İş cinayeti sonrası İDÇ’de keşif yapıldı
İDÇ’de yaşamını yitiren İşçi Mehmet Fidan için fabrikada keşif yapıldı. Fidan’ın ailesi müdüre tepki gösterdi. İşçiler, “Çalışanına kıymet vermeyen bir müdür. Tepki görmesine sevindik” dedi.

Fotoğtaf: Mehmet Fidan'ın kişisel arşivinden
Turan KARA
İzmir
Aliağa’da bulunan İzmir Demir Çelik fabrikasında 25 Ekim 2020 tarihinde 3 ton ağırlığındaki demir kütüğünün üzerine devrilmesi sonucu hayatını kaybeden Elektrik İşçisi Mehmet Fidan’ın yakınlarının açtığı davanın ilk duruşmasında mahkeme heyeti olay yerinde keşif yapılmasını istedi. Mahkeme heyeti ve Fidan’ın ailesi de dahil kalabalık bir heyet iş cinayetinin yaşandığı İzmir Demir Çelik fabrikası OPH bölümünde incelemede bulundu.
Keşif sırasında Fabrika Müdürü Hasan Acar ve ölen işçinin ailesinin arasında geçen tartışmanın ardından işçiler, “Çalışanına kıymet vermeyen bir müdür. Tepki görmesine sevindik” dedi.
KEŞİF İNCELEMESİNDE AİLE FABRİKA MÜDÜRÜNE TEPKİ GÖSTERDİ
Keşif sırasında yaşananlar fabrikada yasaklı bir şekilde dilden dile dolaşıyor. Yaşanan olaya ilişkin Türk Metal temsilcileri işçilere hiçbir açıklama yapmazken, gelen sorular karşısında ise “Bilmiyorum” yanıtını veriyor.
Keşif sırasında Fidan’ın bir yakınının Fabrika Müdürü Hasan Acar ile tartıştığı bilgisinin yayıldığını söyleyen bir işçi, “Fabrika müdürü dayak yemiş diye bir haber yayıldı. Araya giren güvenlik görevlileri Hasan Acar’ı koruyarak olayın büyümesini engellemiş. Ama kimse tam olarak ne olmuş bilmiyor” dedi.
Bu olayın birçok işçiyi keyiflendirdiğini aktaran işçi, “Herkese kaba saba davranan bir tutumu var işyerinde. İnsanlığı iyiymiş gibi göstermek için arada dolaşır, çay falan içer atölyede ama kim bakar buna? Sen çalışırken çalışanına kıymet vermeyen, kaba saba davranan, işi ekmeği için sesini çıkaramayan insanlara müdür olduğun için emretmek ve yapılamayacak işleri yapmaya zorlayan bir insan değil misin? Bu yüzden epey insan içten içe sevindi. Dayak yemiş mi yememiş mi bilen yok tabii ama bunu duymak bile belki ders alır diye iyi bir haber olarak geldi” diye yaşananları anlattı.
ÖNLEM ALINSAYDI ÖLMEYECEKTİ
İşçilerin aktardığına göre şarj sehpasının baş tarafında hareket sensörlerinin arızası nedeniyle çalışan Mehmet Fidan kütüklerden birinin üzerine düşmesiyle olay yerinde hayatını kaybetti. İşçiler, daha öncelerde kütüklerin kayıp aşağıdaki hidrolik hortumlara zarar vermemesi için kızak olarak 3 parçalı demir eklendiğini, o olmasaydı Fidan’ın zarar görmeyebileceğini ya da şarj sehpasında kütüklerin düşmesini engelleyecek tampon olsaydı yaşamını yitirmeyeceğini aktardı.
Fidan’ın ölümünden sonra kendi aralarında eşine iletilmek üzere dayanışma amaçlı bir miktar para toplayıp temsilciye verdiklerini anlatan işçi, fabrikanın ise hiçbir yardımı olmadığını çünkü Fidan’ın eşinin parayı kabul etmediğini söyledi.
