Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
24 Kasım 2021 13:17

SES: Müteahhitlere değil sağlığa bütçe

2022 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri devam ederken SES İstanbul Şubeler Platformu, İl Sağlık Müdürlüğü önünde Sağlık Bakanlığı bütçesine dair basın açıklaması gerçekleştirdi.

2022 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri 20 Ekim’de başladı. Görüşmeler devam ederken, Sağlık Emekçileri Sendikası İstanbul Şubeler Platformu İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptığı açıklamayla, ”Bütçe ödeneklerine bakıldığında, ulaştırma projeleri ile şehir hastaneleri için ayrılan tutarlarda yine önemli artışlar mevcuttur. Bizden toplanan vergilerden ayrılan bu ödenekler; iktidarın, döviz cinsi üzerinden şehir hastaneleri için müteahhitlere verdiği kira ve hizmet bedelleri için harcanmaktadır.” dedi.

İl Sağlık müdürlüğü önünde yapılan eyleme HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ve Şişli Etfal dayanışması da destek verdi. Açıklama öncesi konuşma yapan Piroğlu,” Ülkenin bir iflasa gittiği görünüyor, dünden bugüne Türk lirası büyük bir değer kaybıyla yüzleşti, ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor. Bu kriz, birilerine dolar ve devlet ihaleleri üzerinden spekülasyonlar üzerinden milyarlar kazandırıyor. Aynı kriz emekçilere, işçilere, yoksullara sefalet dışında hiçbir şey sunmuyor” dedi.

“METALAŞMIŞ, TİCARİLEŞMİŞ TEDAVİ EDİCİ HİZMETLER EN BÜYÜK PAYA SAHİPTİR”

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde açıklama yapan SES Şişli Şube Eş Başkanı Fadime Kavak,”Sağlık Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe teklifine baktığımızda şunları görmekteyiz: Metalaşmış, ticarileşmiş tedavi edici hizmetler en büyük paya sahiptir: Ödeneklerin ne kadarının “tedavi edici hizmetlere” ne kadarınınsa “koruyucu hizmetlere” ayrıldığı önemlidir. Bu rakamın 74,5 milyar liralık kısmı (yüzde 64) tedavi edici hizmetlere, buna karşılık 38,7 milyar lirası (yüzde 33) koruyucu hizmetlere ayrılmıştır. Yani sağlıkta ticarileşme ve metalaşmayı savunan anlayış yeni bütçede kaynakların aktarımı kısmında sınıfsallığını göstermektedir” diye konuştu. Kavak, “2023 tahmini bütçesine baktığımızda ise sürekli değer kaybeden TL bazında bile önümüzdeki seneye daha az para aktarılmasının planlandığı, koruyucu hizmetlerin önemsenmemeye ve mevcut durumunun kötüleşmesine göz yumulmasına devam edileceği net şekilde görülmektedir.” dedi.

“SAĞLIK BAKANLIĞI BÜTÇESİNİN BEŞTE BİRİ ŞEHİR HASTANELERİNE AYRILMIŞTIR”

Yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan projelerinin işletme süreleri Şehir hastaneleri için yaklaşık 25 yıllık sözleşme sürelerini kapsadığını belirten Kavak,” Şehir hastanelerini yapıp işleten müteahhitlik şirketlerine 2022 yılı bütçesine 21.5 milyar TL ödenek konulmuştur. Bu tutarın yaklaşık 7.5 milyar TL’si “hizmet alımı suretiyle sunduğu hizmetler”, yaklaşık 14 milyar TL’sini ise “yatırımların kullanım bedeli”, yani kira ödemeleri oluşturmaktadır. Böylece bir yıllık değişim şöyle olmuştur; bütçede şehir hastaneleri için kira ödemelerinde 4 milyar TL, hizmet alımında 1.1 milyar olmak üzere toplamda 5.1 milyar TL’nin üzerinde bir artış yaşanmıştır. Bu ödenek 2023 yılında ise 24,2 milyar TL olarak öngörülmektedir. Sağlık Bakanlığı bütçesinin beşte biri şehir hastanelerine ayrılmıştır. Ancak Sayıştay’ın raporlarına göre şehir hastanelerine birçok kalemde usulsüz ve fazladan ödemeler yapılmakta, uygun olmayan veya yetersiz ekipmanların yerini kapatılan hastanelerdeki ekipmanlar almaktadır” dedi.

ses açıklamasından

Fotoğraf: Evrensel

PERSONEL GİDERLERİ %70’DEN, %33’E DÜŞTÜ

2022 yılında personel giderlerinin Sağlık Bakanlığı bütçesindeki payıyın %33’e düştüğünü sağlıkta Dönüşüm Programı öncesi 2003 yılında bu oranın %70’olduğunu belirten Kavak,” Yine salgında en ön safta yer alan sağlık emekçilerine yönelik bütçeden ayrılan pay oranında değişikliğe gidilmemiş, “hakkınız ödenmez” denilen emekçiler canları pahasına hizmet üretirken yeni personel alımına pay aktarılmadığı gibi ücretlerinde de artış yaşanmamıştır. 2022 sağlık bütçesi bu haliyle bir utanç belgesidir” diye ifade etti. Sonuç öneri ve talepleri şöyle sıraladı.

    Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.

  •     Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır.
  •     Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı %10’un üzerine çıkarılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır.
  •     Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
  •     SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır.
  •     Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır.
  •     Sağlık emekçilerine ek ödeme, döner sermaye vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde maaş ödenmesine başlanmalıdır.
  •     Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.
  •     Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi sağlık sistemleri çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya olan tahakkümü nedeniyle yeni pandemilerin olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın kentleşmeden tarım politikalarına, çevre politikalarına ve üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
  •     Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir.
  •     Savaş toplum sağlığına zararlıdır. Ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesi gibi konularda da sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir.
  •     Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
  •     Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık emekçileri derhal işe başlatılmalıdır. (İŞÇİ-SENDİKA SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et