25 Kasım 2021 23:04

Yardım talebiyle muhtarlığa başvuranların sayısı artıyor

Son dönemde muhtarlıklara, “Bana iş bulun ne iş olsa yaparım” talebiyle gelen kadınların sayısı oldukça artmış durumda.

Yoksullara ulaştırılması için muhtarlığa getirilen kıyafetler. Fotoğraf: Eren Ergine | Evrensel

Paylaş

Eren ERGİNE
İstanbul

Son dönemde artan yoksullukla beraber, muhtarların da iş yoğunluğu arttı. Fakirlik belgesi isteyenler, kirasını ödeyemeyenler, iş arayanlar… Derdine çare olur diye muhtarın kapısını çalanlar. İstanbul’da yoksulların yaşadığı, bir mahallede 70 metrekare tek katlı iki odalı bir muhtarlık… Öğle arası olmasına rağmen kapı açık. Muhtarlık Çalışanı Hatice’nin kaşları çatık, hızlıca önünde dağ gibi duran evrakları ayıklıyor. Muhtarlığa gelen kadınlar ise işlem için sırada. Kimi derdini anlatıyor, kimi evrak alıp çıkıyor. Önlerinden geçerek, diğer odaya yöneliyoruz. Hava alsın diye açılan odanın camı milyonluk beton yığınlarına açılıyor. 50 bin nüfuslu mahallede yaklaşık 20 bini kişi pencereden gördüğümüz o sitelerde ikamet ediyor. Giymedikleri kıyafetleri, kullanmadıkları eşyaları çocuklarının oynamadıkları oyuncakları getirmek dışında pek uğramıyor site sakinleri muhtarlığa.

Çayımızı içerken yardım talebiyle gelen kadınların sesi duyuluyor, biri geliyor biri gidiyor. O sırada mahalle muhtarı, son zamanlarda artan kiralardan, yoksullaşan halktan ve dağılıp giden hayatlardan bahsediyor. Görüşmelerini bitiren Hatice’nin seslenmesiyle birlikte diğer odaya geçiyoruz. Önünde bir masa, üstünde eski oyuncaklar, iki de sandalye bulunuyor. Odayla birlikte penceredeki manzara da değişiyor, o pencere dar gelirli ailelerin yaşadığı evlere bakıyor. O karede yoksulluk, açlık, sefalet var. Muhtarlık Çalışanı Hatice, pencereden bakmakla yetinmiyor, gelen kadınların sorunlarını dinliyor, elinden geldiğince çözmeye çalışıyor.

"YARDIM EDİN DİYENLERİN SAYISI ARTIYOR"

Yoksul olmayanın muhtarlıkla pek işi olmuyor. Derdin binbir türlüsüyle karşılaşan Hatice 40’lı yaşlarda, 3 çocuk annesi. Yoksulluk derinleştikçe, mahalle aralarında kapı önlerinde, oturup sohbet eden kadınlara daha az rastlanır olmuş. Eğer fabrikada çalışmıyorsa ya merdiven siliyor ya öğle arasında atölyelerde, işyerlerinde bulaşık yıkıyor ya da evlere temizliğe gidiyor. Son dönemde muhtarlığa, “Bana iş bulun ne iş olsa yaparım” talebiyle gelen kadınların sayısı oldukça artmış. 30 bininin kıt kanaat geçindiği, 50 bin nüfuslu mahallede yaklaşık 5 bin kişinin belediye ve kaymakamlığa yardım başvurusunda bulunduğunu Hatice’den öğreniyoruz. Ekonomi bozuldukça, yoksulluk arttıkça aileler de dağılmaya başlamış. Zamanında evi barkı, ailesi olan birçok kişi bugün “Hastanede, bahçede, parkta yatıyorum yardım edin” diye muhtarlığın kapısını çalar olmuş.

"AYLIK 700-800 TANE İCRA DOSYASI GELİYOR"

İcra dosyaları, trafik cezaları, boşanma davaları... Hatice’nin önünde birikmiş evraklar. Aylık 700-800 tane sadece icra dosyası geliyor. Öyle bir yerden falan da değil, 6-7 yerle icralık olan aileler var. Sosyal yardımlara başvurular günbegün artıyor, Anadolu’da dağ başında küçük bir tarlası bile olsa aileler bu yardımlardan yararlanamıyor. Sosyal yardıma başvuru yapan ailelerin evlerinde gözlem yapılıyor, evdeki eşyalara ve hanede çalışan sayısına bakılıyor. Yardımlar bu süreçten geçtikten sonra onaylanıyor. Ancak o evde tencere kaynıyor mu, kiralar, faturalar ödeniyor mu? Bunlara bakılmıyor. Hal böyle olunca başvuru yapan çoğu insan yardımlardan yararlanamıyor. Bu nedenle insanlar yardım alabilmek için farklı yöntemlere başvuruyor. Hatice o yöntemi şöyle anlatıyor: “Dün bir kadın geldi eşini işten çıkarmışlar, sosyal yardıma muhtaç, çocukları evde aç. Adresini başka yere taşımaya çalışıyor, eşi başka adreste kendisi başka adreste olursa ayrı sanıp yardım verirler diye düşünüyor. Yaptığının doğru olmadığını anlatıyorum ama ne yazık ki insanları bu hale getirdiler. İnsanlar geçinemiyor, yardıma muhtaç. Mesela son zamanlarda yaşlılar gelmeye başladı, ‘Ben yaşlı bakımevine yerleşmek istiyorum’ diyorlar. Artık insanlar kendi hayatlarını devam ettiremiyor. O nedenle bakmakla yükümlü olduğu kim varsa yanından uzaklaştırmak için formül arıyor.”