"ŞİRKET VE SENDİKA BİR ŞEY YAPMIYOR"
“Olaydan birkaç ay sonra Fabrika Müdürü eşini fabrikaya çağırmış, kan parası pazarlığı yapmak istemiş ama eşi bu duruma çok kızmış ve hiçbir şey kabul etmemiş” diyen işçi şöyle devam etti: “Fabrikada çalışma koşullarına gelince her şey aynı. Ne şirket yönetimi ne de sendika koşulları iyileştirmek için bir şey yapıyor.” İDÇ temsilcilerinden birisi ise konuyu takip etmemizi anlamsız bularak, “Olay artık adli vaka. Sen neden takip ediyorsun ki?” diyor.
"HADİ HADİ’ DÜZENİNİ GETİREN MÜDÜR
İzmir Demir Çelik Müdürü Hasan Acar HABAŞ Demir Çelik fabrikasında da çalışırken 20’den fazla işçinin ölmesine yol açan çalışma koşullarıyla biliniyor. İşçiler İDÇ fabrikasına geldiğinden bu yana çalışma koşullarını vahşileştirmek, HABAŞ’tan kendi ekibini getirip işçiler arasına ayrımcılığa dayanan rekabet sokmak, iş yasaları, toplu sözleşme hakları, işçi sağlığı ve güvenliği kurallarını hiçe sayarak fabrikayı ve kendilerini tehlikeye atması gibi uygulamalarının olduğunu söylüyor.
Gelir gelmez yaşanan ilk vukuatı üretime fazla yüklenip trafoları patlatması, fabrikayı ve işçileri tehlikeye atması olmuştu. Sonra ayrıcalık tanıdığı kendi ekibiyle işçilerin daha önce alışık olmadığı “hadi hadi” çalışmasını dayatmıştı.
Fabrika müdürünü “Üretim rekoru kırma delisi” diye tarif eden bir işçi, “Üretimini artırmak için her şeyi yapıyor ama kuralları, işçi sağlığını hiçe saymadan yapmak zorundayken bizim hayatımızı hiçe sayıyor. O geldiğinden beri fabrikada çalışma ortamında pek huzur yok. En son idari kısım diyerek kimi işçilere zam verdiler. ‘Bize neden bir şey yok’ dediğimizde ise ‘Sizin sendikanız var, sözleşmeyle oluyor’ cevabını verdiler” dedi.
Fabrikanın üretim rekorları kırmasına rağmen krizin yükü altında ezilen işçilere hiçbir şey vermediğini aktaran işçi, sendikacılara ücrette iyileştirme ve prim taleplerini ilettiklerinde ise “Müdür o, istediği zaman istediğine verir istemediğine vermez ne yapalım” cevabını aldıklarını söyledi. “O zaman sendika neden var bu fabrikada?” diye soran işçi, sendikacıların müdürün güdümünde olduğunu dile getirdi.
TÜRK METAL, İŞÇİLERİN SORUNLARINA KULAK TIKIYOR
"Metal fırtınadan sonra sözde kendi temsilcilerimizi seçtik. O zamandan bugüne yeniden seçim olmaması bir yana, istifacıların başında diye seçtiğimiz adamlar da öncekilere benzedi. Onların da işçileri satması, şirket idarecileri ve sendika başkanının yancısı olması uzun sürmedi” diyen işçi, İDÇ’de Türk Metal’in yine metal fırtına öncesi duruma girdiğini vurguladı.
İşçiler, Türk Metal yöneticilerine çalışma koşullarının kötüleştiğini, müdürün yasa ve hak tanımaz tutumuna dur demek gerektiğini söylediklerini ama sendika yetkililerinin “Bir şey yapamayız, alışmaya gayret edin” şeklinde cevap verdiğini anlattı. Özellikle İzmir Demir Çelik’te 15 yılı aşkındır baştemsilcilik yapan Baran Bulut aynı zamanda şube yönetim kurulu üyesi olmasından dolayı işçilerin en büyük eleştiri odağında bulunuyor.