedi.
"SOKAĞI ISITMAMIZ GEREKİYOR"
TÜMTİS Şube Başkanı Halil Çekin Adana’da konfederasyon farkı olmaksızın mücadele eden sendikalarla hareket ettiklerini söyledi. Uzun zamandır işçi hareketinin sendikaların üzerinde ölü toprağı olduğunu belirten Çekin, “Mutfak yangın yeri, dolar alıp başını gitti. Her şeye zam geliyor. İşçinin ücretleri eridi. İşsizlik, yoksulluk tavan yapmış. TÜMTİS üyeleri, ambar, kargo işçileri; Adana işçilerinin lokomotifi olmalı, dönem dönem bunu yaptık. Diğer sendikaların, işçilerin önüne düşmemiz lazım, ayağa kaldırmamız gerek. Sokağa bir çıkıldı mı, arkası geliyor, sokaklar bir ısındı mı artık işçi rahat hakkını arar” dedi.
"BÜTÜN İLLERDE MİTİNG OLMALI"
TÜMTİS Yöneticisi Mehmet Kılıç, suçun sendikalarda olduğunu, işçileri eğitmediğini mücadeleye hazır etmediğini söyledi. Uzun zamandır sokakların işçilere yasaklandığını hatırlatan Kılıç, “Kaybettiklerimizi versinler, TL’nin dolar karşısındaki kaybını karşılasınlar. Sendikaların bu zamlar, hayat pahalılığı karşısında insanca yaşayacak bir ücret için işçileri hareketlendirip miting yapması lazım. Bütün illerde miting olmalı. 20-25 yıl önce işçiler senede 5-10 defa mitingler yapıyordu. Şimdi mitingler, büyük işçi gösterileri unutuldu. Çıkardık sokağa yürüyüş yapardık, sendikalar da duyarsız kalıyor” dedi.
"SENDİKA AYRIMI YAPMADAN BİRLEŞMELİYİZ"
Öz İplik-İş Örgütlenme Uzmanı Sedat Çetin de sendikada fark etmeksizin işçilerin birleşmesi gerektiğini belirtti. İşçinin dininin, milliyetinin, dilinin patronlar için bir önemi olmadığını hatırlatan Çetin, “Sendikanın adının A, B, C olması önemli değil patronlar için, onlar kârına, üretimine bakarlar. En dinci, en milliyetçi veya solcuyum diyen patron da parasına, çıkarına bakar. İşçi de patronların karşısında ayrım yapmadan kendi çıkarına bakmalı, kendi geleceği için birleşmek zorunda. İşçi evinin ailesinin geçini sağlamak için işe gidiyor, boş zaman geçirmeye gitmiyor. Emek veriyor, alın teri döküyor. Bunun karşılığını da alması gerekir. Bunun yolu da mücadele etmekten geçiyor. Tek başına bir şey olmuyor. Kurtarıcı da gelmeyecek. Asgari ücret alan yüz binler var, bunlarla birleşmek lazım. Asgari ücret ne kadar yüksek olursa işçiler için o kadar iyi olacak” dedi.
"ASGARİ ÜCRETLİNİN ÇOCUKLARI EĞİTİME ULAŞAMIYOR"
Eğitim Sen Şube Başkanı Hüseyin Kaya, ekonomik krizi en çok asgari ücret ile geçinmek zorunda olanların hissettiğini söyledi. Kaya, patronların maliyetleri en aza indirmeye çalıştığını ve bunun sonucunda işçileri açlık sınırının altında ücret almaya mahkum ettiğini belirtti. Asgari ücret ile çalışan işçilerin çocuklarının eğitim hakkını da doğru dürüst kullanamadıklarını dile getiren Kaya, “Eğitim para ile alınır satılır hale geldi. Asgari ücretli işçilerin çocukları ile zenginlerin çocuklarının eğitime erişmesi arasında uçurumlar var. Pandemi döneminde bunu çok net gördük. Adana’nın Seyhan, Yüreğir ilçelerine bağlı birçok mahallede birçok işçi ve emekçi çocuğu internet olmadığı için, bilgisayar tableti olmadığı için uzaktan eğitime dahi katılamadı. Parası olanlar ise özel okullarda, özel öğretmenlerle çocuklarına ders aldırdılar. Devlet okulları kapalıydı ama özel okullar, etütler, dershaneler parası olanlar için açıktı. Böyle bir eşitsizlik var. Bu açıdan asgari ücretin ne kadar olması ile birlikte aynı zamanda çocuklarınızın parasız eğitime erişme hakkı için de mücadele etmek gerekiyor” dedi.