Sendikal rekabet mi dayanışma mı?
İşçilerin sendikalaşma mücadelesi karşısında SES işyeri temsilcilerinin tutumu, sendikal rekabetçi bir yaklaşımla engellemeye çalışmak mı, yoksa birlik ve dayanışma ile destek olmak mıdır?Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde taşeronda çalışan işçi arkadaşlarımız, başta sağlık çalışanları olmak ü
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde taşeronda çalışan işçi arkadaşlarımız, başta sağlık çalışanları olmak üzere herkese örnek olacak bir kararlılıkta ve birliktelikle 10 yıldır sendikalaşma mücadelesi vermekteler. Her seferinde yeniden ayağa kalkmayı deneyen ve başaran Dokuz Eylül işçileri 3 kez giriştikleri sendikalaşma mücadelelerinde, işten atmalar, direnişler, baskıyla istifa ettirmeler yaşadılar. Bir dönem TİS’de imzaladılar. Taşeron şirketler değişti. Başhekimler, hastane ve üniversite idarecileri değişti ama işçi arkadaşlar örgütlü çalışmaktan bir an bile vazgeçmediler. Sendikaları yokken, işyerindeki bölümlerde seçimle belirledikleri sözcülerle 32 kişilik işçi temsilciliği oluşturdular ve sorunları için başhekimlikle görüşerek çözüm aradılar. İşyerinde panel ve toplantılar yaptılar. Mücadelelerini biz SES üyesi sağlık emekçileri ve hocalarımızla birleştirmek için çaba sarf ettiler.
Şimdi iş kolunda yetkili ve sözleşme yapabilecekleri sendika olarak Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş sendikasında örgütleniyorlar. İşyerinde çoğunluk sağlayarak sendikaları ile toplu sözleşme yetkisi için bakanlığa başvuru yaptılar. İşçi arkadaşlarımızın bu mücadelesini biz emek hareketinden SES temsilcileri olarak bütün gücümüzle destekliyoruz. Bizler birlikte çalıştığımız işçi arkadaşlarımızın bu mücadelesine ve tercihlerine saygı göstererek yanlarında yer alırken, köstek olmaya çalışanlar da yok değil.
Mücadeleci sendikacılığı işçilerin işyerlerindeki birliği ve örgütlü gücünde değil, sendika tabela ve isimlerinde arayan, bürocu, işçinin iradesini küçümseyen, üst tabaka solcu anlayışın etkisindeki sağlık çalışanı, ne yazık ki sendikamız SES temsilcileri içinde de -az sayıda da olsa- var.
Sendika adının ne olduğu değildir sendikanın örgütlülüğünü gerçekleştirecek olan. Sendikanın rengini belirleyecek olan ona yön verebilecek bilince sahip işçilerdir.
Bize düşen görev, işçilere akıl verip, tercihlerini küçümsemek, hiçbir sorumluluk almadan ahkâm kesip sözde bilinçlendirmek adına işçileri sendikal örgütlülükten döndürmeye çalışmak olamaz.
İşçilerin bu kişileri dinledikleri yok. Zira sözleşme yapmayı amaçladıkları sendikada çoğunluk sağlayıp yetki başvurularını gerçekleştirmiş bulunuyorlar. İnanıyorum ki hastane çalışanı işçi arkadaşlarımız sendikal örgütlülüklerini başarıya ulaştıracaklar. İşçilerin sendikalaşması ile sendikal mücadelede işyerinde birlikte ‘SES’ getirebiliriz. Önemli olan sendika ismi değil, işyerinde kendi aramızdaki örgütlülüktür. Bu örgütlülüğü kötülemek değil yanında yer almak, sendikal rekabet değil dayanışma içinde olmak doğru tutumdur ve biz bu tutumdan vazgeçmeyeceğiz.
İşçi, sağlık çalışanı, akademisyen hep birlikte gücümüzü birleştirelim, işçilere engel yerine destek olalım.
*9 Eylül Hast./SES işyeri temsilcisi