"KIZIMI 17 YAŞINDA EVLENDİRMEK ZORUNDA KALDIM"

Mahallede kiralar ortalama 1500 lira... Ancak yeni bir ev tutmak isteyenin 2 bin lirayı gözden çıkarması, biraz ucuz olsun isteniyorsa bodrum katlara yönelmesi gerekiyor. Geçinemeyen emekçiler ek işe gidiyor, gece gündüz çalışıyor, hayatta kalma mücadelesi veriyor. Çocuğunu okuldan alıp işe veren de var, 17 yaşındaki kızını yoksulluktan kurtulsun diye evlendiren de… Onlardan biri de merdiven temizliğine giderek aylık 300 lira kazanan 4 çocuk annesi Gülcan. Sosyal yardımlarla ayakta durmaya çalışıyor. 2 ayda bir 600 lira sosyal yardım alıyor. 3 çocuk okutan Gülcan, okuldan 1500 lira kitap parası istenince çaresizlikten çocuklarını okuldan almak istemiş... Yardımına yetişen Hatice sorunu çözerek, çocukların okula devam etmesini sağlamış. Kocasını trafik kazasında kaybeden Gülcan, “Hayat zor, merdiven siliyorum, daire başı 25 lira para alıyorum, çıkarsa evlere temizliğe de gidiyorum. Kızımı 17 yaşındayken evlendirmek zorunda kaldım. Gitsin bari bu çileyi, yoksulluğu o çekmesin dedim. Öyle zamanlar oluyor ki yemek bulamıyoruz. Bazen ekmek bulamıyoruz, çocukların beslenmesine makarna pişirip koyuyorum.”

"GEÇİNEMEDİĞİ İÇİN, 3 ÇOCUĞUNU ESİRMEGE KURUMUNA VERDİ"

Mahallede huzursuzlukla birlikte intihar ve cinayet vakaları da artmış. “İnsanlar kaygılı, sonumuz ne olacak?​” Son zamanlarda en fazla sorulan sorulardan biri. Hatice, ekonomik sıkıntıların bu olayları arttırdığını, gözlerinin önünde ailelerin yok olduğunu anlatıyor: “Geçen gün bir kadın geldi, cenazesi var, çocuğu intihar etmiş. Dertli acılı, o hengamede çıkıp muhtarlığa gelmiş yardım istiyor. Gıda, çay, şeker ne olursa. Çünkü taziyeye gelecek insanlara verebileceği bir şey yok evinde. Mecbur, onu boş gönderemezsin. Elde olmasa bile bulup buluşturuyoruz. Artık dayanılacak gibi değil. Bir başka anne geçinemediği için 3 çocuğunu Çocuk Esirgeme Kurumuna verdi. ‘Biraz çalışıp kendimi toplayıp tekrar alacağım’ diyor. Her gün bunlara şahitlik ediyoruz.”

Mahallede yaşayan dar gelirli ailelere sosyal yardımın dışında zaman zaman özel yardımlar da geliyor. Kimi kişiler yardım yapmak istediğinde muhtarlığı arıyor. Kimi kurban kesip gönderiyor, kimi çocuklar giysin diye kıyafet. En fazla ihtiyaç duyulan ise bez ve çocuk maması. Muhtarlığın içi adeta ikinci el dükkanını andırıyor. Her köşede, bir çuval. Kimi giymediği pantolonu gömleği bırakıyor, kimi çocuklarının oynamadığı oyuncaklarını. Gelen kıyafetler anında yeni sahiplerine gidiyor, bayramdan bayrama yeni kıyafetler giyen çocuklar günübirlik mutlu oluyor. Hatice ise sormaktan kendini alıkoyamıyor: “Nereye kadar böyle?​”

ÖNCEKİ HABER

Hacettepe’de işçiler TİS’te imzalanan zammı istiyor

SONRAKİ HABER

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu banka yöneticileriyle görüştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa